Bismihi Teâlâ

Soykırım dünyanın gözü önünde devam ediyor.

Dur durak bilmeden,

arsızca, pervasızca, kalleşçe, korkakça…

Gazze’de yıkılan her binada, söndürülen her ocakta,

yarım bırakılan hayaller, koparılan hayatlar var.

Gazze’de gelecek çalınıyor, dahası insanlık ölüyor.

Düşünün;

Çantanızı sırtınıza alıp koşarak gittiğiniz okullarınız artık yok.

Yerinde bir yığın moloz, simsiyah dumanlar…

Çocuk kahkahalarının yankılandığı koridorlarda,

sessizlik ve korku var.

Bir zamanlar umutla açılan defterler, kitaplar

artık sadece kül ve tozun altında.

Gazze’de çocukların ellerinden kalemler alınıp

yerine taş parçaları ve enkazlar veriliyor.

Rakamlar ürkütücü ve soğuktur Gazze’de.

En son geçenlerde ‘Gazze Hükümet Medyası Ofisi’

verileri paylaştı:

§ Gazze’de okulların yüzde 95’i hasar gördü.

§ Okul binalarının yüzde 90’nından fazlası onarıma

ihtiyaç duymaktadır.

§ 662 okul binası doğrudan bombalandı.

§ 163 okul, üniversite ve eğitim kurumu tamamen yıkıldı.

§ Şehit edilen öğrenci sayısı 13 500’den fazla.

§ Eğitim hakkından mahrum bırakılan öğrenci sayısı;

785 000’den fazla.

§ Şehit edilen öğretmen ve eğitim personeli 830’dan fazla.

§ Şehit edilen akademisyen, bilim insanı ve araştırmacı

193’ten fazla.

Yaşananlar rakamlara sığmayan bir acının ötesinde…

Şu var ki, umut en çok yıkıntıların içinden filizlenir.

Gazze’de hür iradeli çocuklar var.

Güçlü, ayağı yere basan bir nesil var.

Her şeye rağmen inancını yitirmeyen bir akide var.

Çocuklar molozlarda buldukları defterlere yazı yazmayı sürdürüyor.

Öğretmenler, harabeler içinde ders vermeye çalışıyor.

Belki geciken bir ders olacak

belki kırık dökük sıralarda yapılacak.

Fakat işgale inat geleceğini yeniden kuracak.

Bizler, sessiz çığlığı duymamayı mı seçeceğiz?

Yoksa çocukların yeniden gülüşlerini duyabilmek için

sesimizi onların sesi mi yapacağız?

Kalın sağlıcakla.