• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Allah’u Teala’ya hamdolsun ki Ramazan-ı Şerif’e kavuşmuş bulunmaktayız. Bu vesile ile kardeşlerimize, ramazanla ilgili -âlimlerden derlediğimiz- bazı hatırlatmalarda bulunmak istiyoruz.

1-Öncelikle Ramazan Ayı, teravih namazı ile başlar, iftarla biter. Tüm kardeşlerimiz bir teravihlerini bile kaçırmasınlar. 20'şer rekat teravihlerimizi, camide cemaatle beraber, muntazam bir şekilde kılalım.

2-Sahura mutlaka kalkalım ve kalktığımız zaman da hemen abdest alıp iki rekat Teheccüd namazı kılalım. Bunu ihmal etmeyelim. Milletimizin başından bu felaketlerin kalkmasını, ülkemizin huzur ve refaha kavuşmasını, içimizdeki salihlerin bizi yönetmesini; zalim ve kafir, münafıkların şerrinden bütün insanların Allah tarafından korunmasını, rabbimizden talep edelim.

3-Seher cüzlerine mutlaka gidelim. İşimiz ne kadar ağır olursa olsun ne kadar erken kalkarsak kalkalım, camiye gidip seher cüzlerini takip edip sabah namazını camide cemaatle kılmayı ihmal etmeyelim.

4-Mümkünse evde çoluk çocuğumuzla beraber her gün bir cüz Kur’an okuyup Ramazan boyunca bir hatim de evimizde indirelim. Kur'an okuması zayıf olan kardeşlerimiz, televizyondan veya internet üzerinden cüz dinleyerek evlerinde Kur'an sesinin yükselmesini sağlasınlar.

5-Resulullah Aleyhisselatu Vesselam'ın hayatını anlatan bir kitabı okuyarak ya da internetteki videoları dinleyerek peygamberimizle ilgili çekilmiş filmleri izleyerek o mübarek hayatı; siyeri, sireti tekrardan Ramazanda hatırlayalım.

6-Malumunuz 11 ilimizi etkileyen çok büyük bir deprem felaketiyle karşılaştık. Umut Kervanı, kardeş vakıflarla beraber; İHO Ebrar, Yetim Eli, Yetimler Vakfı, deprem bölgesinde ciddi anlamda aş evleri kurmuş; 100 bine yakın insana yemek veriyor ve bu sayıyı artırmak istiyor. Her gün ayrı bir öğün ayrı bir menü ile depremzedelere ikramda bulunuluyor. Bu yüzden de külfeti çok oluyor. Bu vesile ile zekâtlarımızı, sadakalarımızı, fitrelerimizi Umut Kervanı Vakfı gibi hayır kurumlarına verelim. Depremzedelere ulaştırsınlar inşallah. Geçen gün bir arkadaş 4000 tane ekmek alıp deprem bölgesine götürmüş, dağıtmak istemiş. Dağıtamamış, ekmeklerin hepsi elinde kalmış. Yani kafamıza göre bireysel yardımlara girişmeyelim, amacına da ulaşmıyor; emeğimiz, paramız zayi oluyor. Bu vesile ile çevremizdeki tüm tanıdıklarımızı, Umut Kervanı’na yönlendirelim. Yardım çalışmalarına, zekât çalışmalarına, fitre çalışmalarına ağırlık verelim. Zenginlere zekât vermeleri gerektiğini hatırlatalım. Bu hatırlatmayı yaparken de utanmayalım, üşenmeyelim.

7-Depremzedelere mutlaka taziye ziyaretinde bulunalım. Onları ihmal etmeyelim. Umut Kervanı Vakfı gibi güvenilir vakıflar aracılığıyla depremzedelere fiziksel anlamda insan gücüne de ihtiyaç var. Ramazan'ı Şerif'te bu daha çok hissedilecek. Bu vesile ile imkânı olan kardeşlerimiz, Umut Kervanı Vakfı aracılığıyla deprem bölgesinde, depremzedelere yardıma gitmeye devam edelim.

8-Bu Ramazan'ı Şerif'te Resulullah'ın da şiddetli tavsiyesi ile evimizde mutlaka yemek yedirelim. Bakın altını çizdiğimiz kelime "evimizde". Komşulardan, yakın akrabalardan başlayarak hocalarımızı, talebelerimizi, bizim üzerimizde emeği ve hakkı olan insanları; iftar yemeğine çağırarak onore edelim. Bir oruçluya iftar yedirmenin sevabı çoktur. Tüm imkânımızı lüks, şatafatlı bir iftar yemeğine vermektense vasat sofralar hazırlayarak daha çok insana iftar yemeği yedirelim. Peygamberimiz, yarım hurma ile dahi olsa, bir soğuk suyla olsa, bir yudum sütle olsa diye tavsiyelerde bulunmuş. Biz de iftar yemeği vermekten, bir pilav bir soğanla dahi olsa soframızı sevdiklerimize açmaktan ar etmeyelim.

9-Geçmiş yıllarda HÜDA PAR'ın gençlik kollarını, başta İstanbul'un trafiğinin yoğun olduğu yerlerde ve diğer birçok ilimizde, trafiğin yoğunlaştığı yerlerde, ezan vakti; hurma ve su dağıtırken gördük. HÜDA PAR’ın gençliğini geçen yıllarda tebrik etmiştik. İnşallah bu tür çalışmalar başta HÜDA PAR olmak üzere İslami Sivil Toplum kuruluşları, Müslüman gençler, trafikte kalan vatandaşlarımızın oruçlarını açabilmeleri için yardımcı olmaya devam edeceklerini ümit ediyoruz. Bu tür hayırlı çalışmalara da imkanı olan genç kardeşlerimiz katılsınlar.

10-Başta belediyeler olmak üzere Ramazan Şenlikleri diyerekten şarkıcıları, türkücüleri çağırmalarına, vatandaşımızın ifsad edilmesine, izin vermemeliyiz. Ramazan demek maneviyat demektir, ibadet demektir, Allah'a kulluk etmek demektir. Ramazan Şenlikleri düzenlense bile İslam kültürüne, örf ve adetlerine göre düzenlenmelidir. İslami şahsiyetler bu programları icra etmelidir.

11-Son olarak, Ramazan Ayı boyunca diyelim ki:

Allah'ım! Bu ayı sana ibadet etmemizle doldur; vakitlerini sana itaat etmemizle süsle; gündüzlerinde oruç tutmaya, gecelerinde namaz kılıp dua etmeye, bağışlanmak için ağlayıp sızlamaya muvaffak et bizi; gündüzleri gafletimize, geceleri kusur ettiğimize tanık olmasın.