YARALI SERÇELER
Hamd ve sena; kainatı yoktan vareden Halık-ı Zülcelal`e ve yarattıklarını en güzel şekilde yöneten ve idare eden Rabb-i Rahim`e, salat ve selam; Alemlerin Efendisi, iki cihan güneşi Hz.Muhammed Mustafa `ya , âline , ashabına ve İslam buyruklarını tavizsiz yerine getiren halis kullarına ve hususen başörtüsü mücadelesi veren
mücahide bacılara olsun..
Bugün güne farklı başlayalım, hem de çok farklı. Mesela yatağımızdan başörtüsü mücadelesi veren bir kız gibi kalkalım. Allah`ın emri olan örtü uğruna bir an olsun taviz vermeyen ve direnen bir kız gibi... Ve düşüncelere dalalım. Acaba bugün ne
ile karşılaşacağım? Kınama cezası mı? İkna etme çabaları mı? Yoksa sürgün mü? Ya da okul idarecilerinin, merkezi sistemin bantından verilmiş gibi, ezbere söyledikleri boş sözler mi? "Yok efendim öğretmen arkadaşlarımız da kapıda örtüsünü açıyor." , "Şu anda siz suç işliyorsunuz." "Vay efendim çocuğunuzun okuması lazım." vs.. İyi de okula almama gayretini sarfedenler sizlersiniz, asıl suçu işleyenler sizlersiniz. Hem Allah`ın kanunları karşısında, hem de kendi kanunlarınız karşısında bir tek suçlu var, o da sizsiniz!
Bu mesele sizce küçümsenecek bir mesele mi? Kesinlikle hayır. Ortamına göre bir bez parçası dedikleri örtüden neden bu kadar korkuyorlar? Küçük bir kızdan neden bu kadar ürküyorlar? Nasıl bir mesele teşkil ediyor onlar için?
Onlar korkaklıktan kaynaklanan zulüm oyunlarını her ne kadar oynamaya devam etseler, bizler de on katı, yüz katı kadar direneceğiz. Ve bizler asla pes etmeyeceğiz, yılmayacağız, Allah`ın ayetlerini kendimize şiar edineceğiz inşallah. Kınamalar, ikna çabaları ve sürgünler bizi asla yıldıramayacak..
Anne babalar olarak da çocuklarımızın bu kutlu mücadelesinde, onlara sonuna kadar destek olacağız. Şeyma`larımıza, Amine`lerimize, Zeynep`lerimize kol kanat gereceğiz. Yüreğimizin ta derinliklerinden , dilimizle son nefesimize kadar
haykıracağız. Ve diyeceğiz ki; "Kamusal alana kadar değil, zulüm bitene kadar! "
Herkesi bu kutlu mücadeleye, direnişe davet ediyorum. Ve yegane güç-kudret sahibi olan Allah`ı şahid kılıyoruz ki, bu mücadelede kaybetmek yoktur. Dolayısıyla en büyük kazanç Allah`ın bizden razı olmasıdır. Şahid ol ya Rab! Şahid ol ya Rab!
Ve zulüm işleyenlere, ayakçılık yapanlara, koltuk uğruna bu zulme ortak olanlara sesleniyorum: "Bizi kapıdan kovsanız camdan gireceğiz, camdan kovsanız bacadan gireceğiz. Şunu iyi bilin ki sizin bu tutumunuz, bizi daha çok kendimize şiar edindiğimiz örtümüze kenetliyor ve aramızdaki bağı daha da güçlendiriyor."
Zalimler bilmeyedursun, bizi hiçbir şeyin yıldıramayacağını... Başörtülü bir kızın küçücük yüreğindeki volkan gibi imanı idrak edemeye dursunlar..
Kendim de başörtüsü mücadelesi vermiş birisi olarak ; şu anda aynı mücadeleyi veren kızıma sonuna kadar destek olacağım. Ve mübarek örtüsünü şerefle dalgalandıracağım, dalgalandıracağız. Yaralı serçelerimiz bi rgün özgürce uçacak
inşallah...
mücahide bacılara olsun..
Bugün güne farklı başlayalım, hem de çok farklı. Mesela yatağımızdan başörtüsü mücadelesi veren bir kız gibi kalkalım. Allah`ın emri olan örtü uğruna bir an olsun taviz vermeyen ve direnen bir kız gibi... Ve düşüncelere dalalım. Acaba bugün ne
ile karşılaşacağım? Kınama cezası mı? İkna etme çabaları mı? Yoksa sürgün mü? Ya da okul idarecilerinin, merkezi sistemin bantından verilmiş gibi, ezbere söyledikleri boş sözler mi? "Yok efendim öğretmen arkadaşlarımız da kapıda örtüsünü açıyor." , "Şu anda siz suç işliyorsunuz." "Vay efendim çocuğunuzun okuması lazım." vs.. İyi de okula almama gayretini sarfedenler sizlersiniz, asıl suçu işleyenler sizlersiniz. Hem Allah`ın kanunları karşısında, hem de kendi kanunlarınız karşısında bir tek suçlu var, o da sizsiniz!
Bu mesele sizce küçümsenecek bir mesele mi? Kesinlikle hayır. Ortamına göre bir bez parçası dedikleri örtüden neden bu kadar korkuyorlar? Küçük bir kızdan neden bu kadar ürküyorlar? Nasıl bir mesele teşkil ediyor onlar için?
Onlar korkaklıktan kaynaklanan zulüm oyunlarını her ne kadar oynamaya devam etseler, bizler de on katı, yüz katı kadar direneceğiz. Ve bizler asla pes etmeyeceğiz, yılmayacağız, Allah`ın ayetlerini kendimize şiar edineceğiz inşallah. Kınamalar, ikna çabaları ve sürgünler bizi asla yıldıramayacak..
Anne babalar olarak da çocuklarımızın bu kutlu mücadelesinde, onlara sonuna kadar destek olacağız. Şeyma`larımıza, Amine`lerimize, Zeynep`lerimize kol kanat gereceğiz. Yüreğimizin ta derinliklerinden , dilimizle son nefesimize kadar
haykıracağız. Ve diyeceğiz ki; "Kamusal alana kadar değil, zulüm bitene kadar! "
Herkesi bu kutlu mücadeleye, direnişe davet ediyorum. Ve yegane güç-kudret sahibi olan Allah`ı şahid kılıyoruz ki, bu mücadelede kaybetmek yoktur. Dolayısıyla en büyük kazanç Allah`ın bizden razı olmasıdır. Şahid ol ya Rab! Şahid ol ya Rab!
Ve zulüm işleyenlere, ayakçılık yapanlara, koltuk uğruna bu zulme ortak olanlara sesleniyorum: "Bizi kapıdan kovsanız camdan gireceğiz, camdan kovsanız bacadan gireceğiz. Şunu iyi bilin ki sizin bu tutumunuz, bizi daha çok kendimize şiar edindiğimiz örtümüze kenetliyor ve aramızdaki bağı daha da güçlendiriyor."
Zalimler bilmeyedursun, bizi hiçbir şeyin yıldıramayacağını... Başörtülü bir kızın küçücük yüreğindeki volkan gibi imanı idrak edemeye dursunlar..
Kendim de başörtüsü mücadelesi vermiş birisi olarak ; şu anda aynı mücadeleyi veren kızıma sonuna kadar destek olacağım. Ve mübarek örtüsünü şerefle dalgalandıracağım, dalgalandıracağız. Yaralı serçelerimiz bi rgün özgürce uçacak
inşallah...
Rabbinin emrine uyanlara selam olsun...