• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Bu yıl ülkemizde, Temmuz ayında -israilli yetkililer kabul etmese de- MOSSAD’a bağlı çalışan bir birim çökertildi. MOSSAD’a bağlı 7 kişilik bu hücrenin çökertildiği, sorgulamaların ardından 57 kişi hakkında da iddianame düzenlendiği basına yansıdı.

Çökertilen bu 7 kişilik ekibin direk israil'in Tel Aviv merkezli kurduğu çevrimiçi operasyon ekibine bağlı olduğu basına yansıdı.

Yine geçen yıl 28 Eylül'de Malezya’nın başkentinde, MOSSAD’a bağlı bir şebeke çökertildi. MOSSAD’ın kaçırdığı Filistinli vatandaş Malezya emniyet güçlerince kurtarıldı.  Malezya’da, güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirilen operasyonla 11 MOSSAD üyesi tutuklandı.

Şimdi yukarıdaki haberler niçin önemli?

Dünya çapında Müslümanlar aleyhinde faaliyet yürüten bu terör şebekesinin ismini, MOSSAD’ı, genellikle İran İslam Cumhuriyetinde yaptığı suikastlarla duyuyorduk. Sanki başka ülkelerde hiçbir faaliyetleri yokmuş gibiydi. MOSSAD’ın Malezya’da, Türkiye’de faaliyetlerinin açığa çıkması ve ona bağlı hücrelerin çökertilmesi takdire şayan bir gelişmedir.

İsrail İç İstihbarat Teşkilatı Şin Bet Direktörü Ronen Bar, israil devlet televizyonu Kan'da yayımlanan bir kayıtta, "Katar, Türkiye ve Lübnan dahil olmak üzere dünyanın her yerinde HAMAS liderlerini yıllar sürse bile öldürmeye kararlı olduklarını" belirten bir beyanda bulundu.

Konuyla ilgili gerek İçişleri Bakanlığı gerek devletin diğer yetkili organları israil'in bu tür faaliyetlerinin yasadışı olduğunu, ülkemizde yapılması takdirde çok büyük bir bedelinin olacağını ifade ettiler.

MOSSAD’ın, PKK ve türevleri ile ciddi bağlantılarının olduğunu herkes biliyor. Ülke olarak MOSSAD gibi bir terör örgütünün ülkemizi açıktan tehdit etmesi bu devleti yönetenlerin daha dikkatli olmaları gerektiğini hepimize gösteriyor.

Bugün ülkemizde hem israil hem Türkiye çifte vatandaşlığı olan 100 bine yakın kişi var. Nitekim HÜDA PAR milletvekili Şahzade Demir demişti ki: "Hükümete çağrımızdır; HAMAS'ın korkusundan kaçan siyonistler Türkiye'ye gelmemelidir. Türkiye vatandaşlığına daha önce alınan ve Türkiye'de yaşayan Siyonistlerin de gönüllü olarak kardeşlerimizi öldürmek için Filistin topraklarına gitmesine izin verilmemelidir."

Öncelikle ülke olarak 7 Ekim’den sonra Rusya'nın yaptığı gibi bir soruşturma başlatmalıyız. Ülkemizi terk edip israil'e savaşmaya giden israil ordusuna bağlı yedek askerlerin tespit edilmesi gerekir.

İsrail ordusunda görev yapan ve Gazze'ye gidip soykırıma karışan, Türkiye Cumhuriyeti devletinde de vatandaş olarak görülen kişilere; Türk Ceza Kanununun 11/1 veya 13/1 maddeleri uyarınca soruşturma açılmalıdır. Bu kişiler, TCK'daki 76. madde ile soykırım işleme suçuyla yine TCK'daki 77. maddeye göre insanlığa karşı işlenen suçlar başlığı altında yargılanmalılar.

İsrail adına katliama karışan bu şeytani kişiler, bir an önce tespit edilip yargılanarak vatandaşlıktan çıkarılmaları; bunların mal varlıklarına el konulup en ağır cezaya çarptırılmaları gerekir.

İsrail'in Gazze'de işlemiş olduğu suçları kınamakla beraber kendi ülkemizde de suç işlemesine engel olmalıyız.

 İçişleri Bakanlığının konu ile ilgili çok derin ve kapsamlı bir çalışma yapacağını, israil'e gidip Gazze'de mazlum insanları öldüren eli kanlı teröristlerin ülkemizde elini kolunu sallayarak dolaşmasına izin verilmeyeceğini ümit ediyoruz.

Nitekim konuyla ilgili şehit ailelerinin ve gazilerin kurmuş olduğu dernekler, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlarımız hükümeti somut adım atmaya davet ediyor.

5901 sayılı Türk vatandaşlığı kanununun 29. maddesinin A ve C bentlerinde yabancı bir ülke adına askerlik hizmetinde bulunan kişilerin Türk vatandaşlığından çıkarılacağı net bir şekilde belirtiliyor.

7 Ekim'den sonra israil'e gidip orada ne yaptığı belli olmayan kişilerin tekrardan ülkemize geri gelmesine izin verilmemelidir.

Sivil toplum kuruluşlarını, gazetecileri, milletvekillerini Allah'a ve ahiret gününe iman eden salih insanları; sayıları yüz binden fazla olup ülkemizde çifte vatandaş olup Siyonistlere gönüllü askerlik eden şeytani kişilerle mücadele etmeye davet ediyoruz.

Şunu tekrar belirtelim Siyonizme gönül vermemiş kendi inancını Yahudiliği yaşamaya çalışan insanlarla bizim bir düşmanlığımız kesinlikle yoktur.

Amma Siyonizmi ideoloji olarak kabul edip Müslümanlarla dünyanın her köşesinde savaşan MOSSAD gibi terör şebekesi ile Müslümanlara suikast düzenleyen şeytan ve taraftarlarının hem bu ülkede hem de dünyanın her yerinde bundan sonra elini kolunu sallayarak dolaşamaması gerektiğini de belirtmek isteriz.