"Yeni bir Anayasa hazırlayamadık!"
Adli açılış töreninde yeni bir anayasa, sivil bir anayasa, darbelerin gölgesinde hazırlanmamış, milletimizin ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir anayasa hazırlayamamanın üzüntüsünü yaşadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şu cümleleri olayı net bir şekilde özetliyor:
"Netice itibarıyla insan haklarına dayanan, hukukun üstünlüğünü esas alan sivil, demokratik ve özgürlükçü yeni bir Anayasa'yı ülkemize henüz kazandıramadık."
Halihazırdaki anayasa 1980 darbesine dayanan bir anayasadır. Dünyadaki birçok devletin anayasası birbirine benziyor. Özellikle İslam ülkelerindeki anayasaların birçoğu darbeler neticesinde hazırlanmıştır. Bu darbelerin en büyüğü elbette ki 1. Dünya Savaşı'ndan sonraki kaos ortamıdır. Bu ortamda halkın iradesi göz ardı edilerek halkı korumak için değil İngilizlerin gözetiminde kurulan sistemleri, düzenleri korumak için anayasalar hazırlanmış ve bu; halka, Müslüman haklara dayatılmıştır.
Türkiye Diyanet Vakfı'nın çıkarmış olduğu İslam Ansiklopedisi'ndeki “anayasa” maddesine baktığınızda görürsünüz; orada 33 halkı Müslüman olan devletin anayasa tarihi, bir akademisyen tarafından incelenmiş, ifade edilmiş. İslam ülkelerindeki anayasaların hem içerik bakımından hem de yaşadığı evreler bakımından birbirine çok benzediğini inceleyen herkes görebilir. Dolayısıyla İslam ülkelerindeki anayasaların birçoğu darbe ürünüdür, düşman gözetiminde ve düşman dipçiğinin gölgesinde hazırlanmıştır.
Müslüman halklar; kendilerini muhafaza edecek, ırzlarını, namuslarını, imanlarını, inançlarını, kültürlerini, topraklarını; düşman istilasından ve sömürgesinden koruyacak, sivil, özgürlükçü, hak ve hukuku gözeten bir anayasa özlemi içerisinde olmuşlardır. Bu özlemi gerçekleştirmek için yaptıkları her girişimde karşılarına darbeci generaller çıkmıştır. Bu süreç Mısır'da da aynıdır, Suriye'de de aynıdır; ne yazık ki ülkemizde de aynıdır.
Bugün Müslüman hakların en büyük problemi; kendilerini muhafaza edecek, onları tek çatı altında toplayacak, hak ve hukuklarını koruyacak bir anayasaya sahip olmayışımızdır. Ülkemiz insanı 1. Dünya Savaşı'ndan sonra kendisine dayatılan yapay sınırlara mahkum değildir. Biz her şeyden önce Müslümanız ve Muhammed ümmetiyiz. Dolayısıyla öyle bir anayasa hayal edelim ki: Bütün ümmeti Muhammed'in fert ve bireylerini tek çatı altında toplasın... Kıyamet gününe kadar ümmeti Muhammed'in hakkını, hukukunu, inancını muhafaza ve müdafaa edecek bir anayasa olsun. Öyle bir anayasa hayal edelim ki başta İslam ülkelerinde adaleti, imanı, merhameti, emniyeti inşa etsin. Gelin öyle bir anayasa hazırlayalım ki hazırladığımız anayasa; yeryüzündeki bütün halkların, insanların; din, dil, ırk ayrımı yapmadan insan onuruna yakışan bir hayatı yaşayabileceği bir dünyanın kurulmasına vesile olsun.
Müslüman ülkeler; doğal afetlerle, savaşlarla, yoklukla, zulümle perişan durumdadır. İslam ülkelerini bu perişanlıktan kurtaracak tek bir şeye ihtiyaç var: Muhammed ümmeti olduğunu bilen, ümmetin bütün fert ve bireylerinin ahvaline üzülen, ümmetin ve insanlığın geleceğini Allah'ın adıyla düşünen bir iradeye ihtiyaç var.
Biz buradan bütün İslam hukuku profesörlerine, İslam hukuku alanında kendini geliştirmiş bütün alimlerimize, Diyanet İşleri Başkanlığına, Hukuk fakültesindeki profesörlere ve öğrencilere, anayasa ile ilgilenen herkese sesleniyoruz: Gelin Allah resulünün Medine'ye hicret eder etmez hazırlamış olduğu Medine Vesikasını önümüze koyalım. Peygamberimizden günümüze kadar İslam hukuku ile ilgili yazılmış, çizilmiş bütün alimlerin eserlerini inceleyelim. Bütün ülkelerin anayasalarını inceleyip sentezleyelim. İnsanlığın ortak mirasından ve tecrübelerinden istifade ederek Allah'ın kitabını, Allah resulünün uygulamalarını da göz önünde bulundurarak yepyeni, sivil, özgürlükçü, yeryüzündeki bütün insanların insan onuruna yakışan bir hayatı yaşamasına vesile olacak, İslam ümmetinin hak ve hukukunu, yurtlarını kıyamet gününe kadar savunacak ve müdafaa edecek, muhafaza edecek bir anayasa hazırlayalım. Bu konuda yetkin olan herkesi çalışmaya davet ediyoruz.
Konuyla ilgili bir emek, bir alın teri, gerçekten tüm insanların kabul edeceği bir çaba bekliyoruz; çünkü yeni bir anayasa sadece bizim insanımızın ihtiyacı değil tüm insanlığın ihtiyacıdır.
Bencil, 1. Dünya Savaşı'ndan sonra çizilen sınırlara mahkum bir kafayla bir anayasa hazırlanmasını istemiyoruz. Evrensel düşünen, insanlığın problemlerini dert edinen, Kur'an'ın nuruyla zihnini temizlemiş, Muhammed ümmeti olduğunun bilincinde olan Salih insanların zihin dünyasından bir anayasa çıkmasını istiyoruz.
Allah; insanlığı selamete, emniyete kavuşturacak; her insanın insan onuruna yakışan bir hayatı yaşayacağı bir ortamın oluşmasına vesile olacak anayasayı hazırlayabilmeyi ve bunu icra edebilmeyi bize ihsan eylesin.