• DOLAR 34.65
  • EURO 36.478
  • ALTIN 2933.826
  • ...

Yeni bir yıl geliyor. Yılbaşı: Yılın başı aslında güzel bir tamlama… Yılın başına girmeden önce Müslümanların da bir muhasebe yapması lazım… Gerçi ülkemizde özellikle son yıllarda yılbaşı gecesinde “Mekke'nin Fethi” kutlanıyor, Mekke'nin fethi anılıyor. Güzel bir etkinlik olmakla beraber Müslümanların yılın son gecesinde bir muhasebe yapması lazım.

Yılbaşı gecesinde herkes yanına kağıdı, kalemi alacak. 2 tane temiz “Beyaz Sayfa” alacak, birine yazacak ‘’Günahlarım’’ diğerine yazacak ‘’Sevaplarım’’. Oturacak, kimse olmayacak! Kimse görmesin! Yazacak günahlarını… Tak, tak, tak… Ben de şu var, şu var, şu günahı işledim, şu hatayı yaptım. Zekâtımı geç verdim. Oruçta şu hatam oldu, namazda şöyle eksiklerim oldu. Şunun kalbini kırdım. Neyse yani! Günahın neyse yaz!

Diğer kâğıda da Sevaplarım başlığı altında: Şu iyiliğim var, şu ahlakım güzeldi, şu davranışım güzeldi şeklinde yazacaksın. Sonra günahlarını yazdığın kağıdı sol eline, iyilikleri yazdığın kağıdı sağ eline al, bir tart! Vicdan terazisinde tart! Bak hele, hangisi ağır gelecek! Peygamberimiz ne diyor? ’Ölüm gelmeden önce kendinizi hesaba çekiniz.’’

Kendimizi hesaba çekelim! Evet, yılbaşı gecesinde kendimizi hesaba çekelim! Günahlarımız için ağlayalım. Peygamber Efendimiz aleyhissalatu vesselam diyor ki:’ Günahlarınız için ağlayınız! Ağlamaya gücünüz yetmiyorsa kendinizi zorlayın, ağlamış gibi Allah'a dua edin!’ Peygamberimiz gözyaşını dökmeye çok teşvik etmiştir. Hatta sahabenin biri gelmiş, demiş: ‘Ya Resulallah! Artık ağlayamıyorum, gözümden yaş gelmiyor. Allah korkusuyla ağlayamıyorum. Ne yapayım?’ Peygamberimiz demiş:’ Git bir yetimin başını okşa! Kalbinin yumuşadığını, gözlerinin de yaşardığı göreceksin!’ Yetim başı okşamak… Bir düşünelim 2020'de, bu yıl bizler hiçbir Yetimin başını okşadık mı? Bir yetime bir sadaka verdik mi? Bir iyilik yaptık mı?

Evet, bir yılın sonuna daha geldik. Allah-u Teala bu yıl yaptığımız bütün hataları af eylesin! Ani ölümden muhafaza eylesin! Evet, ani ölüm gerçekten çok kötüdür. Allah-u Teala bize ani ölüm vermesin! Bilinçli bir hayat yaşatsın! İyilerimizin ömürlerini uzatsan, hayırlı ömürler nasip etsin!  Allah bir topluma, bir halka hidayet vermek isterse, bir kavmi, bir toplumu güçlendirmek isterse o toplumun iyilerini uzun ömürlü eder. Yani Allah-u Teala ne zaman Müslümanlara iktidar vermeyi murat etmişse Müslümanların alimlerinin, hocalarının ömürlerini uzatmış. Ama Allah ne zaman ki Müslümanlara imtihan etmeyi murat etti, kafirleri Müslümanların üzerine tasallut etmesine müsaade ettiyse o zaman da Müslümanların alimlerinin ömürleri kısa olmuş. Biz Allah'a dua edelim: ‘Yarabbi içimizdeki iyilerimizin, Rabbani alimlerimizin, ömürlerini uzat! Salgın hastalıklardan, kazalardan, belalardan muhafaza eyle.

Bu yaşadığımız süreci doğru okumalıyız. Yeni yıla girerken salgın ile ilgili üç önerimiz olacak:

Birincisi Halkımızı yönetenler için: Bu salgının çıkış sebebi nedir? Birilerinin bu salgın sürecine yönelik siyasi bir emeli var mı? Yeni Dünya Düzeni derken acaba insanlığı nasıl bir hayat bekliyor? Bu salgın kendiliğinden doğal yollarla mı ortaya çıktı yoksa birileri bu salgın hastalığı yayıp bir düzen mi kurmak istiyor? Bu soruları daha çok toplumumuzu yöneten yöneticiler düşünmelidir. Biz milletimizi, başta ülkemizi ve diğer Müslüman ülkeleri ve bütün insanları böyle bir proje üretenlere karşı nasıl muhafaza ederiz? Böyle bir proje var mı yok mu? Bu süreçte Müslümanların ve insanların haklarını, insanların yaşam hakkını savunmak için neler yapabiliriz, insanlığa nasıl katkı sunabiliriz, bunu düşünmek lazım.

İkincisi birey olarak üstümüze düşen görev: Öncelikle sebebi ne olursa olsun ortada bir salgın var. Bu yüzden Allah'ın bize emanet olarak verdiği canımızı muhafaza edeceğiz. Maske-mesafe-temizlik üçlüsüne önem vereceğiz. İkincisi gerek kendi canımızı, gerek çoluk çocuğumuzun canını muhafaza etmek için sağlıklı besleneceğiz. Can boğazdan gelir. Fakiri kırmızı etle beslemiş bir peygamberin ümmeti de kendi fakirlerini kırmızı etle beslemesi gerekmez mi?

Üçüncüsü çocuklarımızın eğitimi: Okullar kapalı… Dünya Sağlık Örgütü demiş ki: ‘2021'e kadar bu süreç kesintisiz devam eder.’ Belki de devam edecek. 2023'e kadar baktın okullar kapalı kaldı. İnşallah böyle bir şey olmaz! Peki, olursa ne yapacağız?

Şimdi özellikle bir anne-babanın üç şeyi evladına öğretmesi gerekiyor: Bir okumayı… Çocuklarımızın kitap okumasını sağlayacağız. Gerek ders kitapları, gerek kültürel dini kitaplar okumasını sağlayacağız. Çocuk kitapları alıp çocuklarımızın okumasını sağlayacağız. İkincisi: Çocuklarımızın matematiğini geliştireceğiz. Çocuklarımızın matematiği üzerinde duralım. Matematik zekalarını geliştirmek için onlara yardımcı olalım. Üçüncüsü de çocuklarımıza yabancı dil mutlaka öğretelim. Gerek İngilizce gerek Arapça ve evde Türkçeden başka bir dil konuşuluyorsa o dili çocuklarımıza öğretelim.

Rabbim bu süreci selametle atlatmayı nasip etsin. 2021 yılını hayırlı eylesin.