• DOLAR 34.568
  • EURO 36.026
  • ALTIN 2995.45
  • ...

Eyüp Ensar idi

Doksanında şehit oldu

İstanbul surları önünde

Mezarı kayboldu

Akşemseddin fetihten önce

Mihmandar-ı İstanbul’u buldu

Asker coştu, fetih hasıl oldu

Nebi hedef gösterdi

Dedi İstanbul…

Fetih nasip oldu

Mehmet yani Ümmet

Fatih oldu amma mağrur olmadı

Peygamberimizin işareti üzerine ümmetin tüm evlatlarınca visali istenmiş bir şehirden bahsediyoruz. Her evden birilerini içine alan bir şehir… Hepimizin akrabalarının olduğu bir şehirdir. Cesur, girişken, civanmert, güçlü kişilerin göç ettiği bu şehir, gelen herkesi içinde barındırma özelliğine sahiptir. Yaşamı zor olmasına rağmen geleni bırakmayan, içine alan, derin kökleri ile kuşatan bir şehirdir İstanbul.

İstanbul’a herkes gitmeyi istemiştir. Çünkü canından, kanından birileri bu şehirdedir. Ayrılık türküleri bu şehir için yakılmış, hasret çekenler visali burada istemiş ve aile efratlarını yanlarına çekmişler. Yani giden pişman olup gelmediği gibi yakınlarını da bu şehre çekmiştir. Bu yüzden İstanbul demek bu ülke demektir. İstanbul insanı bu ülkenin seçilmiş, güçlü, cesur, girişken, hayatın yükünü çekebilen seçkin insanların ikamet edebildiği ilginç bir şehirdir. Bu şehrin halkı kimi seçmişse ülke insanı da onu seçmiştir.

İki kıtayı birbirine bağlayan bu mübarek şehri, 1453’ten itibaren İslam ümmetinin evlatları imar ve inşa etmişler. Zulüm yapmadan adaletle yönetmeyi, Medine-i Fazıla hayalini bu şehirle insanlığa göstermişler. Çanakkale’de can verenler, visale eren ümmetin meyus olmaması, esir olmaması için, İstanbul’un elden çıkmaması için Çanakkale geçilmez demişler.

Elbette İstanbul seçimleri bu ülkenin her insanını ilgilendiriyor. Dolaylı veya direk hepimizi etkileyen bu seçimlerle ilgili herkes bir şeyler yazıp söylüyor. Yıllardan beri CHP zihniyeti İstanbul’u almak bir tarafa aklından bile geçirememişti. Ama son seçimin verdiği güvenle İstanbul’u geri alma hayalleri kurma fırsatına erdiler. Her şeyi güzel planladılar. Bu seçimlerin tekrarlanması dahi CHP için bir başarıdır. Uzun yıllardır yenilmiş bir genel başkanın bu başarısı ile ömür boyu övüneceği kanaatindeyiz. Çünkü İstanbul hiçbir zaman tercihinde karamsar kalmadı. Ak ile kara hep apaçık bellidir bu şehirde. Peki, niçin bu seçimde oylar birbirine çok yaklaştı? Hile veya gayri resmi çabalar denilse de acaba başka etkenler, sebepler yok mu?

Mehmet, yani Ümmet diyen bir ecdat ile övünen bir topluluğun, ulus devlet politikası güdenlerin eksenine girmiş olması ak ile karayı birbirine yaklaştırmadı mı? Bunu fark eden Binali Bey Diyarbakır’da Lazistan, Kürdistan derken hemen Sayın Bahçeli ayar verircesine Kürdistan yok, geri adım yok deyip tiwit atması ne demek? Son belediye seçimlerinde Ak Parti birçok belediyeyi MHP’ye bıraktı. Normal şartlarda HDP’nin bile gerisinde kalmış bir partiye, Ak Partinin can simidi olması ve bu partinin ekseninde siyaset üretmeye çalışması acaba ırkçılığı sevmeyen, İstanbul halkı tarafından onay aldı mı? Üç kıtaya başkent olmuş bir şehrin ulusçu söylemlere tahammül edemeyeceğini niçin yılların siyasetçileri fark etmiyor, anlayamıyoruz. Sayın Bahçeli ve Ak Partiye tavsiyemiz bu topraklarda imar ve inşa, ıslah ve ihya etme işine talipseniz ulusçu, ırkçı söylemlerden vazgeçip salih ecdadımız gibi ümmetçi bir siyaset geliştirin. Yarım kalmış fetihlerimiz var. Hepsi ümmetin ecdadı yolunda giden evlatlarını bekliyor. Vesselam…