Şükür ediyor muyuz?
Nasılsın diye sordum. ‘Allah’a hamdolsun her şeyimiz var’ diyerek konuşmaya başladı.Ve “ Canımızın sağlığı yerinde, başımızı sokacak bir evimiz var, akşam yemeğimiz pişiyor, emniyet içinde sokaklarda gezebiliyoruz, Allah’a hamdolsun ki Müslümanız ve daha bir çok nimete sahibiz. Her ne kadar çevremizde sürekli bizleri sahip olmadığımız şeylerden dolayı şükürsüzlüğe teşvik edenler olsa da kendilerini gördüğümüzde bize Allah hatırlatan dostlarımızın varlığı da şükür vesilesidir. Allah’ı unutanlar ve şeytan; insana sürekli sahip olmadıklarını hatırlatıyor; sahip olduklarının şükrünü eda etmesine engel oluyorlar. Allah son nefesimize kadar çevremizden iyi insanları eksik etmesin. Bize Allah’ı hatırlatacak, sahip olduğumuz nimetlerin varlığına şükür etmemiz gerektiğini anlamamızı sağlayacak iyi dostlar edine bilmeyi bize nasip etsin.” diyerek Allah’ın kendisine verdiği nimetlerden dolayı şükür etti.
Günümüz insanının en büyük problemi şükürsüzlüktür. Günümüz insanı, Allah’ın kendisine verdiği nimetlerin farkına varamıyor ve bu nimetlerden dolayı şükür etmesi gerektiğini algılayamıyor. Şeytan ve taraftarlarının verdiği vesveseyle sürekli sahip olmadıklarının peşinde koşuyor, ömür sermayesini heder edip gidiyor. Sahip olmadıklarını elde edebilmek için gece gündüz çalışıyor, hatta çalışması da yeterli gelmiyor; faize giriyor. Faiz çekerek ev, araba alan çevremizde birçok insan var. Faizle ticaret yapan, malını artırdığını zanneden herkesin ortak özelliği şudur ki: Faiz çekerek bir şeyler alan daima zarardadır. Malının bereketi yok, borcu çok, morali bozuk, özgür bir hayatı yaşayabilecek bir imkanı yok. Bu durumda faiz günahı; faizle borçlanan kişinin birçok şeyden mahrum kalmasına ve mutsuz bir hayatı yaşamasına sebep oluyor. İnsanımızın sahip oldukları ile yetinebilmesi ve Allah’ın kendisine verdiklerinin Şükrü’nü eda edebilmek için gayret göstermesi gerektiğini fark etmesi gerekir.
İlginçtir, sosyal medyanın etkisinden mi kitle iletişim araçlarının yönlendirmesinden mi isyankar ve şükürsüzdür. Ülkemizin sahip olmuş olduğu imkanları ve nimetleri sürekli inkar eden, geleceğe olumsuz bakan, ülkemizdeki yaşam standartlarını sürekli eleştiren bir gençlik var karşımızda.
Ülkemizde 28 Şubat’ın olumsuz etkileri birçok kurumdan kaldırıldı. Fakat üniversitelerde, İslam dinine Müslümanlara karşı önyargılı tutum bir türlü değiştirilemedi. Üniversitelere yerleşen materyalist zihniyet, kendisi dışındaki tüm fikirleri boğuyor. Özellikle ülkemizi yöneten insanlar bilmeli ki üniversiteleri değiştirmek için bir rektör atamak yetmiyor. Üniversitelere yerleşen bürokrasiyi oluşturan kirli zihniyetleri topyekûn değiştirmek gerekiyor.
Aynı şekilde belediyelerde de mesele aynıdır. Bir şehrin belediye başkanı değişse de o belediyenin içinde çalışan bürokrasi değişmediği müddetçe belediyenin topluma olan hizmeti ve tavrı değişmiyor. İslam dinine düşmanlık eden bir zihniyete sahip bir kişinin belediyenin 20 yıldan beri kültür Müdürlüğü’nü yürütmesi demek o şehrin 20 yıldır aynı şekilde yönetildiği anlamına geliyor. İşte ülkemizdeki İslami yöneticilerin kaybettiği nokta burasıdır. Belediyeler, üniversiteler eğitim kısacası birçok kurum ve kuruluştaki algıyı değiştirmek; başına bir yönetici atamakla olmuyor.
Şükürsüzlüğü zihniyet edinmiş, İslam’a düşmanlık eden, İslami hassasiyete sahip insanları hor gören kimseler ne yazık ki bu ülkede bütün köşe taşlarını tutmuşlar. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan bu sistem; bu tip insanlara zaten yol veriyor, imkan oluşturuyor.
Gerçekten de Allah’ın verdiği birçok nimete sahibiz. Öncelikle can güvenliğimiz var. Yani ülkemizin hangi şehrinde olursan ol, ister gece ister gündüz dışarı çıktığında emniyet içinde gezebiliyoruz. İlahi adaletin Yeryüzündeki bütün insanları kuşatmasını isteyeceğiz. Bunun için bütün zülüm sistemlerinin değişmesi için İslam’ın yeryüzüne egemen olması için, yeryüzünün bütün coğrafyalarında İslam inkılâbının olması için yani toplumların, ülkelerin Allah’ın nuruyla değişmesi için var gücümüzle çalışacağız. Çalışırken Rabbimize şükür etmeyi unutmayacağız.
Yarabbi verdiğin bütün nimetlerden dolayı sana şükrediyoruz. “Allah’ım bize verdiği nimetleri bizden geri alma, bizi eski kötülüklerimize geri döndürme!” diyen Hazreti Muhammed’in(s:a:v) hatırı için bize verdiklerini bizden geri alma, der hepinizi Allah’a emanet ederiz.