• DOLAR 32.562
  • EURO 35.028
  • ALTIN 2424.38
  • ...

Kiminin feryadı, kiminin bedduası. Kızlarımız okumak istiyor… Analar ağlamaklı… Yıllar öncesinden hatırlıyorum. Bir genç kız başörtü yasağını protesto etmek için saçlarını kazıtmıştı. Ekranlara çok acıklı bir sahne olarak yansımıştı. Yazık!... Bir o kıza yazık, bir de o kızı o duruma düşürenlere yazık.
Lise çağlarındaydım o zamanlar. Üstelik okulu da bırakmıştım. Günlerce ağlamıştım. Okuyup bir beyaz gömlek sahibi olacaktım. Olmadı… Hayallerim gerçekleşmedi. Ya da gerçekleşmesine izin verilmedi. Her gördüğümde kalbimin hızla çarpmasına sebep olan beyaz gömlek aşkı, ileride yerini kara çarşafa bıraktı.Bilseydim o kadar gözyaşı dökmezdim.
Bilseydim, diyorum. Neyi bilseydim?
Tesettürün sadece başörtüden ibaret olmadığını… Allah`ın kadınlara emrettiği örtü emrinin kapsamının ne kadar geniş olduğunu… İslam`da haramlık- selamlığın gerçek boyutunu… Vesair…
Şimdi biliyorum… Tesettür sadece başı saran bir bez parçasından ibaret değildir. İslam`ın emrettiği tesettür sadece başı değil tüm vücudu kapatmalıdır. Gözü görmeyen birine karşı( ki, bunun örneği, Abdullah bin ümmi Mektum`dur) dahi haramlık- selamlık uygulanmalıdır. Üstelik tesettür sadece bununla da sınırlı değildir. Sesin tesettürü, gözün tesettürü, elin, dilin ve diğer uzuvların tesettürü. Hatta ayakların tesettürü… “kadınlar yürüdükleri zaman zinetleri belli olsun diye ayaklarını yere vurmasınlar.”
Şimdi anladınız mı? Neden ‘bilseydim gözyaşı dökmezdim` dediğimi. Biraz daha açalım: Okusaydım, hayallerim gerçekleşebilirdi. Tabiri caizse kendi ayaklarımın üstünde durabilirdim. Eşime ağız açmadan, maddi tüm ihtiyaçlarımı kendi alın terimle olan kazancımdan giderirdim. Peki ya asla sahip olamayacaklarım. Kayıplar… Zararlar… Günahlar…
Yine başörtümle okuyacaktım; ama ya peruk, ya da okul kapısında açmak… İkisinden birini tercih etmek zorundaydım. Haramlık-selamlık denen bir güzellikten mahrum, yüzlerce erkeğin arasına sadece başıma bağladığım başörtümle girecektim. Yukarıda saydığım tesettürlerin hiçbirini gerçekleştiremeyecektim. Allah`ın emrettiklerini bırakıp, laik yönetime boyun eğecektim. Ve kendimi avutmak isterken yalanlar sıralayacaktım. “Köprüyü geçene kadar…” diyecektim. Ama Allah muhafaza, ya köprüyü geçemeden ayağım takılsaydı. Düşseydim… Bir uçurumdan aşağı…
Hasılı kelam; okumadığım için hiç pişman değilim. Her gün şükrediyorum. “sizin şer gördüklerinizde hayırlar vardır,” hakikati buna işaret ediyor. Diyorum ki, genç bacılarım; başörtünüzü hiçbir hayalinize feda etmeyin. Tesettüre sadece başörtü olarak bakmayın. Okuyun; ama İslam`ı okuyun. Kendiniz için meşru kıldığınız şeylerin hakikatte meşru olup olmadığına bakın. Sesin, gözün, elin, ayağın v.s tesettürüne dikkat edebilecekseniz( ki, bu mümkün görünmüyor) okuyun. Ama tarih sayfalarını da okumayı ihmal etmeyin. Kadını çalışma hayatına sevk edenleri ve amaçlarını okuyun. Bilin… Sonra karar verin…

Doğruhaber