• DOLAR 34.631
  • EURO 36.355
  • ALTIN 2920.575
  • ...

-Öncelikle cuma namazı vakti alışverişin haram olduğunu hatırlatmak istiyoruz. Erkekler cuma namazı vakti namazdan dolayı iş yerlerini kapatıyor ve satışları durduruyorlar. Fakat bayanların üzerine cuma namazı farz olmadığı için bacılarımız alışverişe devam ediyorlar. Hatta cami önünde satış yapan Müslüman kardeşlerimiz; ‘Hocam bu bayanların yüzünden cuma namazına bile bazen gelemiyoruz Allah bizi affetsin!’ şeklinde utanarak mağduriyetlerini dile getiriyorlar. Cuma namazı alışveriş yapmak hem kadınlara hem erkeklere haramdır. Özellikle bacılarımızın bu haramdan uzak durması için kendilerine hatırlatma yapmak gerekiyor. Bu konuda toplumsal duyarlılığı arttırmalıyız.

 

-Malumunuz kış ayları geliyor. Kış aylarının gelmesiyle beraber geceler de uzuyor. Bu vesile ile ailece yapılan ziyaretler de çoğalıyor. Haremlik-selamlığa ve tesettüre dikkat ederek ziyaretler yapmak gerektiğini hatırlatmak istiyoruz. Ev sobalı dahi olsa imkanları zorlayıp haremlik selamlık uygulamalımız mutluluğumuzu daha da arttırır. Ki geniş ev dünya nimetlerinden olarak bilinir. Ev alırken veya kiralarken evin geniş olmasını, camiye yakın olmasını tercih etmek mutluluğumuzu daha da arttırır inşallah.

Yine bacılarımız cümle kapıyı açarken evlerin balkonunu kullanırken dama çıkarken bina içinde koridora çıkarken tesettürlerine son derece dikkat etmelidirler. Nikah düşen yakın akrabalara karşı da tutum ve davranışlarında hassas davranmalıdırlar. Allah resulüne kayınla ilgili durum sorulunca ‘Kayın ateştir.’ buyurduğunu unutmamak; komşularımıza, yakın akrabalara karşı tesettürümüze daha da dikkat etmemiz gerektiğini hatırlatmak istiyoruz.

-Malumunuz Allah'ın nimetleri ve ziynetleri en çok Müslüman’a yakışır. Dünyanın da ahiretin de nimetleri Müslüman içindir. Nas’lardan anlıyoruz ki Allahu Teala Müslümanların dünya nimetlerini de en güzeli ile kullanmasını ister ve bu duruma sevinir. Bu vesileyle İslami hassasiyeti yüksek olan kardeşlerimiz; ülkemizin toplumsal alanlarını daha sık kullanmalıdır. Bacılarımız çarşaflarıyla feraceleri ile geniş manto ve geniş eşarpları ile iffetli örtüleri ile haftanın belirli gün ve saatinde halka açık parklarda gezmelidirler, bulunmalıdırlar. Bu tür toplumsal mekanlarda oturup ailece vakit geçirmemiz hem kendi mutluluğumuz açısından hem de topluma lisan-ı hal ile davet açısından çok faydalı olur.

Düşünün çarşaflı bir anne, sakallı geniş pantolon giymiş İslami kisve sahibi bir baba, yanında 13 yaşında bir kız çocuğu; geniş bir örtü ile başını örtmüş. Yanında yine çocukları… Güzel bir aile parkta geziyorlar. Bu fotoğraf vesilesi ile yıllarca kızının başını örttüremeyen bir baba belki kızının başını örttürebilecek… ‘Kızım bak, o kız çocuğu 13 yaşında! Sen daha kocaman olmuşsun, başını örtmüyorsun!’ diyecek ve kızına emsal gösterecek; fakat İslami hassasiyet sahibi kardeşlerimiz toplumsal hayattan uzak yaşarlarsa, toplum içine girmezlerse halkımız kendilerine örnek alacak aileler göremeyince İslam kültüründen daha da çok uzaklaşıyor.

-Bu arada bacılarımıza şunu da hatırlatmak istiyoruz: Örtünün tarzı olmaz; çünkü örtü ile ilgili nas var yani ayet var. Allahu Teala Kur'an-ı Kerim'de örtülerin göğüs hizasına kadar salınmasını Nur suresi 31. Ayette ‘…ve örtülerini, göğüslerini örtecek bir tarzda omuzlarından aşağıya doğru salsınlar;…’ emretmiş. bu ne demek bir bayan küçük örtü kullanamaz demek. Bir bayan örtüsünü boynuna saramaz demek. Bir bayanın geniş örtüyle başını örtmesi gerekiyor ve o örtünün omuzlarından aşağıya doğru salınması gerekiyor. Bu konuya da önem vermemiz ve hassasiyet göstermemiz gerektiğini anne babalara, kızlarımıza hatırlatıyoruz.

-Muamelat demişken evlilik işlerine girmemek olmaz. Özellikle uzun süren nişan dönemleri düğünden uzun süre önce yapılan nikahlar birçok sorun ve probleme sebep oluyor ki düğünden çok önce nikah kıymak birçok alime göre caiz de değildir. Bu konuda nişanla düğün arasını uzatmamak Peygamberimizin Hz. Ali'ye verdiği tavsiyeye uyarak ‘Vakti gelince kız çocuğunu evlendirmede, ölmüş olan kişiyi gömmede acele etmemiz.’ gerektiğini hatırlatmak isteriz. Yine düğün alışverişlerinde Allah'tan korkarak davranmak gerektiğini, israfa kaçacak toplumun örf ve adetinin dışında açgözlülük yaparak aşırı derecede altın istemek; Müslüman kisve sahibi Müslüman şahsiyetlere yakışmıyor. Bu konuda İslami şahsiyet sahibi olan her kişinin mehir isterken düğün alışverişi yaparken tok gözlü olması toplumun örfüne göre davranması, onun kadrini kıymetini arttırır.

-Bir de düğünden sonraki süreçte yeni evlilerde; anne-babaların evlilik hayatına müdahale etmesi, basit olayların büyümesine de sebebiyet veriyor. Özellikle yeni evlenen kızlarımız, kocalarıyla yaşadıkları olumsuzlukları direkt anne-babalarına söylememeliler. Aile içi yaşanan her şeyi sağda solda ifade etmemeliler. Sarhoş berduş kocasına, 30 yıl 40 yıl sabredip o kocasını düzelten nice mücahide bacılar tanıyoruz. Bununla birlikte namazlı, niyazlı, abdestli, dualı olan kocasının bir iki yanlışını ayyuka çıkarıp rezil eden ve işi boşanmaya kadar götüren bacılar da tanıyoruz. Yazıktır! Allah sabredenleri seviyor. Allah kusurları örtenleri seviyor. Dünya ahiret mutluluğumuz için Allah'ın sevdiği şeyleri yapalım, sevmediği işlerden de uzak duralım; diyoruz.

 Muamelata dikkat ederek yaşayabilmeyi Rabbim hepimize nasip eylesin.