• DOLAR 34.618
  • EURO 36.687
  • ALTIN 2905.107
  • ...

Emperyalist olduğu konusunda hiçbir şüphe bulunmayan ABD’nin, önce HAMAS’ı “terör” listesine alıp operasyonel hedefine alması- Ürdün Vadisi’nin Siyonistlerin hakkı olduğunu söylemesi- Golan Tepelerinin Terör Çetesine ait olacağını belirtmesi sonra bu “Kushner’in İşgal Planı” kararıyla Filistin hakkında kimsenin onayını-fikrini sormadan ve beklemeden Siyonistlere tapulamaya kalkışması tam bir “Küresel haydutluktur

Bu haydutluğun yeni bir işgal planı olduğu, Siyonistlere Artık Filistinlilerin iyice cılızlaşan seslerini kısın!” manasına geldiği, Filistin direnişini silahlarından arındırma gayesi taşıdığı, Filistinliler İsrailoğulları’nın ancak kölesi olabilirler düşüncesinin uygulama startının verildiği… Gibi haklı yorumlar yapılıyor.

Trump’ın Yahudi asıllı Siyonist damadı Kushner’in; Tel Aviv’deki sırdaşlarıyla birlikte hazırladığı “Yeni İşgal Planını” açıklamasının ardından tüm İslam dünyasında gösteri ve protesto dalgası başladı. Türkiye’de de sokağın nabzını iyi tutan, sokaktaki vatandaş üzerinde etkili olan, bir çağrısıyla yüzbinleri toplayabilen, dini duyarlılıklarıyla tanınan üç kuruluş ön plana çıkıyor.

Bunlar; Mustazaflar Cemiyeti, Peygamber Sevdalıları Vakfı ve HÜDA PAR (Hür Dava Partisi)’dir. İki STK ve bir Siyasi Partinin oluşturduğu üç kuruluş yerli ve dini duygularla bu toprakların en önemli aktörlerinden olduklarını bir kez daha gösterdiler.

Her birisi gerek kuruluş aşamasında gerekse ilerleyen süreçlerde birçok tuzakla uğraşmış, birçok badire atlatmış ve bugün gelinen noktada alnının akıyla Müslüman halkın yüz akı ve iddialı temsilcisi olmuştur.

Tabii tepki gösterenler sadece bu üç kuruluş değil. Birçok İslami kuruluş farklı şehirlerde güçleri nispetinde etkinliklere imza attılar.

Ancak Mustazaflar Cemiyetinin Diyarbakır’da ve HÜDA PAR’ın İstanbul Fatih Camii’nde düzenledikleri etkinliklerin farklı bir yüzü olduğu hemen fark ediliyordu.

Diyarbakır Ulu Camii önünde bir klasik haline gelen bu tür gösterilerdeki kalabalık Diyarbakır halkının duyarlılığını göstermesi açısından önemli olduğu kadar bu şehirde bulunan İslami STK’ların katılımı ve HAMAS’ın temsilcisinin bulunması bu etkinliği bölgesel açıdan önemli kılıyor.

İstanbul’daki etkinlik ise; buranın kozmopolit bir şehir olması hasebiyle başlı başına bir önem taşır. İstanbul’da yaşayanlar bilir; burada Türkiye’deki tüm İslami kesimlerin ya merkezi bulunur ya da şubeleri.

Onlarca İslami grubun ve farklı mezhep temsilcilerinin bulunduğu İstanbul’da bunca farklı fraksiyon temsilcisinin aynı etkinlik için bir araya gelebildiği görülmemiştir.

Bir ilk olarak İstanbul Fatih Camii’nde HÜDA PAR İstanbul İl Teşkilatının düzenlediği ve kardeş STK’ların sosyal medya vs. ile destek verdikleri bu etkinliğin Türkiye’nin İslami kesimleri için bir ilk olduğu söylenebilir.

Fatih Camii’nde neredeyse her kesimden temsilciler bulunuyordu:

Ali Karadaği Dünya Alimler Birliği Genel Sekreteri- Peygamber Sevdalıları Vakfı Onursal Başk.- D. Türkistan Derneği Başk.- Uluslararası Ekonomik ve Sosyal İlişkiler Konseyi Başk.-İTTİHADUL ULEMA - AK Parti İstanbul Milletvekili-Yeniden Refah Partisi-İstanbul İl Müftü Yardımcısı-Türkiye Yazarlar Birliği-İstanbul Şube Başkanı- Kudüs TV- AA- İLKHA- Doğruhaber Gzt- Milat Gzt- Milli Gzt-ON4- Y. Akit Gzt-- Y. Şafak Gzt Karar Gzt- Rehber TV- Ülke TV- Akit TV- Haber 7- TV NET-Tallal Nassar HAMAS Temsilcisi- İstanbul Müftü Yardımcısı- Yeniden Refah Partisi İstanbul il Bşk Yrd- Diyarbakır Dernekler Federasyonu Başkanı- Tokat Konfederasyonu Başkanı -Aksa İlim ve Davet Merkezi Başkanı- Abdurrahman Dilipak- Yazar Hamza Türkmen- Yazar Mahmut Bıyıklı- TYB İstanbul Şube Başkanı- TİYEMDER Onursal Başkanı- Mehmet Şahin Fatih Akıncılar Onursal Başkanı…Ve binlerce duyarlı Müslüman.

Bu etkinliğin iki yönden önemli olduğu söylenebilir.

Birincisi; Kudüs’ün bu Ümmet için yegâne ittifak meselesi olduğu

İkincisi; Konu Kudüs dahi olsa bir araya gel(e)meyen bunca kesimi bir araya getirmeye azmedip başaran kuruluşların (HÜDA PAR- Mustazaflar Cemiyeti ve Peygamber Sevdalıları’nın)var olması.

Belki daha da önemlisi bu kuruluşlar aleyhine İslam düşmanlarının kopardığı fitne fırtınası. Bu kuruluşlar yıllarca ithamlara maruz kaldı. Ancak şimdi bir kez daha görülüyor ki bu kuruluşlar “Sahih İslam’ın Mutedil Yüzüdürler.”