Katil siyonistler, Barbar Amerikalılardan aldıkları yeni destekle, artık her saat Gazze’nin çadırlarını bombalamaktadırlar. Bu çadırlara yönelik, katil Yahudilerin yaptıkları vahşi bombalamalar sonucu çocuklar diri diri yanarak can vermektedirler. Sadece çocuklar değil; yaşlılar, kadınlar, bebekler bu bombalamalar esnasında yanarak kömür haline gelerek şehit olmaktadır.

Bütün bu vahşetler, istisnasız her gün gerçekleşirken, yanmış ve kömürleşmiş çocuk cesetleri bu yangınlardan kurtarılmaya çalışılırken; güç ve imkân sahibi Müslüman idareciler üç maymunu oynamaktadırlar. Bu vahşetleri görmüyorlar, duymuyorlar, hissetmiyorlar. Dolasıyla insan olma vasıflarını da çoktan kaybetmiş durumdadırlar. Yoksa Müslümanca olmasa bile insan olmanın bir gereği olarak tepkilerini ortaya koyar ve bu korkunç katliamların son bulması için gayret gösterirlerdi.

‘Acı duyabiliyorsan, canlısın… Başkasının acısını duyabiliyorsan, insansın’ haklı yaklaşımın, bize gösterdiği şey; İslam ülke liderlerinin Gazze’deki bu korkunç acıyı duymadıklarıdır. Eğer bu acıyı duyacak kadar insan olsalardı; çocuklar açlıktan ölürken oraya gıda ulaştırırlardı. Şu an katil siyonistler tarafından, çocuklar çadırlarda diri diri yakılarak öldürülürken insanca bir karşı çıkış sergilerlerdi.

HAMAS yetkilisinin feryat ile dile getirmeye çalıştığı: “Gazze’de 2 milyon insan yemek yiyemiyor. Silah yardımı yapamıyorsunuz, yiyecekleri içeri koymak için baskı da mı yapamıyorsunuz?” şeklinde, acziyetimizi, korkaklığımızı ve düşmana karşı onur kırıcı bir teslimiyetimizi aslında yüzümüze haykırmaktadır. Evet, Gazze’ye silah yardımı yapacak Müslümanlık onurundan mahrumuz, bari açlıktan ölen insanlara gıda yardımı ulaştıracak insanlık onurunu ortaya koyalım.

Hiçbir sınır, hiçbir değer yargısı olmayan katil Yahudilerin; vahşice saldırıları sonucu, artık Gazze’de bir nesil yok oldu. İnsanları bir tarafa bırak; ağaçlar, hayvanlar çevre tamamen yok edildi. Atılan bombalar, füzeler, kimyasal bombalar ve ürettikleri yeni silahların deneme gaddarlığı, Gazze’de her şeye, her canlıya ölümden ve yok oluştan başka bir zemin bırakmadı.

Siyonist barbarlar Gazze’de bu acımasız katliamları sürdürürlerken; Azerbaycan petrol şirketi SOCAR’ın hala bu işgalci katillere petrol sevkiyatını ülkemiz üzerinden sürdürmesi, kelimenin tam anlamıyla Gazzeli 20.000 çocuğun katline ortak olmak demektir. Bir Müslüman ülkenin, bu savaş esnasında katil siyonistlere bilerek ve isteyerek petrol gibi ‘hayati bir sevkiyatı’ sürdürmesi, ihanetin ötesinde insanlığa karşı işlenen bu vahşete canla başla ortak olmaktır.

Çadırlardaki çocuklar bombalarla diri diri yakılırken; bu bombaları atan uçakların yakıtını isteyerek ve bilerek sevk etmeye devam edenler, aslında katil siyonistlerden daha alçak olduklarını ortaya koymaktadırlar. İşgalci katillere petrol dâhil her türlü yardımı, desteği sağlayan ve halen sürdürmeye devam edenler, ister Müslüman ister kâfir olsun, barbar Yahudilerden daha alçak bir yaratıktır.

Gazze’de Müslümanlar; çadırlarda, harabe evlerde, naylon barakalarda diri diri yakılıyor. Elinde bunu engelleyecek güç ve imkânı olanlar; köle ruhlu bir iradesizlikle, onursuzca ve haysiyetsizce bütün bu katliam, açlık ve insanlık krizini izlemeye devam ediyorlar. Ne zamana kadar onursuzlukla bu zilletlerini sürdürecekler? İlk olarak kim kölelik tasmasını kıracak ve insanlık onuru için ilk ayağa kalkacak? İnsanlık ve Müslümanlık izzet ve şerefini haykırmak için ilk kim öne çıkacak?