• DOLAR 32.32
  • EURO 35.128
  • ALTIN 2296.718
  • ...
Bugün aile içerisindeki iletişim ve uzlaşma adına birçok faaliyetler, etkinlikler yapılmakta. Uzmanlar oturup bu meseleyi uzun uzadıya konuşmaktadırlar. Keşke bilselerdi! Allah`ın “usvetun hesene” olarak vasıflandırdığı İbrahim (as)`ın aile modeli en güzel ve en iyi modeldir.

İşte bir baba olarak Hz.İbrahim! Tamamen Allah`a teslim olmuş bir yüreğe sahip. Hedefinde dünya malı, makam, şan-şöhret yok. Yalnızca İlayi Kelimetullah`tır amacı. Hal böyle olunca birçok ağır imtihana merhaba diyor. Hamuru iman davası uğruna acı ve çilelerle yoğruluyordu adeta. Rabbi onu çok seviyor, bundan dolayı O`nunla Halil`i arasına hiçbir şeyin girmesine müsaade etmiyor. Halil`i de O`na sadık! O`nun uğruna ateşlere atılıyor. Yurdunu terk edip sürgün ve hicretler yaşıyor. Eşini ve çocuğunu kupkuru çöllerde terk ediyor. Ama Rabbinden yana asla taviz vermiyor. Bütün bunların üstüne bir de evladını boğazlama emrini de “semi`na ve eta`na” şiarıyla kabul ediyor. Hem de yıllarca evlat hasreti çekmesine rağmen zerre miktar tereddüt etmeden bıçağı eline alabiliyor. Bu ne teslimiyet , bu ne itaat Ya Rab!

İşte ailenin anası Hacer! Kıymet ve değeri dış görümünde arayanlar! Bakın Hacer`e; siyahî bir cariye. Ama adı altın harflerle tarihe yazıldı. Çünkü Hacer`in İbrahim`den eksik kalan bir yanı yoktu. İbrahim bir dava adamıysa Hacer de bir dava kadınıydı. Yüreğindeki imanı Mekke`nin kızgın çölünü gülistana çevirmişti. Hacer`in bu tarihi sözüne bakalım “ey İbrahim bizi burada bırakmanı Rabbin mi emretti”  İbrahim “evet bunu bana Allah emretti.” Hacer “madem öyle tamam! Rabbim bizden haberdardır ya O bize yeter” demek Hacer eşi için değil, babası için değil, çevresi için değil, yalnız Rabbi için o kuş konmaz, kervan geçmez çölde kalmayı kabul ediyor. O`nun Safa ve Merve arasında koşması haccın farzlarından oluyor. Erkek-kadın zengin-fakir siyah-beyaz bütün Müslümanlar Hacer`in ayak izlerin den yürümedikçe hac farizası kabul olamıyor. Ve Hacer bir annedir. Yavrusunun ayağına bir diken bile batsın istemez. Ama Rabbi ondan evladını istiyor. Dedik ya şiar “semi`na ve eta`na”ydı. Hemen teslimiyet ve kabul… Zira amaç Allah`ın rızasıdır. Hacer bu amaca ulaşmak için her şeyi göze almıştır.
 
Ve ailenin en küçük ferdi İsmail (as) tabii olarak, böyle kararları bir, huzurla anlaşan bir ebeveynin çocuğu da itaatkar ve selim olur. Onun küçük yüreğindeki imanı Rabbi için bıçaklar altında yatmaya yetiyor. Rabbini razı ederken anne ve babasına da itaat etmiş oluyor.
Dikkat edin! Ailedeki herkesin hedefi Allah rızasıdır. Böylece birbirlerini de razı etmiş oluyorlar. Aralarındaki iletişim için Allah`ın davası en iyi aracı oluyor. Allah için deyince kimsenin diyecek sözü kalmıyor.
İşte ailedeki iletişimin esası: Allah rızası. Müslüman erkekler Hacer misal eşlere olmak istiyorlarsa Allah davasını dert edinsinler.
Müslüman kadınlar İbrahim gibi eşlere sahip olmak istiyorlarsa Hacer gibi Allah`ın davası için çırpınsınlar.
Ve İsmail gibi itaatkar, hayırlı evlatlara sahip olmak istiyorsanız Hacer ve İbrahim olun.
Vesselam.