- ABD, 22 yıl önce Irak’ı işgal etti. Saddam bir sığınakta yakalandı ve fitne olacak bir şekilde idam edildi. Türkiye dahil hiçbir İslam ülkesi bu işgale karşı çıkmadı, somut adım atmadı.

- 20 Ekim 2011’de Libya lideri Muammer Kaddafi, Sirte’de vahşi bir şekilde katledildi. Kaddafi’nin gitmesiyle Batı Libya’yı rahat bırakmadı. Libya halkı rahat yüzü görmedi.

- 14 Ağustos 2013’te Mısır’ın ilk seçilmiş cumhurbaşkanı rahmetli Muhammed Mursi’ye Batı’nın desteklediği Sisi cuntası tarafından darbe yapıldı.

- 9 Nisan 2019’da Sudan’ı 30 yıldır idare eden ve Batı’nın hedefinde olan Muhammed El Beşir, görevden uzaklaştırılarak cezaevine konuldu. Beşir gitti ama beklenen, vaat edilen maddi refah ve huzur Sudan’a gelmedi.

- Tunus’ta 17 Nisan 2023’te postmodern bir darbe ile Nahda Hareketi lideri ve eski Meclis Başkanı Raşid Gannuşi iftar saatinde gözaltına alındı ve tutuklandı.

- 7 Ekim 2013’te Gazze’den işgal rejimine yönelik Aksa Tufanı başlatıldı. İşgal rejimi, Gazze’ye yönelik büyük çaplı saldırı ve soykırım başlattı. Çoğu kadın ve çocuk 60 bin Gazzeli şehit oldu. Salih Aruri, İsmail Heniyye, Yahya Sinvar, Muhammet Dayf ve diğer önemli isimler şehit edildi. İslam ülkeleri olanları seyretmekten başka bir şey yapmıyor.

- Siyonist işgal rejiminin hedefinde olan Lübnan ve Hizbullah hareketine yönelik saldırı ve suikastlar durmadı. 27 Eylül 2024’te Hizbullah lideri Hasan Nasrullah’ın kaldığı sığınağa 80 ton bomba atılarak katledildi. Sadece Hasan Nasrullah değil komuta ve siyasi liderlerin ve saha adamlarının birçoğu saldırıların hedefi oldu ve Hizbullah bir noktaya geriletildi.

- 7 Aralık 2024 tarihinde 12 yıllık iç savaşta harabeye dönen Suriye’nin devlet başkanı Beşşar Esad, 7 Aralık 2024 tarihinde ülkeden kaçarak 61 yılık Baas rejimi sona erdi. Suriye istikrar ve huzura ne zaman kavuşur, belli değil…

- 11 Haziran sabahı işgal rejimi, İran’ın başkenti Tahran’a saldırdı. Önemli komutanlarına suikastlar düzenlendi, askeri, ekonomik ve nükleer merkezleri vuruldu. Sesler çıkarılsa da şu ana kadar destek manasında somut adımlar atılmadı.

- İşgal rejimi, İran’a saldırmak için Suriye, Ürdün, Irak, Suudi, BAE hava sahalarını elini kolunu sallayarak kullanıyor. Aynı şekilde kendisini karşı atılan füzeleri imha etmek için de bu ülkelerin hava sahasını bir tampon olarak kullanıyor. Suriye ve Irak istese dahi bu füzeleri engelleyemez, çünkü ne uçakları ne hava savunma sistemleri var. Diğerleri ise bunu gönüllü olarak yapıyor.

Bütün bunları göz önüne alarak…

Türkiye, en üst ağızdan aşağıya kadar bütün yetkililer, sıranın ve hedefin Türkiye olduğunu söylüyor ama somut olarak bir adım da atmıyor, atamıyor.

Herkes şunu söylüyor, ben bir şey yaparsam ABD, devreye girer bana saldırır. ABD ile başa çıkma imkânım yoktur…

O zaman şunu sormak lazım, neden bir olmuyoruz, neden kurbanlık koyun gibi sıranın bize gelmesini bekliyoruz, neden zalimlerden -ki bunları da başımıza musallat eden Batı dünyasıdır- kurtulmak için yine Batı’dan medet umuyor, oyununa geliyoruz.

Saddam çok iyiydi, Kaddafi mükemmel liderdi, Esad çok adildi, demiyorum.

Saddam ve Esad zalimdi, kanlı diktatörlerdi... Ama bunlara, hak ettikleri cezayı ABD, Fransa, İngiltere değil, Müslümanlar kendi elleriyle vermeliydi.

Çözümü kendimiz üretmeli ve kendimiz uygulamalıyız. Yoksa birer birer ortadan kalkar, kurbanlık koyunlar gibi sıranın bize gelmesini bekleriz.

Çok geç kalmış değiliz, İslam ülkeleri olarak acilen harekete geçmeli ve arzulanan birliği oluşturmalıyız…