“Allah, Sana Kendin İçin Değil, Kendi Davası İçin Çalışmayı Nasip Etsin!”
Malumunuz süper güçler dolar başta olmak üzere ekonomiye ait unsurları bir silah gibi kullanıyor. Yani ezmek istedikleri, şeytani emellerine karşı çıkan milletleri ekonomi ile vuruyorlar. Faize, LGBT’ye, zinaya, eşcinselliğe yani şeytana kul olmaya itiraz eden her lidere ve ülkeye düşmanlık yapıyorlar.
Halkınızın içinde, faiz, zina, eşcinsellik gibi sapkın işler yayılacak, deyip bunu dayatıyorlar. Hükümetler süper güçlerin ambargosuna direnmeye çalışsa da halklar ne yazık ki kısa sürede pes ediyor. Demire, çimentoya, gıdaya, petrole kısaca hayatın tüm alanlarına bir daha inmemek üzere zam geliyor. Dolar inse de hayat pahalılığı bir türlü inmiyor. Niçin? Çünkü küresel güçler bunun böyle olmasını emrediyor da ondan.
Tarih boyunca faizi karşısına alan liderler güç sahibi zalimlerin düşmanı olmuştur. ‘Faiz sebep enflasyon sonuçtur.’ diyen bir Cumhurbaşkanı var. Faizi indirmek için yapılan her hamleye karşılık süper güçler başta hükümeti sonra da halkı cezalandırıyor.
İstanbul Sözleşmesi zaten süper güçlerin kırmızı çizgisiydi. Cinsiyet eşitliği denilen şeytani planlarını okullarda dahi uygulamaya başladılar. Mesela kız çocukları erkeklerle maç yapmaya, futbol oynamaya başladı. Futbol oynayan kız çocuklarını izliyoruz. Aman Allah’ım ne çirkin sahneler!
Erkek çocukla omuz omuza mücadele ederken yerlere savrulan kız çocukları… Yorulup erkek çocuk gibi koluyla ağzından ve burnundan akan salyayı silen ve çirkinleşen kız çocukları… TV’lerde kızların futbol oynaması için ayırdığı bütçeyle övünen bir operatör şirketinin reklamı var. Halkımız iğrenç ve fıtrata aykırı işlere teşvik ediliyor.
Futbol gibi sert oyunlar başta olmak üzere kadınlarımız, kızlarımız yıpratılıyor, eziliyor. Zalimler ve küresel şeytani güçler tüm enerjilerini kadınlarımızı, kızlarımızı değersizleştirmeye yönlendiriyor. Hanımefendi diye ihtiram gösterdiğimiz kızlarımızı ve kadınlarımızı acilen şeytani güçlerin pençesinden kurtarmalıyız. Bu konuda bacılarımıza çok iş düşüyor. Başta Diyanet olmak üzere, tüm İslami STK’lar kadın kollarını güçlendirmelidir. Kadınlara yönelik uzun soluklu çalışmalar planlanmalıdır.
Halkımız, zalimle mücadeleye alışıktır. Yeter ki bu halkın öncüleri Hakkı net bir şekilde ortaya koysunlar. İşte, o zaman dolar da değersizleşir, süper güçlerin şeytani hileleri de boşa çıkar.
Hak ile batılın mücadelesini başta İslam hukukçusu olan profesörlerin bu topluma daha güzel bir şekilde izah etmesi gerekir. İslam Hukukçusu olan akademisyenlerin İslam hukukunun üstünlüğünü ve milletimizin yeryüzünde ilahi adaleti tesis etmedeki 1000 yıllık muvaffakiyetini izah etmeleri gerekiyor.
Bu arada 2004 yılının 22 Mart ayında şehid olan Şeyh Ahmed Yasin’i de unutmamak gerekiyor. Sabah namazından çıkarken tekerlekli sandalyesinde helikopterden atılan füzeyle şehit edilmişti. Felçli haliyle sabah namazlarını dahi camide kılan bu yüce insan; umudu tükenmiş ümmete, cesareti ve mücadeleyi öğretti.
Ey Filistin halkının mazlum şehidi! Allah sana Hayy ve Kayyum ismine yakışan hediyeler yaratsın. Senin elinle Habil‘den kıyamet gününe kadar gelmiş, geçmiş ve gelecek bütün şehitlere bu hediyeleri ikram ettirsin. Bütün şehitlere bizim selamlarımızı söyle ey Şeyh Ahmed Yasin!
Berat kandilinde tövbe edip beraatını alan ve dünya ahiret saadetine erişen kullardan olma duası ile… Beraat Kandiliniz şimdiden mübarek olsun.