• DOLAR 32.403
  • EURO 35.37
  • ALTIN 2325.517
  • ...

Tüm dünya basını Rusya’nın Ukrayna topraklarına yaptığı işgal harekatıyla ilgili haberler ve görseller paylaşma yarışına girmiş.

En son Rusya’nın çekilmek zorunda kaldığı Bucha ve İrpin kentlerindeki vahşet görüntüleri sergilendi.

Aslında basın oraya  ‘Ukrayna ordusunun’ direnişini ve geri kazandığı kentleri sergilemek için gitmişti.

Ancak sokaklarda elleri arkadan bağlanmış, işkence edilmiş ve vahşice katledilmiş yüzlerce insanın cesediyle karşılaşıldı.

Batı Dünyası’nın hassas bir şekilde uygulamaya çalışıyormuş gibi gösterdiği Cenevre (Savaş) Sözleşmesi’nin ihlali anlamına gelen bu sivil katliamı sanki ilk defa yaşanıyormuş gibi bir hava estirildi.

Batı Dünyası’nın 1949’da imzaladığı Ek protokollerle nihai çerçevesi oluşan Cenevre Sözleşmesi, sözümona sivil katliamlarını ve savaş suçlarını engellemek için oluşturulmuş.

Bu sürece giden yolda Hristiyan ülkelerin nelerle karşılaştığını hatırlamakta fayda var.

“Onlar sizinle ancak müstahkem mevkilerde veya duvarlar, siperler arkasında topluca savaşabilirler. Kendi aralarında çekişmeleri şiddetlidir. Sen onları toplu sanırsın, oysa kalpleri dağınıktır. Bu, onların aklını kullanmayan bir topluluk olmalarındandır.” Haşr Suresi-14

İlginçtir bu ayet-i kerime Ben-i Nadr Yahudileri hakkında inmiş.

Yani mevzubahis olanlar Hristiyanlar değil Yahudilerdir.

Yahudilerin tüm dünyada birlik beraberlik içinde oldukları zannedilir. Oysa Rabbimiz onların böyle olmadıklarını; ne kadar korkak olduklarını ve kalplerinin dağınık olduğunu , çekişmelerinin şiddetli olduğunu zikreder.

Yahudiler böyle iken; sayıca çok daha fazla olan ve çıkar çatışmaları çok daha yoğun olan Hristiyanların ne halde olduklarını tarihsel süreçte görmek mümkün.

Hristiyanlar denince akla ilk gelen ‘Haçlı Seferleri’ oluyor.

Oysa bu seferler (belki de) Hristiyan aleminin yekvücut olabilmek ve Doğu’nun zenginliklerine konmak adına başlatılan seferlerdi.

Ancak Hristiyan Alemi’nin iç çekişmeleri, Haçlı Seferleri’nde yaşattıkları vahşetten aşağı değil.

İngilizlerle Fransızlar arasında süren 30 yıl ve 100 yıl savaşları, Almanlarla Fransızlar arasında yüzyılları bulan kanlı savaşlar, Almanların Doğu Avrupa’ya karşı yürüttüğü katliamlar...

Nikola Tesla ‘Ölüm Işını’ silahı ile ilgili teorisini ileri sürdüğünde o günün büyük güçleri hemen bu silahı üretmek için yarışa giriştiler. Bu silah geliştirilse yine birbirlerine karşı acımasızca kullanacaklardı.

Openheimer Projesi ile Atom Bombası’nı üretip Japonya’da kullanmakla kalmayıp devamlı birbirlerini bununla tehdit edip duruyorlar.

Geliştirdikleri Elektromanyetik silahlarla ‘Havana Sendromu’ gibi birçok saldırı gerçekleştiriyorlar. 

İki dünya savaşında öldürülen 100 milyondan fazla insan, yakılıp yıkılan şehirler ve hatta ülkeler...

Bunların tümü Batılı Hristiyanların eseri değil miydi?

Şimdi hem Ortodoks hem de Slav olan Rusların, yine Ortodoks ve Slav olan Ukraynalılara karşı gerçekleştirdiği katliamlar aynı dinin hatta aynı ırkın mensupları tarafından işleniyor.

Hani ‘Ortadoğu’ denilince yüzünü buruşturup alnını kırıştıranların “Müslümanlar hep böyledir, tekbir çekerek birbirlerini öldürüyorlar...” söylemlerini hatırlayınca Solculara ve Kemalistlere sormak istiyor insan;

Müslümanlara ve İslam’a hakaretten başınızı kaldırıp Hristiyanlara bir şey diyecek misiniz?

Hristiyanların kendi aralarındaki çekişmelerine de bi çift laf etmeyecek misiniz?

-Moskova’daki Teravih Namazı’ndan Times Meydanı’nda Teravih Namazı’na

Geçen yıllarda Ramazan aylarında Moskova’da yapılan etkinlikler ve kılınan Teravih Namazları gösterilir, tüm dünyaya bununla ilgili fotolar servis edilirdi.

Bu Ramazan ayında ilginç olarak Teravih Namazı görüntülerinin ilki bu kez Moskova’dan değil Amerika’dan geldi.

New York’un ünlü Times Meydanı’nda yüzlerce Müslüman’ın kıldığı Teravih Namazı görüntüleri aniden basına verildi.

Her ırktan ve her gruptan yüzlerce Müslüman Times Meydanı’nda birlikte namaz kılıyor ve dua ediyorlar.

Müslümanlar açısından manzara güzel.

Ancak Teravih Namazı görüntülerinin Moskova’dan sonra New York’tan hususi olarak servis edilmesi düşündürücüdür.