• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Ramazan Ayı’nın son cuması dünyanın birçok ülkesinde Dünya Kudüs Günü olarak kutlanıyor. Müslümanlar cuma namazından sonra şehirlerin meydanlarına çıkıp küresel Emperyalizm ve Siyonizm’i lanetliyorlar.

Yeryüzünde İlahi adaleti, emniyeti, güveni, merhameti tesis edecek toplum; Ümmet-i Muhammed’dir. İşte Ramazan’ın son cuması olan bu mübarek günde, cuma namazından sonra Müslümanların seslerini yükseltmeleri gerekir. Yeryüzünün inşa ve imarı için en hayırlı Ümmet olduğumuzu ispat etmemiz için bu tür işler bir fırsattır. Basın açıklamaları, sosyal medyadaki paylaşımlar, günümüz Müslümanlarının seslerini duyurmaları için çok önemli bir fırsattır. Peygamberimiz diyor ki: “Kim bir topluluğun karartısını çoğaltırsa o da onlardandır. Ve kim bir kavmin amelinden râzı olursa onların amellerinde ortaktır.” (İbn-i Kesîr, 27/308) Gelin, biz de mazlum Filistin halkının karaltısını çoğaltalım. Gelin, mazlum Filistin halkının 100 yıldır süren şerefli direnişinden razı olduğumuzu, onlarla beraber olduğumuzu bu Cuma şehirlerimizin meydanlarında tüm dünyaya haykıralım.

6 milyondan fazla insan 100 yıla yakındır mülteci durumundadır. Dünyanın en büyük mülteci kitlesi mazlum Filistin halkıdır. Yurtlarından çıkarılmış, çok kötü şartlar altında farklı farklı devletlerin mülteci kamplarında zillete terk edilmiş bu halkın çilesini insanlığa duyuralım. İnsan onuruna yakışmayan bir ortamda hayatlarını sürdüren mazlum halka sadece Müslümanlar olarak değil bütün insanlık olarak sahip çıkmamız gerektiğini en gür sedayla haykıralım. Çünkü Mazlum Filistinli mültecilerin sesini yeryüzünde duyuran kimse yok!

Mazlum Filistinli mültecilerin yokluklarını, fakirliklerini, mazlumiyetlerini, acı, çile ve mağduriyetlerini ifade eden gündeme getiren kimse yok! Bu yüzden Şeyh Ahmet Yasin gökleri titreten insanlık tarihinin en acı feryadını kopartarak demişti ki:

 ‘Allah’ım ümmetin suskunluğunu sana şikayet ediyorum! Siz ey Müslümanlar! Suskun ve aciz, helak olmuş ölüler!..

Hâlâ kalpleriniz sızlamıyor mu, başımıza gelen bu acı felaketler karşısında?..

Bir halk yok mu? Hiç mi kimse yok, Allah için ve ümmetin namusu için kızacak?..

Şerefli direnişçilerken, bizleri katil teröristler olarak ilan edenlere karşı duracak!..

Bu ümmet utanmaz mı, şerefi çiğnenirken? ..

Siyonist katilleri ve uluslararası işbirlikçilerini görmezden gelirken!..

Omuzlarımıza el verecek ve göz yaşlarımızı silecek bir bakış!..

Bu ümmetin kurumları, sivil güçleri, partileri, teşkilatları ve bariz şahsiyetleri, Allah için kızmaz mı!? Tümü birden sokaklara dökülüp, bizim için dua etmeye;

Gücümüzü Topla

Ey Rabbimiz! Gücümüzü topla, zaafımızı gider ve mümin kullarına yardım et! diye çağıramaz mı!?..

Buna da mı gücünüz yetmiyor!?..’

Şeyh Ahmet Yasin, Ümmeti Allah’a şikayet etmede haklıydı. Çünkü ekonomik çıkarların hatırı için küresel emperyalizmin ve siyonizmin şerrinden korkulduğu için kimse Filistin halkının mazlumiyetini görmek istemiyor. Filistin’de anneler öldürülüyor; hiçbir ekrana yansımıyor. Binlerce, yüz binlerce insan evlerinden, yurtlarından çıkarılıyor; onların durumları hiçbir filme konu olmuyor. Her gün gencecik çocuklar, barbar Siyonist askerler tarafından şehit ediliyor. Onların şahadetleri ve vahşice katledilmeleri hiçbir haber ekranına yansımıyor.

Yeryüzünde herkesle beraber İslam ülkelerindeki yöneticiler de mazlum Filistin halkının mağduriyetini görmezden geliyor. Bazen Filistin’deki mazlumların durumlarını ifade eden yöneticilerimiz olsa da durum ve tutumlarında sebat göstermiyorlar. Siyonizmle normalleşmek demek mazlum Filistin halkının davasını terk etmek demektir. Kudüs’ün Filistinlilerin elinden alınıp Siyonizmin insafına bırakılması demektir. Hiçbir İslam ülkesi, milli çıkar gibi dünyalık kokan kelimelerin arkasına sığınarak Siyonizmle normalleşmesi kabul edilemez. Hayat bu dünyadan ibaret değildir.

Allah’a ve ahiret gününe iman eden müminler; Allah’a ve Resulü‘ne savaş açmış, Allah‘ın ayetleri ile Meryemoğlu İsa ve Musa’nın diliyle lanetlenmiş bir kavimden hayır beklemez. Ben-i Kaynuka, Beni Nadir, Ben-i Kurayza ve Hayber’de kendileri ile savaşılmış olanların, Hazreti Muhammed Mustafa’nın gazabına uğramış olanların davasını güden Siyonistlerle ortak olamayız. Onlarla normalleşemeyiz! Onlarla iş birliği tutamayız! Onlarla ticaret anlaşmaları imzalayamayız! İşgalci bir rejimi devlet olarak kabul edemeyiz! Evet, Şeyh Ahmet Yasin’in müjdesidir: 2027’de bu #SiyonistRejimyıkılacak!

Birkaç tane slogan ateşleyelim: #Filistinlimültecilerigörün

#KudüsÜmmetinBaşkentidir

#Siyonizmlenormaleşemeyiz

#KudüseSelamDirenişeDevam

Ey Rabbimiz, bizi zalim bir topluluğun elinde rüsvay etme! (Yunus Süresi/85)

Rabbimiz! Bizi gerçeği yalanlayan nankör kafirler için sınav/fitne konusu yapma. (Bizi kafirlerin elinde oyuncak etme!) Bizi bağışla Rabbimiz! Kuşkusuz Sen, Mutlak Üstün Olan'sın ve En Doğru Karar Veren'sin.

Bayramınız mübarek olsun.