• DOLAR 34.699
  • EURO 36.662
  • ALTIN 2966.531
  • ...

Malumunuz geçen gün bir otobüs firması namaz saatlerinde durmaması gerektiğini, anayasada böyle bir hükmün olmadığını kendince izah edip güzergahlar dışında hiçbir yerde durmayacağını kamuoyuna ilan etti. Bu basit olay da gösteriyor ki Müslüman olan halkımızın İslami haklarını mevcut anayasa karşılamamaktadır. Kamusal alanda yani devlet kurumlarında Müslüman olan insanlarımızın inançları gereği hareket edebilmeleri için anayasal güvence istiyoruz. Kamusal alanda İslam'ın olması diğer inançlara ve inanışlara herhangi bir engel teşkil etmez. Fakat kamusal alanda Allah'ın bizden istediği hak ve hukuklarımız, en basitinden aile hukuku, hakkında nas var, yani ayet var. Bir Müslüman Allah'ın ayetlerine göre aile hayatını niçin düzenleyemesin?

Gerçekten bu konu, yani kamusal alanda İslami hak ve hukukumuz anayasal güvence altına alınması mevzusu, çok önemlidir. Bütün Müslümanlar ağız birliği ederek "Kamusal Alanda İslam!" diye haykırmalıdır. Bugün Malezya'daki Müslümanlar, hatta bazı Avrupalı devletler dahi Müslüman milletlerin kamusal alandaki İslami yaşam taleplerini görmezden gelmiyor. Anayasalarını buna göre düzenliyorlar. Müslüman olan Anadolu halkı kamusal alanda da İslami inançlarını özgürce yaşamaya, Allah'ın kendilerinden istediği emirleri ve yasakları kamusal alanda uygulamaya hakları yok mu? Müslüman halkımız İslami haklarını ve hukukunu anayasal güvence altına almak istemesi kadar doğal ne olabilir?

Cumhurbaşkanı, başörtüsü için referanduma dahi gidilebileceğini ifade etti. Sadece başörtüsü için değil Allah'ın bize vermiş olduğu bütün hak ve hukukumuz için gelin referanduma gidelim.  Yeryüzündeki herkes biliyor ki bu halk Müslüman’dır ve İslami haklarımız kamusal alanda da anayasal güvence altına alınsın. Eğer referanduma gidilse halkı Müslüman olan bu toplum anayasasını Allah'ın emirlerine göre tekrardan düzeltip kendisine yakışan bir anayasa oluşturmaya yetkindir. Biz Batılılardan yasa ithal edecek kadar kültürsüz, medeniyetsiz, fikirsiz bir toplum değiliz. Biz 1400 yıla yakındır, Müslüman olmuş, İslam'ın emir ve yasaklarını tüm hücrelerimize sindirmiş bir milletiz.

Allah'ın emirlerini; Allah'ın bize vermiş olduğu hak ve hukukumuzu, kamusal alanda da uygulamayı istiyoruz ve bunun anayasal güvence altında olmasını arzuluyoruz. Çünkü insanı yaratan Allah'tır. İnsanı en iyi tanıyan da insanın mutlu olması için toplumsal hayatla ilgili emirler gönderen de kanunlar indiren de yüce Rabbimiz olan Allah'tır. İslam dini Hıristiyanlıktan ve Yahudilikten farklıdır. Bunu yeryüzündeki bütün kafirler, münafıklar, mürtedler biliyor.

Biz Allah'ın indirmiş olduğu Kur'an'a iman etmiş bir toplumuz. Hayatımızın her alanında Allah'ın emirlerini uygulamak ve yaşamak istiyoruz. İnancımıza göre yönetilmek istiyoruz.  Talep ve arzumuzu yani kamusal alanda İslam'ın egemenliğini, İslam'ın hükümlerinin uygulanabilirliğini istemek ve bunun anayasal güvence altında olmasını talep etmek en başta din özgürlüğünü savunan, inanç özgürlüğünü savunan, ben insanın özgürlüğünün taraftarıyım, diyen herkes tarafından desteklenmelidir.

Kamusal alanda İslam'ın hükümlerinin uygulanabilmesi ve bunun anayasal güvence altına alınması elzemdir. Bu mesele sadece başörtüsünden ibaret değildir. Müslüman halkımız hayatın birçok konusunda inancından dolayı ne yazık ki zulme uğruyor, gadra uğruyor, haksızlığa uğruyor. İnanmış olduğu Allah'a ve onun indirmiş olduğu kitaba gönül vermiş bu topluma, kamusal alanda İslami hak ve hürriyetlerini güvence altına alacak anayasa değişikliği ancak Allah'ın sevdiği Salih insanlara nasip olur.

Bu sürecin hızlanması için özellikle İslam hukuk profesörlerini, Diyanet İşleri Başkanlığını, cami imamlarımızı ve müezzinlerini Allah'a ve ahiret gününe iman edenleri, Allah'ın resulünü tanıyan, kitabı okumuş olan müminleri; ‘Kamusal Alanda İslam’ı İsteriz!’ demeye davet ediyoruz. Bu konu Müslüman halkımıza öncelikle izah edilmeli, dünyadaki uygulanabilir olan devletler örnek gösterilmeli; konuyla ilgili makaleler, tezler, bilimsel araştırmalar çoğaltılmalı ve halkımıza sunulmalıdır.

Bizim arzu ve isteğimiz odur ki öyle bir anayasa hazırlayalım ki bu anayasa, bu devlet; kıyamet gününe kadar gelecek olan bütün Müslümanların özgürce, emniyet içinde insan onuruna yakışır bir şekilde yaşayacağı bir vatana bir ortama sahip olsun. Allah'tan çalışmalarımız ve muvaffakiyetimiz için yardım talep ediyor, onun rahmetini üzerimizden eksik etmemesini; kerem sahibi olan Allah'tan diliyoruz.