• DOLAR 32.365
  • EURO 34.974
  • ALTIN 2325.103
  • ...

Tarih biliminin  kurucusu Thukididis(Tukididis) büyük Peloponez Savaşı için “Savaşı kaçınılmaz yapan Atina’nın yükselişi değil bunun Sparta’da yarattığı korkuydu” der.

İşin burasında insanın aklına  stratejisyenlerin ve ekonomistlerin Çin ile ilgili yaptıkları analizler geliyor.

Çin’in hızlı büyümesini ve ‘Para Sahiplerinin’ Çin’e büyük yatırımlar yaparak burayı ABD yerine 21. yy’daki başat güç yapmaya çalışmaları bir vakıa olduğu gibi Çin’in son iki yüzyıldır yaşadığı tahkir edici işgallere ve baskılara karşı bileniyor olması da onu bir süredir hedef tahtasına oturtmuş durumda.

ABD’de bazı ekonomistlerin yarı şaka olarak “ABD’nin gerçek sahibi Çin’dir. Çünkü Çin ABD’den borçlarını isteyecek olsa ABD yönetimi ceketini alıp gitmek zorunda kalacak. Biz sadece kiracıyız.!” Demelerinin arkasında yatan gerçek ABD’nin Çin’e 4 trilyon $’lık borcudur.

ABD hakim siyaseti ve dünyada sürdürdüğü ekonomik direktörlükle Çin gibi ülkelerden yıllar boyunca ham madde ve imal ürünler almış karşılığında Hazine bonosu vermiş.

Tabii bugün konuşulan asıl mesele bu borç miktarı v.s değil. Zaten bu aşamada Çin’in borçlarını istemesi söz konusu olamaz.

Trump’ın son olarak “Covid-19‘un Wuhan’daki viroloji laboratuarından çıktığına dair belgeleri gördüm!” diyecek kadar işi tırmandırması boşuna değil. Sadece Trump da değil, Derin ABD’nin en önemli adamlarından biri olarak gösterilen Pompeo da bu konuda oldukça ısrarcı.

Görülen o ki sadece ABD’nin Ulusalcı takımı değil, Almanya-Fransa ve İngiltere’nin Ulusalcıları da peşi sıra tazminat davaları açacak ve Çin yönetimi iki tercih arasında bırakılacak;

Ya 100 trilyon $ gibi büyük bir rakamı tazminat olarak ödemeye razı olacak,

Ya da Batılı devletlerin öncülüğünü kabul edip ABD’nin hakim olduğu sistemde tarihteki üçüncü büyük zilleti kabul ederek Eko-Politikte yarı çökmüş bir devlet olarak varlığını sürdürmeye devam edecek. Öyle ki bu durumda da parçalanma süreci başlamış olacak ve Çin hesaplandığı şekilde 5’e bölünecek.

Tüm bu kavgalar sürerken kendilerine “Üst Akıl” diyen Şeytani aklın temsilcileri ne yapıyor dersiniz?

Çin’in bugün yaşadıkları Küreselciler diye bilinen "Gül Haç ve İlluminate" gibi gizemli teşkilatların toplamından oluşan bazı AİLELER ve onların etrafındaki seçilmiş tabakanın gelecekle ilgili projeleri ile ilgilidir.

Bu aşamada projelerin en önemlisi BLOCKCHAIN tabanlı yeni Dijital Dünya Düzenidir.

Bu bir Veritabanı Teknolojisi.

Olayın ekonomik boyutunu COİN üzerinden Bitcoin veya İMFCOIN şeklinde okuyoruz. Ancak yakın dönemde  devletler tüm arşivlerini Blockchain üzerinden uygulamaya koyduklarında neredeyse Tarımsal Üretim dışındaki her şey dijitalleşmeye doğru evrilecek.

İMF’nin başındaki Lagarde yaklaşık 3 yıl önce "IMFCOIN'in hayata geçmesi için jeopolitik bir olay şart" demişti.

Yakın tarih bize gösteriyor ki Pearl Harbor baskınından önce ABD’nin Japonya'ya savaş açma konusunda halkı ikna etmek için böyle bir saldırıya ihtiyacı var ve ABD istihbaratı bu saldırıdan haberdar imiş.

Aynı şekilde 1999’da ABD’li derincilerden (Richard Perle/karanlıklar prensi ve Dick Cheney  v.s)Cumhuriyetçilerden oluşan bir grup karanlık zat “ABD’nin Ortadoğu’yu yeniden dizayn etmesi için Pearl Harbor gibi bir olaya ihtiyaç var” şeklinde yönetime tavsiye niteliği taşıyan bir mektup sunmuşlardı.

Korona sonrası yeni dünyada Çin mi başat güç olacak, ABD statükoyu sürdürecek mi? İkisinin de cevabında bu küreselciler hedeflerine ulaşacak gibi görünüyor. Sonuçta oyun kurucu kendileri olduğu için son merhalede onların sahip olduğu teknoloji kullanılıyor olacak.

Yani Blockchain teknolojisi. Bu teknolojideki mantığa göre artık coğrafyanın bir önemi kalmıyor. Buradaki yaşam ekranlar ve rakamlardan ibaret.

Yeni dünya düzeni ne olursa olsun, blockchain veya başka planlar..ne yapılırsa yapılsın insanın toprakla yaşamsal bir bağı var. İnsan topraktan yaratıldı yine toprağa karışacak. İnsanın toprakla olan zorunlu bağı, ölümle olan bağına benziyor. İnsanın toprakla olan bağı koparılmadıkça insani özelliklerini de koruyacaktır.

Merhum İbn Haldun tarih üstü bir gerçeklikle “Coğrafya Kaderdir!” şeklindeki ünlü tespitini yaparken acaba bugünleri görse ne derdi acaba?

Ne güzel söylemiş şâir:

“Basmasa mübârek kademin rûy-i zemîne

Pâk itmez idi kimseyi hâk ile teyemmüm!”