Filistinlilerin yardım feryatlarına cevap veren var mı?
Filistinli 6 Milyon mülteci var. 21 tane devletin bir araya gelmesiyle oluşan Arap Ligi ve 57 Müslüman devletin bir araya gelmesiyle kurulan İslam İşbirliği Teşkilatı mazlum Filistin halkı için bugüne kadar ne yaptı? İsrail terör devletinin yaptığı her tedhişte ‘Kınıyoruz!’ şeklinde yazılı bir açıklamadan başka bir ses yok! Aslında İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Lig’i kuruluş amaçları doğrultusunda hareket etse dünyada zulüm çok hızlı bir şekilde azalacaktır. Zaten zulmün ayyuka çıktığı ülkeler ne yazık ki İslam ülkeleri değil mi?
İşgalci rejim Batı Yaka’yı da ilhak etmek için gün sayıyor. Her şey hazır! Sırayla yutacak. Önce Batı Yaka, ardından Gazze ve iki nehir arasında kalan tüm topraklar, ‘Büyük İsrail’in hayalini kuran Siyonist Yahudi Devletinin hayalidir. Bakın Müslümanların kanının aktığı tüm coğrafyalarda katilleri finanse eden Siyonist Yahudi lobilerini görürsünüz. Myanmar’daki, Arakan’daki, Bangladeş’teki ve Hindistan’daki tüm Müslüman katliamlarının organizatörleri Siyonistlerdir.
Siyonizmi kısaca formüle edersek: Siyonizm=Cinni Şeytanlarla işbirliği eden Kabbalist Hahamların kurduğu yapıdır. Rahmetli Erbakan bu konuyu ‘Davam’ adlı kitabında çok güzel ifade etmiş. Yine Erbakan iktidara gelince ilk olarak dış ülkelerden İran’ı ziyaret eder ve bu konulara orada da değinir. Hatta Siyonist lobinin kendisini İran’ı ziyaret etmeme konusunda uyardığını, İran’ı ziyaret edersen iktidardan düşürürüz, tehdidini gülerek İran ziyaretinde iken kameralar önünde anlatıyor. İnternet ortamında isteyenler bu konuşmalara ulaşabilir.
Erbakan’ın İran ziyaretini hatırlatma sebebimiz, İşgalci rejimin yayılmacı siyasetine dünya genelinde iki ülkeden itiraz sesleri yükseliyor. Birisi Türkiye diğeri de İran’dır. Bu iki İslam ülkesi İşgalci rejimin zulümlerine açık açık itiraz ediyor.
Netanyahu’nun 17 Mayıs’ta mecliste söylediği ‘Batı Yaka’daki Yahudi yerleşim yerlerinin ilhak etmenin vaktinin geldiğini’ açıklaması üzerine bu konuda itiraz sesleri yine iki ülkeden yükseldi: Türkiye ve İran. Zaten 31 Mayıs Mavi Marmara Şehitlerini anma vesilesiyle ülkemiz genelinde İşgalci rejimin zulmü gündeme geldi. Yeterli mi? Tabi ki de hayır! Mavi Marmara muhalefetinden iktidar partisine kadar tüm partilerin açıklama ve taziye mesajlarını yenilemesi gereken tarihi bir vakadır. Bu olaydan sonra İslami gençlik her miting veya işgalci çete aleyhine atılan her sloganda ‘Mehmetçik Gazzeye’ diyerek tepkisini yansıtmıştır.
Mazlum Filistin halkının yardım çağrısına tüm Müslüman halklar sorumluluk hissetmelidir. Çünkü Filistin meselesi, hepimize Müslümanlığın yüklemiş olduğu bir vazifedir. Zaten İslam topraklarının savunulması fıkhi olarak farzdır. Allah resulü buyurmuş ki: ‘Her kim bir Müslüman’ın yardım çağrısını duyar da cevap vermezse, Müslüman değildir.’ Ve bugün bizden yardım isteyen bir tek kişi değil, bir millet yardım istiyor. 6 milyon bireyi ülkesinden kovulmuş, sürgün edilmiş bir millet…
Evet, bugün gerek Suriye olayları gerek Mısır’daki kanlı darbeyi Filistin Meselesinden bağımsız okumak doğru olmaz. Bütün Müslümanlar, Filistin’e yardım etmek için devletlerini harekete geçirmelidirler. Müslümanlar, devletlerine zalim Siyonizm’in yayılmacı siyasetini hatırlatmalıdır. Filistin meselesinde mazlum Filistin halkına devlet olarak sahip çıkılmalıdır. Filistin meselesine duyarsız kalan her ülke ve siyasetçi Siyonizm’in emperyalist işgaline zemin hazırlamanın vebalini yüklenir.
Ülkemiz siyasetçileri, birçok Arap devletine göre bu konuda daha duyarlı olsalar da ne yazık ki Siyonizm’in yayılmacı siyasetini bir nebze de olsa yavaşlatabilmiş değiliz. Erbakan’ın: ‘Büyük İsrail’in kurulması için önce Suriye, ardından İran ve nihayetinde Türkiye’nin işgalci Siyonistler tarafından işgal planları yapılıyor.’ Sözlerini yok saymamak gerektiği kanaatindeyiz. Filistin’i savunmak demek ülkeni ve bağımsızlığını savunmak demektir. Bu konuyu halkımıza izah edebilme dileğiyle…