Bismihi Teâlâ

Edebiyatın kökü “edeb”ten gelir.

Sanat görgü, terbiye adabını da içerir…

Edebiyat, insanlık tarihinin en güçlü anlatım biçimidir.

Edebiyat sanatının pek çok dalının olması belki bundandır.

Her dal, tür vasıtadır.

Niyet, düşünce ve duygunun açığa, dışavurumudur.

Edebi şahsiyet,

sanatkarın edebi ve kültürel birikimini ifade eder.

Edebi şahsiyet kâmil olunca büyük bir tesir bırakır.

Ham, kem olunca edepsizlik türer.

Edebi şahsiyet, edebiyattan daha mı evla?

Şahsiyet söze, sanata biçim verir, ruh verir.

Sanatın ifade özgürlüğü kutsal değerlere saldırı aracı için midir?

Elbette hayır.

İnsan yok mu insan, sıkıştı mı her türlü sahteliğe, dalavereliğe sığınır.

Adamın, toplumun namusuna dil uzatır;

sonra da ‘düşünce özgürlüğü, ifade özgürlüğü’ diye caka satar.

Kutsal kitabımız Kur’an’ın yalın ifadesiyle:

“Kahrolası, ne biçim ölçtü, biçti!” (Müdessir,19)

Bunalımlı, buhranlı zihin eleştiri sınırları ile hakaret arasındaki çizgide

kendisini ele verir.

Sanatın sorgulayıcı ve düşündürücü yanı toplumun kutsallarına

zarar vermeden yapılamaz mı?

Kuşkusuz, yapılabilir.

Lakin içteki kabızlık, dildeki zehir baskın olunca gerilimlere davetiye çıkar.

Bu da toplumsal barışa ciddi tehdit oluşturmaz mı?

Özellikle bazı modern eserlerde dini değerlere yönelik eleştiri sınırını aşarak

hakaret ya da aşağılama niteliği taşıdığı öne sürülen anlatımlar,

kamuoyunun tepkisini sert biçimde çekmiştir.

Sanırım “Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı” sözün içeriği bu olsa gerektir.

Dante, S. Rüşdi, A. Nesin gibi yazarların eserleri dünyada büyük yankı uyandırmıştır.

Dini değerlere hakaret içerdiği gerekçesiyle kimi ülkelerde yasaklanmıştır.

İmdi bu ifade özgürlüğü mü yoksa İslamofobik tavırlar mı?

Ya da Müslüman toplumun inanç temellerini hedef alan ideolojik saldırı mı?

Sanatçının özgürlüğü başka, başkalarının kutsallarına saldırı özgürlüğü başka şeydir.

Oysa eleştiri ile tahkir arasındaki çizgi belirgindir.

Bu çizgiyi görmezden gelen her karikatür, mizah metni sanat adına yapılmış tehdit içerikte değil midir?

Sahi sanat özgürlüğünün sınırı yok mudur?

Umarım, muhafazakar iktidar;

HÜDA PAR’ın Dini değerlere hakaret…” yasa teklifini

kanunda yer gösterme cüretini gösterir.

Not: Son salya; Leman dergisi metninin yeri ancak lağım çukuru olur.

Kalın sağlıcakla…