‘’O ÇOCUKLARI SEVERDİ ÇOCUKLAR DA O’NU’’
Diyanet İşleri Başkanlığı bu yıl Mevlidi Nebi Haftası etkinliklerinin temasını ‘Peygamberimiz ve Çocuk’ olarak belirledi. Gerçekten de çok güzel bir temadır. Yukarıdaki başlığımızı camilerde Diyanetin astığı afişlerden aldık. Çok da güzel afişlerle camiler süslenmiş. Allah emeği geçenlerden razı olsun.
Çocukken babam beni camiye götürüyordu. Şimdi de ben çocuklarımı camiye götürüyorum. Tüm kardeşlerimize çocuklarıyla beraber camiye gitmeyi tavsiye ederiz. Velev ki çocuğunuz 20 yaşına girmiş olsun, çocuğunuzla beraber camiye gidin. Hayatınıza bereket girdiğini fark edeceksiniz. Kardeşlerimiz bir düşünsün… En son ne zaman çocuğumuzla beraber camiye gittik?
Camilerimizde babalarının elini tutmuş küçük çocuklar görmek istiyoruz. Babaları ile camiye namaz kılmaya gelen gençleri görmek istiyoruz. Dedeleri ile saf tutmuş torunlar camileri ne kadar güzel ediyor! Bu salgın hastalıkla berber camilerimiz çok daha mahzun olmaya başladı. Halkımız camilerimizden uzaklaştı. İşte bu gece fırsat! Bu gece Rebiulevvel ayının 12. Gecesidir. Mevlid kandilidir. Çocuklarımızın ellerinden tutup gençlerimizi de yanımıza alıp yatsı namazında camilere gidelim. Peygamberimize olan vefa borcunu camileri ihya ederek ödemiş oluruz.
Camilerimiz boş kalınca Macron başta olmak üzere tüm İslam düşmanları cesaretlendi. İslam’a ve İslam peygamberi Hz Muhammed Mustafa’ya saldırma cesareti bulanlara şaşırıyoruz! Tarihi hiç okumuyorlar mı? İslam Ümmeti en zor durumlarda bile peygamberine hakarete yeltenenlere dünyayı dar ettiğini Fransız Macron bilmez mi? Yahudiler bile açık açık Peygamberimize saldıramazken Macron Siyonistlerin gazına gelip Hz. Muhammed’e saldırmaya nasıl cesaret etti hayret doğrusu! Fransız kalmak işte buna denir! Macron artık yatağında hiçbir gece rahat uyku göremeyecek! Hayattan tat alamayacak! Çünkü Hz. Muhammed’in tüm düşmanlarının kaderi Kıyamete kadar aynıdır: Dünyada zelil bir ölüm; ahrette acıklı bir azap! Onlara ne gök ne de yer ağlar!
İşte zalim ve kafirlerin İslam’a ve peygamberimize olan saldırıları bizi kendimize getirmelidir. Artık evimize en yakın camiye giderek zalimlerin tuzaklarına karşı tedbir alalım. Camileri ihya ettikçe İslam güçlenecek, kafirlerin sesi kısılacaktır. Diyanet İşleri Başkanlığı inşallah camilerimizi çocuklarla ihya edecek ve İslam’ın nuru tekrar bu coğrafyadan yeryüzünü aydınlatacak.
Ahiret yurdunun hesabını yapan her kardeşimiz camiye gitmelidir. Cennete gitmenin en kestirme, en kolay yolu, camiye gitmektir. Bakın Peygamberimiz der ki: ’Kim yatsı namazını camide cemaatle kılarsa gecenin yarısını ibadetle geçirmiş olur. Sabah namazını da camide kılarsa tüm geceyi ibadetle geçirmiş olmanın sevabını alır.’
Bir gün Hz. Ebu Bekir farz namazının tekbirine yetişemez. Peygamberimiz farzı bitirir bitirmez sürekli ilk safta ve hemen kendisinin arkasında namaza duran dostuna bakar ve tebessüm ederek:’Ey Ebu Bekir niçin geciktin?’ diye sorar. Hz. Ebu Bekir mazeretlerini arz ettikten sonra Peygamberimiz şöyle buyurur:’ Ey Ebu Bekir! Farz namazın iftitah tekbirine yetişmenin sevabı dünya ve dünyanın içindekilerinden daha hayırlıdır.’ İşte ahirete iman eden bir Müslüman ahiret yurdunu kazandıracak amelleri bilmelidir. Aynen bir tüccar gibi kârı zararı hesap ederek ahirete hazırlanmalıdır.
Hatırlar mısınız bilmem. Suriyeliler ilk ülkemize geldiklerinde halkın namazlarını camide kılmayışlarını yadırgarlardı. İslam cami ve cemaat dinidir. Camilerimiz çocuksuz ve cemaatsiz kaldığı için Macron gibi küfrün av köpekleri cesurca havlayabiliyor. Öyle ise çözüm belli: ‘CAMİLERİ İHYA EDECEĞİZ!’ Haydi durma, ilk okunan ezanla camiye koş!
Selam ve dua ile…