Eğitimde Reform ve Memur-Sen
Cumhurbaşkanının eğitimde reform ile ilgili söylemi toplumsal bir ihtiyacı gün yüzüne çıkardı. İthal yasalarla şekillenen bir anayasa ve yine ithal bir eğitim sistemi bu toplumu en çok olumsuz etkileyen iki şeydir.
Cumhurbaşkanı bu konuyu farklı şekillerde dile getiriyor. Fakat bu iki konuyu halk gür bir sesle istemeli ki yöneticiler de daha rahat adım atabilsinler. Halkımız bu konularda mağdur olsa da bu ithal yasaların ve eğitim sisteminin reformize edilmesi için bir çabası, gözle görülür bir talebi ne yazık ki yok. Halbuki halk, bu konuda çaba sarf etmelidir. Gündem etmeli; özümüze uygun, kültürümüzle barışık yasalar ve eğitim sistemi isteriz, diye talepte bulunmalı ve hükümeti harekete geçirmelidir. Ama gerek siyasi partiler ve muhalefet olsun gerek sendikalar bu konuda yeterince çaba sarf etmiyorlar.
Halkı harekete geçirecek, hükümetten bu tür haklarını talep edecek hale dönüştürecek olan muhalefet partileri ve sendiklardır. Muhalefet partilerinin bu konudaki işlevini bir başka yazıya bırakıp biz sendikaların işlevini ifade etmek istiyoruz.
Öncelikle etkili ve yetkili sendika olan Memur-Sen Ailesi eğitimde ve yasalarda reform konusunda ne yapıyor? Öğretmenler, öğrenciler, veliler, okullar, ders kitapları kısacası eğitim ile ilgili tüm paydaşlar özümüze, kültürümüze uygun olması için bir çalışma var mı? Bizim kanaatimize göre ahlaka ve maneviyata önem veren Memur-Sen bile zayıf kalıyor. Memur-Sen’in yöneticileri bu konuyla ilgili yaptığı birçok çalışmayı önümüze koyabilir ve bizim bu iddiamızı çürütmek ister. Memur-Sen Ailesi -çapına göre- kusura bakmayalım ama zayıf kalıyor.
Eğitimde ve yeni anayasa hazırlanırken reform çalışmalarının alt yapısını oluşturacak sivil inisiyatif Memur-Sen'dir. Öncelikle Memur-Sen ailesi ciddi bir bilinçlenme, içe dönük İslami, kültürel yenilenme çalışmaları yapmalıdır. Tüm üyelerine çağımız dünyasında Kur’an'ın nuruyla ilahi adaleti tesis edecek bir ülkeye dönüşmemiz gerektiği bilincini veren ciddi bir hizmet içi eğitim vermelidir. Sendikayı bir çıkar ve terfi aracı gören zihniyet temizlenmelidir. Sendikayı insanlığın İslami ve insani haklarını elde etmesine vesile olan, İslami dava bilincine sahip, rahmani üyeleri ile yeniden inşa etmelidir. Kudüs Şairi Mehmet Akif İnan'ın kurduğu bir sendikadan beklenen budur.
Sendikaları ortak noktada buluşturacak mefhum İslam'dır. İslami bilincin toplumda artması için sendikalar daha berrak adımlar atmalıdırlar. Biz sendikacılığı Marksistlerin mantığıyla icra etmeye mecbur muyuz? Sendikacılığı bir vakıf mantığı ve kültürü ile yapmalıyız. Bu yöntemle topluma daha ciddi çalışmalar hazırlayabiliriz.
İşte eğitimdeki reformu yapacak, anayasanın ithal ve darbeci maddelerini ıslah edecek araç; İslami anlayışla topluma inen sendikacılık faaliyeti olacaktır. Bu yüzden ülkemizin en büyük sendikası olan Memur-Sen'e çok iş düşüyor.
Selam ve dua ile...