Yine bir Kurban Bayramı’na ulaştık… Takvimlerin değil, yüreklerin bayramı bu. Elbiselerden önce niyetlerin temizlenmesi gereken, sofralardan önce gönüllerin açılması gereken mübarek günler…

Ama ne garip değil mi?

Bir tarafta yeni kıyafetlerin sevinciyle gözleri parlayan çocuklar,

Diğer tarafta Gazze’de ayakkabısız, kıyafetsiz, yetim, sessiz kalan masum çocuklar…

Bir yanda bayram sofraları dolup taşarken,

Diğer yanda bir lokma ekmeğe hasret kalmış çaresiz anne ve babalar…

Gazze’nin her evinde bir değil bir çok kurbanlık adanmış İsmailler var.

Gazze, Adanmışlık ve Teslimiyetin en güzel sembolü...

İbrahim ailesinden sonra, Gazze Tüm aleme Allah için nasıl kurban olunur, nasıl teslim olunur, nasıl tevekkül edilirin en muazzam dersini verdi.

Kurban Bayramı, Hz. İbrahim’in Rabbine olan sınırsız bağlılığını ve Hz. İsmail’in teslimiyetini hatırlatır bize. Peki ya biz? Hangi dünyevi alışkanlığımızı kurban edebildik bu bayram?

Bayramın sadece kavurma ve tatil olarak algılandığı bu çağda, gün geçtikçe anlamı siliniyor.

Oysa kurban, bir hayvanın boğazından daha öte bir şeydir. O, benliğimizdeki kibri, bencilliği, umursamazlığı kesebildiğimiz zaman anlam kazanır.

Kırgınlıklarımızı kurban etsek mesela…

En aziz İsmaillerimizi kesebilsek.

Gazze için uykularımızdan feragat edip iki rekat Teheccüd ile dua dua teveccüh kılsak Rabbin dergahına...

Bir mazluma ulaşacak bir sadaka uzatsak elimizden…

Gazze’de Bayram Değil, Direniş Var

Kurban, paylaşmaktır. Ve biz bugün, kurbanlarımızı sadece evimize değil, mahzun coğrafyalara da gönderebildiğimiz sürece ümmet bilinciyle yaşıyoruz demektir. Kurban eti dağıtmanın çok ötesinde, yüreğimizin bir parçasını Gazze’ye, Yemen’e, Doğu Türkistan’a gönderebilir miyiz?

Gazze’de kurbanlar belki kesilmiyor, ama çocuklar ölüyor.

Onlar kurban olmaya değil, yaşanmaya layık!

Ve bizim suskunluğumuz, kurban edilen insanlığın en büyük kanıtı…

Gerçek Bayram, Başkasının Bayramına Vesile Olabilmektir

Unutmayalım: Kurban, Hz. İbrahim’in sınavıydı.

Bugün bizim sınavımız; ne kadar paylaşabiliyoruz, ne kadar farkındayız?

Yetim bir çocuğun başını okşayabiliyor muyuz?

Yaşlı komşumuzu hatırlıyor muyuz?

Bayramı sadece telefon ekranlarında mı kutluyoruz, yoksa gerçekten yaşıyor muyuz?

Bayram, önce içimizde başlamalı…

Adanmışlık ve Teslimiyetin en güzel örneği olan Gazze’nin ve tüm mazlum coğrafyaların Kurban Bayramını tebrik eder, tüm Ümmete hayırlar getirmesini temenni ederiz.

Yüreğiniz ferah, haneniz refah sofranız bereketli, Bayramınız mübarek olsun.