• DOLAR 34.647
  • EURO 36.38
  • ALTIN 2911.657
  • ...

Profesör Doktor Yusuf el Karadavi İslam’da Devlet Mefhumu adlı kitabında der ki: “Siyasetsiz İslam olmaz. Siyaset olmadan, Allah’ın emrettiği şekliyle gerçek İslam olmaz. İslam’ı siyasetten ayırdığınız zaman biliniz ki onu başka bir din haline getirirsiniz. Budizm, Hristiyanlık veya başka bir din olabilir; fakat İslam olmaz. Çünkü İslam bütün hayata şâmildir. Siyasetin özü sayılan birçok işler konusunda İslam’ın açık bir tutumu ve sarih bir hükmü vardır. Dolayısıyla Müslüman, siyasi bir şahsiyettir. Günümüzde Müslümanın milletinin genel işleriyle ilgilenmesi siyaset olarak adlandırılmaktadır. Siyasi düşünce ve siyasi anlayış konusunda en açık olan husus; eskiden beri, ibadet, muamelat, nikah vb. konuların anlaşılması için gösterilen önem kadar devletle ilgili konularda gerekli olan derin bir araştırmanın yapılmamış olmasıdır. Halkımızın siyasi anlayışındaki arızanın giderilmesi lazımdır.”

Yukarıda vermiş olduğumuz bu değerli İslam âliminin Siyasetle ilgili görüşleri gerçekten çok önemlidir. Müslüman halkımız İslami Siyaseti benimsemeli ve ülkemizde egemen kılmalıdır. Bu ülkeyi yöneten Müslüman yöneticilerin İslami Siyaseti benimsemeleri gerektiğini halkımız her platformda vurgulamalıdır. Bu ülkenin dostu ve düşmanı İslam’a göre belirlenmelidir. İslam’a, Kur’an’a, Allah’a,  düşman olan; vahşi siyonizm, halkları iliklerine kadar emen sömürgeci küresel kapitalizm, İnsanlığın tüm erdemleri ile savaşmayı prensip edinen sosyalizm, bu halkın düşmanıdır. Bu halkı yöneten Müslüman yöneticiler; siyonizm, kapitalizim, sosyalizm gibi şeytani ideolojilerle mücadele etmelidir.

Siyaset sadece 1. Dünya Savaşı sonrasında masa başında çizilen ve bize dayatılan yapmacık sınırlarla olmamalıdır. Müslüman yöneticilerimiz öncelikle Ümmet menfaatini gözetmeli, daha sonra tüm insanlığın kurtuluşu için mücadele etmeyi bir ülkü olarak benimsemelidir.

Türkçülük, Kürtçülük, Arapçılık, Sünnicilik, Alevilik, Şiilik, Türkiyecilik; kısacası ümmeti ayrıştıran her türlü ırkçılıktan uzak durarak Ümmet mefkuresini benimseyen siyasi bir anlayışa ihtiyacımız var. Âlimlerimiz, İslam’ın siyasi yönünü başta yöneticilerimize sonra halkımıza her fırsat ve platformda izah etmelidir.

Önümüzde 2023 seçimleri var. Bu seçimlerden mi bilinmez ama İngiltere’nin büyükelçisi, Amerika’nın büyükelçisi; bakanlarla, cumhurbaşkanlarıyla görüşeceklerine belediye başkanlarıyla görüşebiliyor. Kimisi bunu gizli yapıyor, kimisi açık yapıyor. Anlaşılan o ki Türkiye ile ilgili başta Amerika’nın ve İngiltere’nin eskiden kalma ve şu anda devam eden hesapları var. Unutmayalım ki İngiltere, Türkiye’yi işgal etmiş sömürgeci bir ülkedir. Birinci Dünya Savaşı üzerinden 100 yıl geçmiş olsa da İngiltere’nin ve diğer sömürgeci devletlerin başta Türkiye olmak üzere bütün İslam ülkelerinde kirli emelleri bulunuyor. Sömürgecilerin ve küresel şeytani güçlerin şerrinden kurtulmamıza vesile olacak tek bir yol var: Halkımızın İslami Siyaseti benimsemesi ve İslami siyasete destek vermesi gerekiyor. Bunun için Müslüman siyasilere ve İslam’ı referans alan İslami partilere sahip çıkması gerekiyor.

Bakın dikkat edecek olursanız İslam’ı benimsemeyen, İslam’ı; ibadetten ibaret gören, bir Hıristiyanlık gibi bir Budizm gibi bir din olarak gören yüce kitabımız Kur’an-ı Kerime inanmayan kimseler, bu ülkede bir blog oluşturmuşlar, bir cephe oluşturmuşlar. Yüce dinimiz İslam’a iman ettiğini söyleyen, bu ülkenin bağrından çıkmış, Müslüman yöneticilerin kurmuş olduğu partiler ise bölük pörçük durumdadır. Her birisi farklı bir telden çalıyor. Hiçbirisi “Ey Müslümanlar gelin birlik olalım. Hiçbirimiz birbirimizin rakibi değiliz. Bizim rakibimiz, düşmanımız İngilizlerin bize dayatmış olduğu bu sistemdir. Kapitalist, İslam’ın tüm kutsallarına savaş açmış olan, vahşi, saldırgan, gaddar, acımasız olan bu sistemdir. On yılda bir darbelerle güçlendirilen bu sistemdir. Halen anayasamız darbeci generallerin kalemi ile yazılan anayasadır. Bu halkın istediği sivil bir anayasa değildir. Yargılama usulümüz, ceza kanunlarımız kısacası bu ülkedeki eğitimden tutun hukuka kadar bütün mekanizmalar; Amerikan, İngiltere ve Fransa gibi sömürgeci devletlerin gözetimi altında hazırlanmıştır. Halkımıza özgürlük sunacak bir sistem oluşturalım ve bunun için gelin birlik olalım.” diyen bir Siyasi parti var mı?

 

HÜDA PAR’ın yukarıda ifade ettiğimiz birçok konuya yönelik açıklamaları, ifadeleri olsa da Meclis’te grubu olmadığı için sesi kısık çıkıyor. Buradan İslami değerleri benimseyen bütün siyasilere sesleniyoruz; gelin birlik olun ve bu halkı sahili selamete çıkarın.

Bugün Recep ayının birinci günüdür. Allah üç ayları bize mübarek etsin ve bizi Ramazan’a kavuştursun. Mübarek üç aylarda bol bol oruç tutarak temizlenebilme duasıyla…