La Yestewi

Son günlerde nevruz kutlamalarını alet ederek içlerindeki gayz ve şiddetti kusanlar gündemin başına oturmuş gibi... Herkes sergilediği hal ve hareketlere göre kıymet ve değer kazanır. Sürdürdüklerini iddia ettikleri davalarını sokaklara indirip son derece basitleştirmektedirler. Ayrı zamanda bu tablo İslam ve imandan yoksun kesimin ne derece olgunluktan ve vakardan uzak olduğunu da gözler önüne sermektedir.

Kürt sorununu savunduklarını! İddia ediyorlar. Milletimiz, Müslüman Kürtler artık bunların ne mal olduğunu anlamalıdır. Ellerine taş alıp çocuklarımızı-gençlerimizi kışkırtanlar ne derece bizim özgürlük ve kurtuluşumuzu temin edebilirler!..

Yaptıkları resmi veya gayr-i resmi her türlü etkinliklerini adeta bir yıkım seferberliğine dönüştürüyorlar. Halk için mücadele etiklerini söyleyip dururlar ama kendi halklarının ev-işyeri ve araçlarını yağmalarlar. Bu ne hak savunma, bu ne zulüm!.. Sözde sevgi ve barış coşkusu diye nevruzda bile sevgi ve barıştan eser yok.

Bir de nevruzla, yakın tarihlerde kutlanmaya başlanacak kutlu doğum etkinliklerine bakın. Yüz binleri meydanlara döken peygamber sevdası adeta İslam`ın selametinin bir göstergesidir. Müslümanlar İslam`dan ve imandan  aldıkları olgunluk ve vakarlarıyla son derece olumlu ve pozitif bir tavır sergilemektedirler. Allah`ın ve Resulunün adının anıldığı, tekbir ve salavatlarla inleyen meydanlarda yüz binlerce insanla birlikte belki milyonlarca melekler var. Sükûnet, selamet, rahmet olmasın da ne olsun? Hem Müslümanın bir farkı olmalı değil mi? Mü`min sıfatıyla güven ve emniyet yayan, Müslüman sıfatıyla, selamet ve barış yayan bir topluluğa da yakışan budur. Haydi Müslümanlar! Peygamber aşıkları! meydanları doldurun ve kutlamalar, etkinlikler nasıl yapılır dünya aleme gösterin. Elhasıl: ‘`La yestewi eshabunnari ve eshabul cenneti. Eshabul cenneti humül faizun``(Cennet ve Cehenem ashabı bir olur mu? Muhakkak ki Cennet ashabı kurtuluşa erenlerdir.)