Söz konusu İslami tesettür ise

Neden bu tesettür konusu biz kadınlara bu kadar zor geliyor anlamış değilim doğrusu. “yakışmıyor” gerekçesiyle İslami tesettüre riayet etmeyen kadınlar, İslam`a muhtaç, bir o kadar da hasret kalplerini tatmin etmek için düşerler fetva peşine. Ahir zamanda fetva veren verene… Bazı kadınlar ise daha sağlam bir engelin arkasına gizleniyor. “Ya eş istemiyorsa?” diyerek başlıyor bu konuda fetva aramaya. 

 

Dedik ya fetva veren verene… 

 

Kendini kandırmak kolaydır; ama kandırılmak isteyeni kandırmak daha kolaydır. “Eşiniz istemiyorsa evliliğinizi tehlikeye atmayın” diye arka buluyor kadınlar. Asıl tehlikenin ne olduğu da başka bir tartışma konusu. Zekeriya Beyaz`a soruyor bir kadın. “Efendim, İslam kadını eve mi hapseder?” 

Cevap kendi zatına yakışır türdendir: “Olur mu canım? Her kadının eğlenmeye, eğlenmek için dışarı çıkmaya ihtiyacı vardır. Benim eşim ve kızlarımda eğlence yerlerine gider eğlenirler. Kimse bu hakkı kadından alamaz. Kadın istediği yerde istediği gibi eğlenebilir.”

 

Ve ardından ikinci soru:

 

“Efendim kadın bütün vücudunu örtmek zorunda mıdır?

 

Kendi yarım kıyafetini işaret ederek devam eder. “Yani şimdi benim bu kıyafetim İslam`a uygun değil midir?”

“Ne demek? Tabi ki uygundur. Kara çarşaf giyecek değilsiniz ya?...” Diyor Zekeriya Hoca!

 

Her türlü fetva arayanların Hocası!..

 

Allah`ın kesin bir hükümle bildirdiği bir konuda insanlar neden şüpheye düşerler ki? Bir kez Kur`an`ın mealini açıp okuyanlar( tabi gerçek âlimlerin yazdıkları mealler) gerçeği bizzat kendi gözleriyle göreceklerdir. Noktası, virgülüne kadar her şey açık ve nettir. “Yakışmıyor” diyerek önlerine bir set çekenler, bilmeliler ki Allah yakıştığı için bir şeyi emretmemiştir. Ya da “yakışan giysin, yakışmayan İslami tesettürden uzak dursun” diye bir ayrıcalık ta sunmamıştır. “Allah ve peygamberi bir işe hükmettiğinde artık mü`min bir erkeğin vemü`min bir kadının işlerinde kendi isteklerine göre bir seçim hakkı yoktur. Kim Allah`a ve resulüne karşı gelirse şüphesiz o apaçık bir sapıklığın içine düşmüştür.

 

Eşini razı etmek isteyenler ise asıl razı edilmesi gerekenin kim olduğunu bilselerdi keşke. O zaman “onlar Allah`tan razı, Allah onlardan razı” sırrına ereceklerdi. Modayı günbegün takip edip, İslami tesettüründen soyutlanmanın ne büyük bir kayıp olduğunu anlayacaklardı. 

 

Söz konusu İslam ve İslami hükümler ise düşünmeden, en ufak bir şüpheye düşmeden kabul etmek düşer Müslüman kadına. Örtü emri geldiği zaman nasıl ki, kadınlar eteklerini yırtıp “madem Rabbimiz emretmiştir, o halde hemen ve şüpheye düşmeden” dercesine başlarını örtükleri gibi, bu asırdaki her mü`min kadında aynı hareketi sergilemelidir. 

 

doğruhaber