Şubat, Şehadet ve İnsan
Malumunuz Hazreti Ali kendisi şehittir; oğlu Hasan, Hüseyin şehittir. Allah, Hazreti Ali’nin zürriyetinden nice şehitler çıkartmıştır. Hazreti Ali tabiri caizse şehitlerin babasıdır. Hz. Ali hilafetle ilgili şöyle der: ”Ben riyasete, güç ve makam ihtiyacından dolayı hilafete, zerre kadar değer vermiyorum, bana göre onun değeri keçinin sümüğünden bile azdır. Onu elde etmeye yönelik olarak gördüğünüz çabam ve şu an onu kabul edişim, halkın hidayeti noktasında Allah karşısında duyduğum sorumluluktan kaynaklanmaktadır. Hedefim halife olmak değildir, hilafet benim için “mazlumun feryadına koşmak” noktasında bir araçtır.”
Hazreti Habil Aleyhisselam’dan kıyamet gününe kadar gelmiş, geçmiş ve gelecek olan bütün şehitlerin ortak ülküsü; mazlumun feryadına koşmaktır. Şehitler, yeryüzünde ilahi adaletin tesis edilmesini, her insanın; insan onuruna yakışır bir hayata sahip olmasını, arzu ederler.
Şehitler, kalplerinde insanlığa karşı büyük bir aşk, sevgi ve merhamet vardır. Bu merhametten dolayı yeryüzünde fitne ve bozgunculuk çıkarmak isteyen kâfir, zalim, münafık ve mürtetlere karşı büyük bir öfke beslerler. Yeryüzünün bozguncularına karşı dilleriyle, elleriyle Allah’ın onlara vermiş olduğu bütün imkân ve kudretleri ile mücadele ederler.
Şehitlerin mücadelesi berraktır. Halkları, kitleleri, toplumları etkileyen manevi bir güçleri vardır. Bütün şehitlerin çekim gücü çok fazladır. Yani iyileri, salih insanları, mazlumları, garibanları, halk kitlelerini kendilerine doğru çekerler. Bununla beraber şehitlerin itim güçleri de çok fazladır. Yani münafıkları, mürtetleri, kâfir, zalim ve emperyalistleri kendilerinden uzaklaştırırlar.
Şehitler, sahih dini insanlara öğreten kimselerdir. Araf Suresi 32. ayette der ki :’’De ki Allah‘ın kulları için çıkardığı süsü ve güzel rızıkları kim haram etti?’’ Şehitler, topluma riyazeti emredip sahte din adamları aracılığıyla toplumu sömüren emperyalistlerin oyununu bozan kimselerdir.
Şehitler, sahte din adamları gibi batıla saldırmaksızın hakkı savunarak nasihat eden kimseler değillerdir. Şehit Abbas Musavi’nin şu sözü şehitlerin kişiliğini ve tarzını anlamamıza yardımcı olacaktır: "Gidin İsraillilere söyleyin. Biz Muhammed ordusuyuz! Geri döndük ve Kudüs yolunda ilerliyoruz!"
Şehitler, hem dostun hem düşmanın hoşuna gitsin, sözlerim; kimseyi rahatsız etmesin, düşüncesine sahip sahte din adamları değillerdir. Şehitler, canları pahasına da olsa hakkı topluma göstermekten vazgeçmezler. İşte onlardan biri olan Malcolm X der ki: “Kimse sana özgürlüğü vermez. Kimse sana eşitliği, adaleti ve başka hiçbir şeyi vermez. Eğer gerçekten adamsan, bunları kendin alırsın!”
Şehitler, gerçek zühdün sahibidirler. Zahit, denilince akla; paradan puldan, yiyecekten, lezzetlerden hatta meşru şeylerden bile mahrum olan kimse geliyor. Peki niçin? Ahrette çok yemek için burada az yiyen bir kişiye zahit denir mi? Şehitler, Dünya malını kötüleyen, lezzetleri kötüleyen, serveti kötüleyen, zaten hiçbir şeye de sahip olmayıp dini anlamamış kimseler değildir. Şehitlerin zühdü fakirlikle mücadele için fakirliğe tahammüldür. Açlıkla mücadele etmek için açlığa tahammül etmektir. Halka ekmek vermek için ekmeğinden vazgeçen kimselerdir, şehitler. Şehit Şeyh Ragıp Harb’ın şu sözleri meseleyi özetliyor: “Dünya takva sahiplerinin ayağının altına düşer, kendini onların ayağının altında toprağa sürter. Takva sahipleri dünyaya hükmetmek için dünyayı esir alır ve zelil ederler. Onlar, dünyanın hem bugününü hem de yarınını inşa ederler. Ama dünya, açgözlüleri, açgözlülükle yorar; sarhoş edici bir kadeh gibi sonra onları esfel-i sefiline (aşağıların aşağısına) atar.”
Birçok müminin şehit olmasına sahte din adamları sebep olmuştur. Şehitler; inancını kaybeden, hedefini terk eden, fikirleri durağanlaşan İslam Ümmetine kanlarıyla can veren kişilerdir. Metin Yüksel’in şu sözünden şehitlerin mantığını anlayabiliriz: “Hakkı ve İslam’ı müdafaa etmek en büyük ibadetlerdendir.”
Şehitler, İslam ümmetini sömürüye karşı vahdete davet eden kimselerdir. Yakın tarihimizin şehitlerinden Hasan el Benna der ki: 'Emperyalizmi ruhlarınızdan atın, o sizin topraklarınızdan uzaklaşacaktır.'
Son olarak, ‘Aşk iki reka’attır; abdesti kanla alınır.” Selam olsun Allah’a aşık şehitlere…