• DOLAR 34.447
  • EURO 36.303
  • ALTIN 2837.002
  • ...

Yuval Noah Harari; son dönemlerde belli çevrelerce özellikle ön plana çıkarılan biri. TİME Dergisinde konu edilecek kadar…

Harari’nin önümüzdeki süreçte çok konuşulacağı, dahası çok konuşacağı anlaşılıyor.

Kısacası “Yahudiler’den bir düşünür daha çıktı” denilecek kadar gündem olacak.

Tabii bunun için Netanyahu başta olmak üzere yaşadığı Siyonist işgal rejimindeki yerli düzenin stabil yüzlerine ağır eleştiriler yapmayı ihmal etmiyor.

Buradan başlayıp Chomsky gibi “Sıra dışı bir düşünür!” unvanı alırken diğer yandan Dünya Ekonomik Forumu’ndaki  (DAVOS) oturumlarda yaptığı birbirinden ilginç çıkışları popülaritesini gün be gün artırıyor.

Harari’nin tanınmasını sağlayan asıl şey dünyada çok satanlar listesindeki iki kitabıdır. Bunlar: 2014’te yayımlanan “Sapiens; Hayvanlardan Tanrılara İnsan Türünün Kısa Bir Tarihi” ve  2017’de yayımlanan “Homo Deus: Yarının Kısa Bir Tarihi”

Kitapların isimlerinden de anlaşıldığı gibi “Trashumanist” bir yaklaşımı çağrıştırıyorlar.

Harari’nin 2018’de Davos’ta yaptığı oturum bir hayli ilginç!

Anlattıkları; transhumanistlerin ekmeğine yağ mı sürüyor, onların reklamını mı yapıyor yoksa bir tarihçi olarak insanlığın geldiği noktada yaşanan tarihsel dönüşümü mü anlatıyor? sorularının sorulmasına yol açıyor.

Kudüs İbrani Üniversitesinde tarih dersleri veren 44 yaşındaki Harari iki konuya özel itina ile değinir;

Bio-techology(Biyolojik teknoloji) ve IT( informatıon techonology- Bilgi teknolojisi)

Harari, Davos’ta çok önemli yorumlarda bulunuyor. Gerçekte bu yorumlarının “Bahsedip durduğu ELİTLERİN GELECEK PROJEKSİYONU olduğu söylenebilir”

Harari konuşmasının bir yerinde Charles Darwin’den günümüze biyolojideki büyük devrimi anlatırken bunun “Organizmalar Algoritmadan İbarettir!” şeklinde sunup insanı da diğer canlılar kategorisinde ele alıp bu algoritmanın çözülmesi halinde insanın anlaşılacağını ve tanınacağını vurguluyor.

 “Bilgi teknolojisi devrimi biyoteknoloji devrimiyle birleştiğinde elde ettiğimiz şey insanlığı “hekleme” yeteneği olacak!

Gerçekte bu teknolojilerin birleşmesiyle biometrik sensörler sayesinde bizi bizden iyi tanıyan bilgisayarlar oluşacak. Doğrusu insan kendini iyi tanımıyor…”

Buradaki asıl önemli noktanın

“Küçük bir elit grubun organizmalara müdahale ederek onları hekleyip yaşamın geleceğini yeniden tasarlamaları” olduğunu söylüyor.

Harari burada insanın heklenmesinin bir mühendisliği beraberinde getireceğini özellikle belirtiyor. En önemli noktaya işte burada parmak basarak şunları söylüyor:

“Eğer bunda başarılı olursak bu sadece insanlık tarihinin en büyük devrimi değil, 4 milyar yıllık yaşamın başından beri en büyük biyolojik devrim bu olacak! 4 milyar yıldır yaşamın tümü doğal ayıklanma yasalarına ve organik biyokimya yasalarına tabi oldu. Oysa şimdi bu değişiyor. Bilim bunu ‘Akıllı Tasarım’ ile değiştiriyor. Bulutların üstündeki Tanrı’nın akıllı tasarımı değil bizim akıllı tasarımımız ve bulutlarımızın akıllı tasarımı. IBM bulut Microsoft bulut, bunlar evrimin yeni itici güçleri… ” diyerek aslında daha önce trashumanist Ray Kurzvei’nin “İnsanlık 2.0” adlı kitabında öne sürmüş olduğu “Tanrı’nın yarattığı insan 1.0 bizimkisi ise daha mükemmel, 2.0 olacak” dediği projenin devamı niteliğinde.

Harari’yi ve Davos’u önemli kılan ne sorusunu anlamak için de AK Parti’nin kurucularından ve bir dönem Sn. Erdoğan’ın danışmanlarından olup 28 yıldır Davos’u özenle takip eden ve “Davos’un kıdemli danışmanlarından” olan Cüneyt Zapsu’nun 2018’de bir TV kanalına yaptığı şu açıklamaya bakmak yeterli:

“DAVOS bir siyasi sirk değil, siyaset değil aslında. “ Siyasiler biraz renk katıp medyayı sürüklemek için kullanılır. Burada siyaset ¼’tür

1995’te burada ‘Kök Hücre’ konusu ele alındı dünya 15 yıl sonra bu konuyu konuşmaya başladı, yine Bill Gates 1992’de burada bugün kullandığımız ‘Akıllı Telefonlardan’ bahsetmişti. Burası farklı bir yer…”

Yani Zapsu demek istiyor ki bugün Davos’ta konuşulanlar çok değil 15-20 yıl sonra hayatımızda mevcut olacak.

Zapsu da Harari’nin bahsi geçen oturumuna katılmış ve bazı önemli notlar almış bu notlardan birkaçını hararetle vurguluyor:

“15-20 yıl sonra insanlar bambaşka bir cins haline gelecek. Bizim jenerasyon son normal jenerasyon…

15-20 yıl sonra insanlar bağımsız olarak yaşayamayacaklar. Küçük bir elit grup insanlığı yönetecek. Bağımsız düşüncelerini kaybetmiş bir insanlıktan bahsediyoruz…

Yeni çağda DATA’nın sahibi, verinin sahibi olanlar idare edecek, diğerleri idare edilenler olacak…” Kısacası Harari ve Zapsu gibilerine göre yakın gelecek insanlık ırkı için bir yol ayırımı olacak ve yol ayırımında KÜÇÜK BİR ELİT(!) GRUP “DİJİTAL DİKTATÖRLER” olarak insanlığı yönetecek.

Burada “Bilgi tek başına bir güçtür!” diyen Francis Bacon gibilerin yolundan giden Bill Gates ve benzerlerinin de aynı düşüncede(ya da aynı planda) olduklarını belirtmeden geçemeyeceğim.

Harari ve benzerleri insanı salt et-kemik ve nefs (psikoloji) üçlüsünden ibaret görme basitliğiyle tespitler yapıyorlar. Bu da maddeci dünya görüşünün yansıması.

Bu insanların en büyük sorunu Yüce Allah’ı (cc) hesap etmemeleridir. Allah(cc) insanı kendi ruhundan bin bir hikmetle yaratmıştır.

İnsanının psikolojik halleri veya açlık gibi bedensel arzu ve istekleri belki bir yere kadar kontrol edilebilir ancak konu RUH olunca bu transhumanistlerin çok fena yanılacaklarını göreceğiz inşallah!