• DOLAR 32.502
  • EURO 34.595
  • ALTIN 2478.479
  • ...

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine her geçen gün bir gün daha yaklaşıyoruz. Bildiğiniz gibi cumhurbaşkanlığı seçimlerine bir seneden az bir zaman kaldı. Muhalefet partileri taktik kılıfıyla geçiştirmeye çalışsa da vakı’a açıktır ki,  hâlâ Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı adaylarını belirleyememiş durumdalar. Göründüğü kadarıyla “Güzelim adayımız yıpranmasın” sözünün arkasına saklandıkları müddetçe Cumhurbaşkanı Erdoğan onları taşlamaya devam edecektir.

“Erdoğan’a karşı muhalefetin adayı kim olursa olsun kazanır” şeklinde tedavüldeki cümlenin 6’lı masadakilerin her birisini rüyalar âleminde gezdirdiğini, kalplerini kıpır kıpır attırdığını tahmin etmek güç olmasa gerek.

Abbasiler döneminde peygamberlik iddiasında bulunan birisini Sultanın huzuruna getirmişler. Sultan onunla yarım saat kadar konuştuktan sonra ona sormuş: “Peki, mucizelerin var mı? Diye sormuş. “Evet, var” demiş. Sultan “Ne tür mucizelerin var” Adam; “Ben insanların içinden nelerin geçtiğini biliyorum” demiş. Sultan; “O zaman söyle bakalım şuan içimden neler geçiyor?” Adam; “Şimdi içinden benim için bu adam öküzün tekidir, diye geçiriyorsun” demiş.

Bu adam günümüzde yaşasaydı “6’lı masadakilerin her birisinin içinden aday olarak kimin geçtiğini biliyorum” diyecek ve ekleyecekti; “Kılıçdaroğlu’nun içinden Kılıçdaroğlu, Karamollaoğlu’nun gönlünden Karamollaoğu, Davutoğlu’nun gönlünden Davutoğlu, Babacan’ın gönlünden Babacan… geçiyor” derdi…

Kahrolası o “Muhalefetin adayı kim olursa olsun…” cümlesi iştah kabartıcı olmakla beraber muhalefeti karıştırıcı özellik de taşıyor. Fedakârlıkların önünde takoz gibi duruyor.

Geçenlerde Kılıçdaroğlu bir televizyon programında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a klasik çağrısını bir kez daha yaptı: “Yüreğin yetiyorsa beni çağırırsın, senin televizyon kanalların var, çıkarsın karşıma hesaplaşırız ben de sana cumhurbaşkanı adayımızın kim olacağını açıklayacağım” dedi.

Altılı masa adına konuşmayacağına göre ve kendi adına konuşacağını hesaba katarak “Aday benim” diyecekti.

Bir kere “Cumhurbaşkanı adayımız kardeşim Ekmelleddin, bir keresinde de benim adayım kardeşim Muharrem’dir” diyen Kılıçdaroğlu’nun üçüncü bir fedakârlık yapacağını sanmıyorum. Hele o kahrolası cümle kulaklarını çınlatırken; “Erdoğan’ın karşısına kim çıkarsa kazanır.”

Olası rakipleri zamanın akışı içinde zamanın sert rüzgârı karşısında toz olup giderken önüne çıkanı da toz yapar diyorum.  İlhan Kesici zamanın akışı içerisinde Mahmut Efendi’nin cenazesine katıldığı için toz olup gitti. İlhan Kesici safkan CHP’lilerin hışmına uğradı. Sanki “Adayımızdan iman kokusu gelmemeli” diye gizli bir kural belirlemişler.

Bir zamanların ekran abonesi Ergün Babahan’ın söylediği bir söz vardı; “Türkiye’de siyaset yapacaksanız, bir ayağınızın camide olması lazım”

Kılıçdaroğlu’nun bir ayağının camide olmayışı ve Alevi kimliğinin kendisi için bir dezavantaj olup olmayacağını da zaman gösterecek. Erdoğan’ın muhalefetin adayı olarak Kılıçdaroğlu’nu rüyasında gördüğünü düşünüyorum.

Muhalefetin aradığı vizyon sahibi, uzlaşmacı, sağduyulu, icracı, projeleri olan, her kesimi kucaklayan, yalan söylemeyen, kasetleri olmayan bir aday bulmak gerçekten zor. Gördüğüm kadarıyla Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanlığına adaylığını açıklayacak ve şans rüzgârı yeniden Erdoğan’dan yana esecektir.

Böylesi bir durumda Kılıçdaroğlu da kendisini “Bay Kemal! Benden beş yıl daha çekeceğiniz var” diye başlayan bir balkon konuşmasına kendisini psikolojik olarak hazırlamalıdır.