Gazze’nin feryatlarını duymayanların da feryat edecekleri günler yakınlaşıyor. Gazze’de başarırlarsa (ki asla başaramayacaklar inşallah) sıra Batı Şeria’ya gelecek. Ondan sonra yavaş yavaş komşularına saldırmaya başlayacak siyonist terör şebekesi.

İşin ilginç yanı, bunu bildikleri halde tehdit altında olan Devletler ve halklar hiçbir şey yapmadan kurbanlık koyun gibi sıranın kendilerine gelmesini bekliyorlar.

Gazze, Kudüs ya da baştan başa Filistin coğrafyası düşünce terör şebekesi duracak mı? Herkes biliyor, hepimiz biliyoruz ki; israil denen terör şebekesi, Arz-ı Mev’ud’a yani vaat edilmiş topraklar hedefine ulaşıncaya kadar durmayacaktır.

Terör devletinin tarihi genetiksel kodları uyarınca vadedilmiş topraklar, muharref inançlarına göre onların tarihi ve kutsal miraslarıdır. Yani ulaşmaları gereken en önemli hedeftir.

Adamlar adım adım hedeflerine yürürken hedef olanlar kulaklarının üzerine yatmaya devam ediyorlar. Mısır, Ürdün, Suriye, Irak, İran, Türkiye, Suudi Arabistan, Körfezin zengin ülkecikleri ve diğerleri sıranın kendilerine gelmeyeceğini sanıyorlarsa apaçık bir şekilde yanılıyorlar.

Öyle ABD başkanı Trump’a milyon dolarlık uçaklar, rüşvetler vererek, namuslarını peşkeş çekerek kurtulacaklarını sanıyorlarsa büyük bir yanılgının ve gafletin esiridirler.

Sessizliklerinin ya da teslimiyetlerinin kendilerini kurtaracağını sanıyorlarsa, bize dokunmayan yılan bin yaşasın diyorlarsa zillet ve meskenet içinde debeleniyorlar demektir.

Bir cisim coğrafyanın tam ortasından yıka yıka yaka yaka yaklaşırken bu yıkımın bir adım sonraki hedefleri Gazze’yi, Gazze’nin bebelerini kurban ederek kurtulacakları zehabıyla boyunlarını adeta giyotine uzatıyorlar.

Devletleri geçtim Arap Milleti de adeta sessizlik yemini etmiş gibi Gazze konusunda gerekli duyarlılığı göstermiyor. Gazze için olmasa bile kendileri için kendi gelecekleri için seslerini yükseltmeleri, devletlerini, hükümetlerini Gazze için harekete geçirmeleri gerekiyor. Ama maalesef büyük oranda Gazze konusunda duyarsız kalmayı tercih ediyorlar.

Bu sessizlik yüreklerdeki korkunun mu yansıması yoksa duyarsızlık mı onu bilmem ama bu teslimiyetin ve bu sessizliğin geleceğin ufkuna zillet ektiği apaçık ortada. Ümmet olarak da Araplar da adına Müslüman Devletler denilen yapılar da sergiledikleri duyarsızlıkla geleceklerini, nesillerini, topraklarını korkuya ve esarete ipotek ediyorlar.

Ne sanıyor bu insanlar? Gazze’yi yutan canavar doyacak mı, burası bana yeter bırakayım da diğer devletler huzur içinde yaşasın deyip duracak mı? Vallahi de durmayacak… Billahi de durmayacak… Tillahi de durmayacak…

Karşısına onu durduracak bir kuvvet, bir cesaret çıkmadıkça durmayacak ve yutmaya devam edecektir. Hem de parçalayarak, yakarak, yıkarak ve de zillete, meskenete mahkûm ederek.

Birlikte hareket etmekten, direnmekten başka hiçbir çarenin olmadığı gerçeğinin artık anlaşılması gerekiyor.

Gazze’yi yutan yılan Mısır’ı da yutar… Ürdün’ü ise hayda hayda yutar… Adım adım… sıra sıra … Yavaş yavaş ve sindire sindire…

Biz korktukça o cesaretlenecektir… Biz sustukça o daha da saldırganlaşacaktır…

Ama biz direnirsek o tırsacaktır… Biz savaşırsak o mağlup olacaktır… Güç karşısında, direniş karşısında mağlup olmak, zillete maruz kalmak onların genetik kodlarına yazılmış bir kaderdir. Bunu bildiğinden bir bir yutarak, direnişi, birleşmeyi engelleyerek ilerliyor şeytani canavar.

Ama gel de bunu korkudan mühürlenmiş kulaklara duyur…