Bismihi Teâla

Yıllardır aynı tip maskeler…

Rengi değişti, şekli şimali değişti.

Ama özü değişmedi.

Bayram, seyran eğlenceler mevzuu olduğunda,

aynı terane:

“Kemalizm.”, diğer deyişle Siyasal Atatürkçülük”

Temsil, müsamere, klip, oyun vs.

Çoğu zaman iş çığırından çıkıyor…

Ahlaki normlara uymayan danslar, gösteriler, kılık kıyafetler…

Masum çocuklara belki kalem yazmaz.

Lakin ya müsebbiplere?

Ya okul, öğretmen, kurum ve ailelere?

Rahatlıkla söylemek isterim ki,

Bayramlarda sergilenen kimi etkinliklerde,

Tema “Kula tapınma derecesinde.”

Rezillik diz boyu.

İnanç, akide yönünden sıkıntılı…

Pedagojik olarak da sıkıntılı…

Anaokulu etkinliklerinin birinde öğretmen hanfendi,

hızını alamayarak silahlı gösteriyi büyük meziyet sanarak,

kendisini ıspatlamaya çalışması gibi nice riskli şeyler.

Direk Dansı, Dilan Polat gösterisi gibi koreografiler,

Sanırım TikTok bağımlı kimi okulların mahareti.

Sosyal medyadan al kes, kopyala, yapıştır, oynat.

Z kuşağı dediğimiz veletler zaten dünden razı.

Aileler de çoğu zaman çocuğun aldığı rolün farkında bile değil.

Tek bildiği alkış tutmak, fotoğraf yarışına girmek…

Yıllardır eğitimde, siyasette değişmeyen tek argüman:

Moiz Kohen’in ülküsü “Atatürkçülük”

Asıl maske bu.

Bu memlekette Atatürkçülük, sihirli bir örtü gibi,

her türlü fenalığın üzerini kapatıyor.

Bundan iyisi mi var(!?)

Acıktığında helvasını yemek,

Ya da nemalanmak…

Bir metafor olarak işe yarıyor.

Okullarda Tören ve Kutlama Komisyonu ne iş yapar?

Bayram vs. gibi tören ve kutlamalarda görev ve sorumlulukları vardır.

Acaba yapılacak etkinliklerden ne kadar haberdardırlar?

İşin diğer ucunda aileler bulunuyor.

İnsaflı ebeveynler demez mi?

Çocuğum ne yapar, ne eder diye.

Saldım çayıra Mevla’m kayıra mı?

Ama evlat aziz, terbiye daha azizdir.

Güya eğitim adına yapılan öyle saçmalıklar,

öyle rezillikler var ki…

Saymaya kalkışsan dile külfet.

Kalın sağlıcakla…