Eylül 2024'te soykırımcı Netanyahu BM'de biri kara diğeri yeşil iki ülkeler haritası göstermişti. Kara Listede Direniş Ekseni dediğimiz Irak, Suriye, Lübnan, İran ve Yemen vardı. Netanyahu, İran'ın kendisine karşı yedi cephede savaştığını söylemişti. Yeşil listede ise işgalci Siyonistler ile İbrahim Anlaşmaları yapmış BAE, Hicaz'ın gasıpları Suud, Mısır, Sudan ve Ürdün vardı. Bu ülkelerin hiçbiri bu haritaya itiraz etmedi. Aslında haritanın geri kalanındaki ülkeler de yeşil öncesi sarı renkte idiler de ilan edilmediler sadece. Şunu da açık söylemek gerekir ki Siyonizm’in kara listesine girmemiş olmaktan daha kara bir leke yoktur.
Barbar Netanyahu BM’de, başını İran'ın çektiği kara listedeki ülkeleri vuracağını devireceğini açık açık söylemişti. Siyonizm’in yeşil listesindekiler neyse de "renksizlerden" hiçbir tepki gelmedi. Üzerinden 9 ay geçmedi ki bu ülkelerin tamamıyla savaştı. İlk önce Lübnan'da Hizbullah ile ağır bir savaşa başladı. Yeşil ve sarı listedekilerle birlikte iç ihanetin katkısıyla da Hizbullah ciddi bir yara aldı. Günün sonunda israile de ağır kayıplar veren Hizbullah ile bugüne değin 1375 defa ihlal ettiği ateşkesi imzaladı. Arkasından yeşil ve sarı listenin desteğiyle de Suriye'de, her an bir ihanet potansiyeli taşıyan Esed düştü. Devrim’in heyecanını iliklerimize kadar hissettik. Esed'den daha büyük bir israil düşmanı vardı artık. Ancak devrim, ABD, Avrupa, yeşil-sarı Liste ve israille geliştirdiği uyumlu ilişkiler heyecanımızı oldukça törpülemiş, korkularımızı da beslemiştir. Şam, öyle veya böyle israil için bir tehdit olma pozisyonunu kaybetmişti. Arkasından Yemen'e karşı ABD ve israil başta olmak üzere Hristiyan-Yahudi ittifakından oluşan Batı Koalisyonu büyük bir savaş başlattı. Allah'ın gariban ve mağrur ülkesi ağır bedeller ödediyse de ağır bedeller ödetmeyi de başardı ve ABD ateşkes imzalamak zorunda kaldı. Irak ordusunun ve Direniş Ekseni’nin bir ayağını da teşkil eden Haşdi Şabi'yi, israil ve ABD aralıksız bombalıyor ve hareket kabiliyetini törpüleyen ağır zararlar verdi/veriyor. Kara listedeki Lübnan, Yemen ve Irak zayıflatılmış, Suriye kara listeden çıkmıştı. Sıra İran'a gelmişti. Zira kime vuruyorsa vursun "Yeşil Liste" destek veriyor “Sarı Liste” susuyordu. Yani Yahudi-Hristiyan-Hain ittifakına karşı yapayalnızdınız.
İran'a yönelik belki de kırk yıllık hazırlık ve planlarını devreye soktular. Askeri, ekonomik, istihbari ve siyasi tüm aktörler hazırdı. Bir defada ve altın vuruş ile İslam Cumhuriyetini devireceklerdi. Nükleer bu işin bahanesiydi.
İran'a, istihbari zaaflarından da yararlanarak tarihin kaydedebileceği en büyük saldırıyı yaptılar. Bir gecede ordu, kolluk ve direniş kuvvetlerinin liderlerinin tamamına yakınını şehit verdiler. Seyit Ali Hamaney’in kıl payı kurtulduğu söyleniyor. Stratejik ve lojistik merkezleri büyük bir hasar aldı. Hava savunma sistemleri büyük oranda tahrip edildi.
Böylesi büyük bir koalisyonun gücünün bu şok dalgalarına karşı dayanabilecek ülke yoktur kanaatimce. Ancak İran, hiç kimsenin tahmin edemeyeceği destansı bir direniş ve tarihi bir zafer ile çıktı savaştan. Siyonist çeteye Hizbullah'ın 2006'da yaşattığı hezimetten sonra ikinci hezimeti yaşatmıştır.
Elbette çok büyük bedeller de ödedi İran. Belki kimi alanlarda kolu bacağı budandı. Ancak bir kez daha mazlum halkların gönlüne su serpti. Yenilmez, dokunulmaz israil mitini yerle bir etti. Ateşkesi, ABD'ye yalvar yakar isteyen Siyonistler oldu.
Ve Hamas’ta olduğu gibi bir kez daha gördük ki direnenler yalnızdır. Ve Yahudi-Hristiyan-Hain ittifakı asla durmayacak. Ve en yakın zamanda daha büyük savaşlara herkes hazırlıklı olmalı. Öyle, düşmanın sizi yeşil veya sarıya boyaması yem olmaktan kurtarmayacak sizi.