Bismihi Teâla
Kum saati bir türlü dengeyi bulamıyor.
Yukarı kaldırıyorsun olmuyor,
aşağıya çekiyorsun olmuyor.
Sağa, sola ayar veriyorsun…
Olmuyor, olamıyor…
Galiba ortayı bulmakta,
Ayarı tutturmakta zorlanıyoruz.
Yani işler yaver gitmiyor.
El gider Mersin’e biz gider olduk tersine.
Yok mudur, burda bir uğursuzluk?
Halının üstündeki süprüntüyü hadi diyelim,
halının dibine aldın.
Ee sonrası…
Takke düşer kel görünür.
“Bismillah her hayrın başıdır.”
Sözünde muazzam irfan ve derin hikmet vardır.
Eğitim sistemimiz bunun neresinde?
Ancak Bismillah'la başlanan işler hayırla başlar,
hayırla biter.
Gerisi boş daha da ötesi zarar ziyan.
Yetkiyi elinde bulunduranlar,
göğsü kabarta kabarta
zorunlu eğitim süresini 12 yıla çıkardığını söyler.
Peki sonrası…
Aynı iştiyakla sanata, zanaata eleman bulduğumuzu
söyleyebiliyor muyuz?.
Hele nitelikli, niteliksiz lise ayrımı…
Oraya hiç girmeyeyim.
daha da berbat ettik.
Gencin öz benliğini düşünemez olduk.
Bakan ortaöğretimde son on beş yılda
tahsil oranı yüzde doksanlarda diyor.
Acaba iş, istihdam oranı da öyle mi?
Zemin, alt yapı, bol alternatif sunmayınca,
zorlamayla, zorunlulukla nereye kadar?
Kapıda tutsan pencereden kaçar.
Pencereyi kapatsan bacadan kaçar.
Var mı böyle şey?
Okumak istemeyen genci
okul bozmaz mı ya da okul bozulmaz mı?
Cebir; pot kırdırır.
İstenmeyen davranışı doğurtur.
Eğitimden yoksun, öğretimde ise
özel öğretime zorlamak(dershane vb.)
galiba bize has bir şey!
Kalın sağlıcakla…