Beni hayretten öte dehşete düşüren olay, Zengezur Koridoru ile yatıp kalkan iktidar medyasının ve buradan mülhem Turan nağmeleri söyleyenlerin duruşları oldu. Sadece Türkiye kamuoyu değil, Türk Dünyası da Türklükse Türklüğü ve bazen de Müslümanlıksa, Müslümanlığı kimseye bırakmayan bu kalemşörlerden ve ekran uzmanlarından Türklüğe yaraşır bir duruş ve haykırış beklerken, bir de baktık ki, Trump Koridoru’nda kendilerine ayrılmış köşelerine tünemişler bile…

Oysa dile gelip, Trump’a hitaben en hafifinden, “değil adını bu koridora vermeyi, leşine bile burada yer yoktur” demeleri gerekmez miydi?

Ama diyemediler! Hayır, hayır, diyemediler değil, demediler! Çünkü aldıkları ulufeler, hayal ettikleri ikballer ve kısaca kendilerine biçilen rolün gereğini yapmak, iddia ettikleri Türklükten, Türklerin çıkarlarından ve Turan’dan daha önce gelir.

Bunun adına ister Turan diyelim, ister başka bir şey, ama hâlihazırda farklı rejimlerle yönetiliyor olsalar bile, er veya geç, ama yeniden İslam’a rücu edeceklerine inanıyorum. Fakat şunu da bilmiyor değilim; şimdiki Turan, kendilerini Müslüman olarak tanımlayan Türklerin Turan’ı değil… Nasıl ki, Mustafa Kemal’in Türk Milliyetçiliğinde İslam’a yer yok idiyse, bunların Turancılığında da İslam’a yer yoktur. Türklerin çoğunun her iki ideolojiye de mesafeli olmalarının nedeni de budur. Ancak şu da bir gerçektir ki, devletin baskıcı gücüyle Milliyetçilik resmi düzeyde kurumsallaştığı gibi, toplumun önemli bir kesimine de zerk edilebildi.

Güdük siyasiler ve besleme kalemler daha ne zamana kadar gerçekleri milletten gizlemeyi başaracaklar, bilmiyoruz, ama bildiğimiz şey, artık bu koridorun Türklere değil, ABD’ye, israile ve Batılılara ait olduğu ve onların da bu koridoru bölge ülkelerinin aleyhinde çok yönlü bir şekilde kullanacaklarıdır. Bu durumda Azerilerin, Ermenilerin ve Türklerin payına da her adımında vatan şehitlerinin olduğu topraklarında yeni efendilerine marabalık düşüyor. Zaten Trump’un bu gaspına karşı topyekûn bir seferberlik ilan edeceklerine, her birinin yeni durumdan kendisine vazife çıkarıp, bir de hiç utanmadan bunu bir zafer gibi yutturmaya çalışmaları da gösteriyor ki, siyasiler de, medya da bunu içselleştirmişler bile…

Bu gasıpların bundan sonraki adımları bellidir: Bölge ülkelerini ve halklarını rejim, milliyet mezhep temelli sorunlar üzerinden oluşturacakları kontrollü bir istikrarsızlıkla bu coğrafyadaki egemenliklerini tahkim etmek ve böylece Turan’a giden Türkleri tufana tutmak… Peki, bizim gördüklerimizi ilgili ülkelerin yöneticileri ve medyaları da görmüyorlar mı? Görmesine görüyorlar, söylem ve eylemlerine bakılırsa, onlar da tercihlerini Trump’un kararına uymaktan yana yapmışlardır. Baksanıza, dilleri bile alışmış Zengezur Koridoru yerine Trump Koridoru demeye… Tabii, yöneticiler, Trump’un bölge valileri gibi bir görünüm vermemek için bölgenin hâkimleri gibi kuyruklarını dik tutmaya çalışacaklardır.

Peki, Trump’un bu gaspına teslim mi olacağız? Tabii ki, hayır! Yapılacak şey, koridoru Türklere ve bölge halklarına mezar yapmak isteyenlere mezar yapmak…