• DOLAR 34.498
  • EURO 36.412
  • ALTIN 2955.765
  • ...

1.Dünya Savaşı'ndan sonra İslam ümmetine vurulmuş en büyük darbe din işleri ile dünya işlerini ayıran anlayıştır. Kuran'ı dünyadan uzak tutan; dini namaz, ibadet, camiden ibaret sayan kısacası Kur'an'ın ibadetine inanıp Kur'an'ın siyasetini inkâr eden anlayış İslam toplumuna çok büyük bir zarar vermiştir.

Bu anlayış ve bu anlayışı üreten İngiliz mandacı zihniyeti; İslam toplumunu ayrıştırmış; Kürt, Türk, Arap, Fars diyerek Müslüman halkları parçalamıştır. Bu parçalama faaliyetleri halen devam etmekte; Şii-Sünni diyerek Müslümanları birbirine düşman etmek istemektedirler.

Yüzyıldan fazladır Müslümanların birbirinden ayrılması için ayrılık noktalarını sürekli ortaya çıkaran emperyalistlere çalışan münafık kimseler var. Bizi birbirimizden ayrıştırmak için farklılıklarımızı ön plana çıkaran İngiliz-Amerikan gibi emperyalist devletlerin faaliyetleri bu münafık zihniyetli kimselerce sürdürülüyor.

Kur'an'ın ibadetlerine iman edip Kur'an'ın siyasetini inkar eden kimseleri Kur’an-ı Kerim münafık olarak isimlendirir. Bu zihniyetteki kişiler, bizim ülkemizde ve diğer Müslüman ülkelerde İngilizlerin, Amerikalıların beslediği, ön plana çıkardığı dini kisveli sahtekarlardır. İnanç değerlerimizin temelini oyan, bizi hak olan İslam'dan uzaklaştırmaya çalışan şeytan ve taraftarlarını artık tanımamız lazım.

Şeyh Said Efendi ve arkadaşları Kur'an'ın ibadetine iman edip Kur'an'ın siyasetini inkâr eden zihniyetle savaştılar ve bu zihniyetle savaştıkları için şehit edildiler.

Şeyh Said Efendi'ye düşmanlık etmek Kur'an'ın siyasetine düşmanlık etmektir. Kur'an'ın siyasetini kabul etmeyenlere, Kur'an'ın dünya ve ahiret nizamını düzenleyen bir kitap olduğuna inanmayan kimselere münafık denildiğini hatırlatmak isteriz.

 Allah Müslüman görünümlü kâfirleri, münafık olarak isimlendirmiştir. Yani dış görünüşü Müslümanlara benziyor; fakat kalbi, zihni, aklı, düşüncesi mantığı Müslümanların aleyhinde olan kişilere münafık deniyor ve münafıklar cehennemde en diptedirler.

Kur'an'ın ibadetlerine iman ediyorlar ama Kur'an'ın siyasetine iman etmiyorlar. Bu kişilikteki insanları Nisa suresinin 150. ayeti ve devamındaki ayetler gerçek kafirler olarak niteliyor.

Kur’an’ın siyasetine iman etmeyen münafıkların Şeyh Said Efendi'ye düşmanlık etmeleri gayet normal bir tutumdur ve biz bunların düşmanlıklarını anlıyoruz.

İngilizler daima münafık insanları kendi sufli emellerine alet ettiler. Dışı bize benzeyip içi; İngilizlere, Fransızlara benzeyen kimseler, daima Kur'an'ın ibadetini ön plana çıkarıp Kur'an'ın siyasetine karşı ise düşmanlık gösterdiler. İşte Şeyh Said Efendi bu insanların gerçek yüzünü ortaya koyan kimsedir.

Şeyh Said ve arkadaşlarının hareket yönü; İslam’ın devlet dâhil hayatın her alanına hâkim olmasıydı. Eğer İslamî toplumlarda ve ülkelerde âlimlerin, aydınların, ileri gelenlerin ve öncülerin hareket yönü İslam hâkimiyetine doğru olursa bu hareket, başarılı bir harekettir. Nitekim şehadetle sonuçlanmış olsa da Şeyh Said ve arkadaşları başarılı olmuşlardır. Bu halkın ruhuna Kuranın siyasetine iman edip ve bu uğurda mücadele etmeyi aşıladılar.

Şeyh Said ve arkadaşları; Türklerin, Arapların, Kürtlerin, Zazaların, Farsların vahdetinin İslam’la olacağını savunuyorlardı. Diğer taraftan İngiliz ve uşakları; haksız paralar harcayarak, bir grup kalemleri satılık uşak sıfatlı gevşek yapılı insanları ön plana çıkartarak Müslümanları ayrıştırıyorlardı.

Eğer böyle olmasaydı ve İslam toplumu olan bizler Mücadele etmeseydik; tağutlara, küffara, kukla ve beceriksiz hükümetlere tabi ve teslim olsaydık bugün bu ülkede ezan bile okunmazdı.

Hz. Ali tembel insanlara demiş ki:

‘Canıma ömrüme and olsun, eğer sizin gibi ihmalkâr tembel davransaydık dinin bir tek direği dikilmez, iman ağacının bir tek dalı yeşermezdi.’

Milletimiz; Şeyh Said’in mirasına, Kur’an’ın siyasetine iman eden bir halktır. Biz de bu halka sahip çıkıp İslam’ın tüm diyarlarda egemen olması için çalışacağız. Unutmayalım ki: İslam ümmetinin başarısı, İslam hakimiyetine doğru olan harekettedir. Tembelliği bırakıp gayret edenlere selam olsun…