Aile, toplumun temel taşıdır. Toplumu bir arada tutacak olan da ailedir. Aradaki ülfet ve birlikteliği sağlayacak yegâne bağ, aile bağıdır.

Toplum, aileden neşvünema bulur. Sağlıklı bir toplumun temelinde sağlıklı aile vardır. Aile düzelince toplum düzelir; aile sağlıklı olunca toplumun gidişatı da sağlıklı olur.

2025 yılı, “Aile Yılı” ilan edildi. Neslin korunması hedeflendi. Nüfusun yaşlanmasının önüne geçilmek istendi. Aradaki bağlar güçlensin diye bu hedefler benimsendi.

Buna elbette ki asalet sahibi herkes sevindi. Milletini, memleketini, dinini, diyanetini, toplumunu seven herkes bu karardan memnuniyet duydu.

Aileyi güçlendirecek, çarpık ilişkilerin önüne geçilecek adımların atılacağı düşünüldü, beklendi.

Her tarafta aileye koruma kalkanları oluşturulacak sanıldı. Ailenin korunması için bütün Bakanlıklar görev alacak beklentisi oluştu.

Ailenin temeline dinamit gibi yerleşen uyuşturucuyla, ahlaksızlıklarla, aldatmalarla çok yönlü mücadele edileceği hesaplandı.

Televizyon ekranlarının artık aileyi korumak için pozisyon alacağı, haber programlarının ailenin ruhuna uygun şekilleneceği umut edildi.

Kılık kıyafetlerin artık arsızlık, densizlik, ahlaksızlık ve tacizleri önleyecek şekle bürüneceği tahmin edildi.

Aile yılında, namustan zerre nasiplenen birinin; kızının, eşinin sokakta – sanki yatak odasında giyeceği kıyafetlerle – gezmesine razı olmayacağı düşünüldü.

Genel ahlaka aykırı namussuzluklara, arsızlıklara, terbiyesizliklere bir nebze de olsa dur denileceği ümidi doğdu.

Konutların/dairelerin, evlerin, toplantıların, ziyaretlerin aileyi koruyacak asgari mahremiyet kurallarına uyularak tasarlanacağı varsayıldı.

Kültür festivallerinin değerlerimize uygun hâle getirileceği, ailelerin gönül rahatlığıyla takip edebileceği etkinliklerin sergileneceği düşünüldü.

Aile yılında, kale gibi sağlam bir yapının korunması için her şeyin yapılacağına dair büyük bir umut yeşerdi.

Ama… Ancak… Lakin… Ne yazık ki bu yıl tersine giden o kadar husus var ki, şaşırıp kaldık!

Acaba gerçekten bu yıl “Aile Yılı” mı?

Yoksa ailenin başına olmadık belaların getirildiği bir yıl mı?

Ben kendi açımdan genel fotoğrafa bakarak şu soruyu sormadan edemiyorum:

Aileden ne istiyorsunuz?!

Yine de asıl değerlendirmeyi siz değerli okuyucularıma bırakıyorum.