• DOLAR 34.33
  • EURO 36.322
  • ALTIN 2834.248
  • ...

İnsanın hafsalası almıyor, inanmakta güçlük çekiyoruz.. Gazze’de beş aydır kameralar eşliğinde her gün yeni yeni katliamlar izliyoruz. Siyonist teröristlerin yaptığı soykırım vahşetinin ardı arkası kesilmiyor maalesef..

Nasıl olur da kalp taşıyan bir insan böyle vahşetlere imza atabilir diye düşünüyor insan! Hiç mi vicdan bulunmaz bu insanlıktan yoksun yaratıklarda? Hiç mi bir kural tanımazlar?

Kişilerin bir onuru olduğu gibi devletlerin de bir onuru vardır, yere düşerse devlet de düşmüş olur. Savaşların da bir kuralı bir adabı vardır.

Savaşlarda çocuk, kadın, mabedler, okullar, hastanelere saldırılmaz! Ama düşman, siyonist yaratıklar olunca bırakın bir devlet olabilmeyi, dünya üzerindeki en aşağılık örgütten daha aşağılık bir terörizmi yaşatıyor Gazze halkına..

Dikkat ederseniz siyonistler HAMAS mücahidlerine karşı savaşmıyor. Sadece Gazze halkına karşı ellerindeki gelişmiş uçak, tank ve silahlarla soykırım yapıyor. ABD, İngiltere, Almanya ve Fransa gibi batılı ülkelerin açıktan destekleyerek temin ettiği silahlar ile..

Peki Kassam mücahidlerinin siyonistlerin yaptığı gibi kadın çocuk öldürdüklerine şahid olan var mı? Yok.. Ama siyonist teröristlerin enkaz altındakiler hariç 30 bine yaklaşan şehidden 20 bin çocuk ve kadını acımasızca katlettiğine tüm dünya şahid…

Siyonist işgalciler öyle vahşiler ki, 7 Ekim’de festival alanını ve çevresini havadan füzelerle vurarak kendi vatandaşlarını bile öldürmüşlerdi.

Hatta görüntüleri de siyonist medya kanalları yayınlamıştı. Her şey bu kadar açık ve seçikken 7 Ekim sonrası günlerde siyonist rejim sözde başbakanı Netanyahu çıkıp utanmadan “HAMAS, çocukları öldürdü, kadınlara tecavüz etti” diye yalan konuşmuştu.

ABD ve batılı devlet başkanları da onca sözde güçlü istihbarat örgütlerine rağmen Netanyahu’nun dillendirdiği yalanı teyit ettirmeden tekrarlamış ve siyonist rejime açıktan destek çıkmışlardı.

Yani anlayacağınız bu sözde liderlerin bir onuru, şerefi olmadığı gibi yönettikleri devletlerinin de onur ve şerefini iki paralık ediyorlar.

Geçmiş savaşlarda böylesi insanlıktan yoksunluklar cereyan etmiş miydi? Elbette istisnalar vardır, etmiştir. Ancak eminim hiçbiri bugün siyonist teröristlerin yaşattıkları gibi olmamıştır.

Geçmiş demişken, ceddimiz Sultan Selahaddin-î Eyyubi’den bir misal vermek isterim..

Sultan Selahaddin ile kardeşi Adil, aslan yürekli Richard ile bir savaştayken Richard’ın atı ölür. Arkadaşları ona başka bir at verirler. Daha sonra ikinci at da ölür. Bunun üzerine Richard bir kayalığın üzerine çıkıp orada savaşmaya devam eder.

Durum böyleyken Sultan Selahaddin ve kardeşinin atlılarından biri safları yararak Richard’a iki tane asil Arap atı verir ve kendisine şunları söyler: “Efendim, Sultan Selâhaddîn ve kardeşi Adil, savaşı at sırtında devam ettirmeniz için bu hediyeyi kendilerinden kabul etmenizi istiyorlar. Çünkü sizin gibi bir komutanın ayakta piyade gibi savaşması yakışık olmaz.”

Düşünebiliyor musunuz!.. Savaştasınız ve baş düşmanınızın atı ölüyor ve siz at sırtında olduğunuzdan, düşman komutana sizinle eşit şartlarda savaşması için at hediye ediyorsunuz!.

Sultan Selahaddin’e böyle bir erdemliliği kazandıran ve savaş ahlakını icra ettiren İslam’dı. Madde gözüyle bakıldığında ‘Bu delilik’ denir belki. Ancak mana gözüyle bakıldığında işin hikmeti anlaşılabilir.

Din ve vatanları için mücadele eden Gazze halkı ve HAMAS’ın (Kassam’ın) ortaya koyduğu yüksek İslam ahlakı da bunu göstermiyor mu?

Bugün bir avuç Kassam mücahidinin siyonist haçlı birlikteliğinde buluşan düşmanına karşı verdiği izzetli ve İslami mücadele, tüm İslam aleminin olduğu gibi Avrupa halklarının da büyük takdirini kazanmakta.

Siyonist yanlısı yönetimlerinin sıkı politikalarına rağmen Avrupa başkentlerinde milyonluk Filistin yanlısı protestolar eksik olmuyor.

İşin en güzel yanı da 7 Ekim’den bu yana kadın erkek on binlerce Avrupalının akın akın İslam dinini seçerek Müslüman olması…

Anlayacağınız; sizi öldürmeye gelen düşman sizde diriliyorsa, zafer sizindir.

Sonuç itibariyle; siyonist işgalci, insanlıktan tamamen çıktığı için akledemiyor olabilir ancak batılı ülkeler de mi akledemiyorlar?

Dünya üzerinde kendi saltanatlarının hep böyle devam edeceğini mi sanıyorlar?

Hiç mi devran dönmeyecek!..

Gazze’nin, Kudüs’ün ve Mescid-i Aksa’nın imdadına yetişecek yiğit bir Selahaddin bir daha çıkmaz mı zannediyorlar? Vallahi yanılıyorlar.. Çıkacak, hem de o çok sevdikleri dünyayı başlarına yıkacak!

O gün geldiğinde sadece Filistin topraklarının özgürlüğüyle yetinilmeyecek. Terörist israili destekleyen tüm batılı ülkeler de darbelerden nasibini alacak.

Mescid-i Aksa, siyonist teröristlerin kirli postallarıyla yağmalanırken susan, Gazze bombalar altındayken kılı kıpırdamayan İslam ülkelerinin batıya bağımlı yönetimlerinin de sonu olacak inşallah.