• DOLAR 34.447
  • EURO 36.303
  • ALTIN 2837.002
  • ...

Eğitimin ve öğretimin içinde olmayanlardan duyduğumuz ve iç çekerek gülümsediğimiz bir söz ile başlayalım: "Bu zamanki gençlik zehir! Gençler her şeyi biliyor!" Şimdi gençlerin ve çocukların içinde olmayanlar; gençlerin bilgisayar veya telefon kullanımına bakarak gençleri çok bilgili zannediyorlar. Hâlbuki şimdiki gençlik kültürel açıdan ve bilgi açısından çok ama çok geridedir.

Bilgisayar ve telefon oyunları, sosyal medya, gençlerin ne ders çalışmasına ne de kitap okumasına izin vermiyor.

Bunları masa başında oturup ahkâm kesen, halka yukarıdan bakan birileri yazmıyor. İlkokul, ortaokul çocukları; lise ve üniversite gençliğine ile 15 yıldır bir fiil eğitim ve öğretim veren kardeşlerimizin kanaatini yazıyoruz. Bu cümleler çok büyük emekler neticesinde ortaya çıkmış kanaatin ifadesidir. Dikkate alınmalıdır!

Gerek hükümetin gerekse bu ülkede İslami anlamda faaliyet gösterenlerin, gençlerin ve çocukların eğitimi ile ilgilenenlerin; umumi anlamda bir özeleştiri yapması gerek! Gençliğimize ve çocuklarımıza hakkıyla sahip çıkmıyoruz.

Geçen hafta da bu konuya dolaylı değinmiştik. Ama bu hafta gençliğin cehaletini ifade etmek elzem oldu. Çünkü Antalya-Serik'de iki "öğrenci" Kur’an-ı Kerim'i tekmeledi. ‘Bu olay münferittir’ deyip geçiştirmeyin lütfen! Bu olay, gençliğin halini sinyal veriyor. Sanki diyor ki: "Ey hükümet, ey bu ülkede İslami anlamda faaliyet gösteren STK'lar! Uyanın, kendinize gelin, gençlik elden gidiyor! Gençliği toparlayacak bir sistem kurun. Gençliğin ve çocukların eğitimi öyle gelişi güzel olmaz! Ciddi bir planlama, alanında uzman adamlarla bu iş olur.’’

Bu ülkede en hızlı değişen bakan hangisi? Tabi ki milli eğitim bakanı! Neyse mesele hükümetin eğitim ile ilgili yetersizliğini ortaya koyma meselesi değil. Bizim ön plana çıkarmak istediğimiz bu ülkede faaliyet gösteren İslami STK'ların eğitim konusundaki plansızlıkları ve gelişi güzel hareket etmeleridir. Düzen, tertip, plan yok! Uzun vadeli hesap yok! En kötüsü ‘Nasıl bir genç istiyorsunuz?’ sorusunu sorup kafa yoran yok! Kalemi eline alan gençleri eleştiriyor. Peki, gençliğin eğitimi ile ilgili bir planlama var mı? Bu ülkede çocuklara ve gençlere yönelik -Diyanet de dahil- uzun vadeli proje üreten bir kurum gösterin dense gösterebilir misiniz?

Çocuklar ve gençler için her yaş aralığına yönelik kitap listemiz bile yok! 100 Temel Eser deyip okullarda gençlere verilen kitapların birçoğu ucube!

Kitap fuarlarını geziyoruz; gençler ve çocuklar için satılan kitaplar; aynen sosyal medya ve internet aracılığıyla oynanan oyunlar kadar tehlikeli... Vampirler, canavarlar, öcüler, böcüler var; başka bir şey yok! İslami kitaplar da var amma kıyıda köşede... İslami kitaplar, özensizce hazırlanmış, albenisi olmayan bir kapağın içinde, gözlerden uzak bir kenarda; alıcısını bekliyor.

İslami yayınevleri ha bire kitap çıkarıyor. Allah aşkına çocuklar ve gençler için kaç tane kitap çıkardınız? Eline kalem alan yazıyor, demeyeceğiz; telefonu olan yazar oluyor. Bir oradan bir buradan kopyala yapıştır. Bir iki cafcaflı cümle araya serpiştir; al sana kitap! Yayınevine bir kaç lira ver veya hatır-gönül koy; yazar olarak piyasada dolaş! Sonra da ‘bu gençlik nereye gidiyor’ de, zıpla!

Gençliğimiz için gerek hükümet gerek İslami STK’lar çok güçlü imanlı bir akıl oluşturmak zorundalar. Eğitim gün görmemiş, iş bilmez, çocuk tanımaz adamların insafına bırakılamaz. Tecrübeli eğitimcilerden oluşan, Allah’a ve ahiret gününe iman etmiş salih kimselerden oluşan kurullar oluşturulmalıdır. İl il, köy köy tüm beldelerimizi kapsayacak, gençliği kuşatacak; günlük, haftalık, aylık, yıllık, yüz yıllık projeler üretmeliyiz.

Bir çocuğun hangi yaşta hangi kitabı okuyacağı planlanmalıdır. Ciddi bir müfredat… Çok şey yazılabilir. Ama en önemlisi gençlerimiz ve çocuklarımız için kafa yoracak yetkin bir kurula, yani rahmani bir akla ihtiyaç var.

Gençlerimizi yani geleceğimizi inşa edecek rahmani bir akılın artık bu ülkede egemen olması duası ile…