Ey Liderler Duyun!

Kırk beş günü aşkın bir süredir Gazze’deki vahşete tanık olmaktan dolayı artık insanlığımdan utanıyorum. Yaşanan akıl almaz cinayetler karşısında kınamalardan dağlar oluşturan ülkelerin yöneticilerine birkaç şey söylemek istiyorum. Belki söyleyeceklerimin hiçbir etkisi olmayacak ama yine de tarihe bir not da ben düşmek istedim:

Ey halkı Müslüman olan veya hâlâ kendini insan olarak hisseden dünya ülkelerinin liderleri!

Ey İslam ülkeleri işbirliği teşkilatının kurucuları!

Ey Müslümanların sıkıntılarını gidermek adına sözde bir araya gelenler!

Ve ey kırmızıçizgilerin sahipleri!

Sizi tanımlamak için daha söylenecek çok şey vardır, fakat asıl mevzuya geçmek istiyorum ey liderler!

Şunu bilin ki dünya hayatı fani ve geçicidir. Ölüm ise belirlenmiş bir eceldir. Vakti gelen göçüyor. Ve ölüm gelince insanla beraber sadece ameli kalır. Mal, makam, nam, statü, koltuk, iktidar ve hiçbir şey insanla beraber girmez kabre. Korkmak ve kaçmak bizi asla ölümden kurtarmaz. O yüzden gelin öncelikle dünyada fani olduğunuzu hatırlayın.

İkinci husus ise Allah’ın size nasip ettiği gücün ve iktidarın aslında büyük bir mesuliyet olduğunu hatırlayın. Kendi halkınız ve dünya mazlumlarına karşı sorumlusunuz. Bilhassa İslam’ın Kutsallarına karşı sorumluluğunuz çok fazladır. Allah(c.c) sizi bu konulardan hesaba çekecektir. Ve o gün çok yakındır. Gelin büyük hesaptan önce kendinizi hesaba çekin. Bu vahşet karşısında görevinizi yapma noktasında sınıfta kaldınız. Kınamalarınız tüm insanlığın şehadetiyle hükümsüz ve anlamsızdır. O yüzden sizden ricamız bu kınama sesinizle kulağımızı rahatsız etmeyin! Yaklaşık bir aydır artık hiçbir kınamanızı dinlemeye değer bulmuyoruz.

Bir bayan ve bir anne olarak yüreğimizin artık bu vahşete dayanamadığını tüm dünyaya ve size duyurmak istedim. Yetişkin ve liderlere anlatır gibi değil, çocuklara ve toy gençlere anlatır gibi size söylemek istiyorum.

Korkmayın ey liderler!

Cesaretinizi toplayın! Vallahi korktuğunuz kadar cesur ve güçlü değiller. Dizlerinizin bağı çözülmüş umudunuzu yitirmişsiniz. İsrailin yenilmez olduğu düşüncesi beyninizi ele geçirmiş. “Her şeyi biliyorlar, herkesi dinliyorlar, her şey onların kontrolünde” diye diye korku putuna döndü israil. Bir avuç mücahit, bir Ebu Ubeyde bu buzdan canavar putunu eritip yok etti. Lütfen Ebu Ubeyde’nin çeyreğinin yarısı kadar cesur erkekler olun. İnanın yürüseniz can gelecek dizlerinize. Zaferler ve nimetler bedellerle gelir. Gelin Kudüs’ü almak ve mazlumları kurtarmanın bedelini sadece Filistin’e ödetmeyin.

Ey liderler! Birkaç yıl sonra belki hiçbiriniz olmayacaksınız. Ama bu davaya omuz verirseniz bu şeref yedi ceddinize yetecektir. Gelin utanç tablosundan adınızı sildirin ve tarihe Kudüs’ün ve Müslümanların kurtarıcısı olarak adınızı yazdırın. Bakın tüm dünya halkları ayakta. Peki, hangi sebep sizi yere mıhlamakta? Halkların öfkesinden kurtulsanız bile Hakk’ın öfkesi çok ağır olacak ve yakanıza yapışacaktır.

Ey liderler zillet ve korkaklık kötü bir elbisedir erkeklere, hele de Müslüman erkeklere hiç yakışmaz. Size tavsiyem giymeyin bu necis elbiseyi. “Direnen aziz olandır.” Gerçek bir lider gibi bu davaya inanmışların önüne geçin ve gayret edin. Ya da en azından onların önünü açın. Bu siyon ateşi eninde sonunda sizi de saracaktır en azından erkekçe dövüşün. Siyonist köpeklerin beynini dağıtan mermileri atmadıkça konuşmalarınız sinek vızıltısı gibi gelecektir onlara. Top sizde, dünya ve ahirette kurtuluşunuz için hala vaktiniz varken kalkın.

Bu bir hatırlatmadır bir anneden: Kurtarın onurunuzu ve bırakın Gazze ve Aksa kurtarsın sizi. “Size ne oldu da Allah yolunda ve “Rabbimiz bizi halkı zalim olan bu şehirden çıkar, bize tarafından bir sahip gönder, bize katından bir yardımcı yolla!” diyen çaresiz erkekler, çocuklar ve kadınlar uğruna savaşmıyorsunuz?”(Nisa75) Bu ayet ve bu vahşet görüntüleri artık diriltsin sizleri...