‘ONLAR Kİ ZEKATIN VERİLMESİ İÇİN ÇALIŞIRLAR.’ (Müminun/5)
‘Ben Allah’u Teâla dışında kimseye ibadet ve itaat etmem. Allah’u Teâla’nın söyledikleri dışında kimsenin söylemlerine göre itikat ve amel etmem.
Yine bilerek ve sözümle şehadet ederim ki; Muhammed (sallallahu aleyhi ve selem) ahir zaman peygamberi ve Allah Resulüdür. Onun sözleri dışında hiç kimsenin sözlerine göre itikat ve amel etmem ve ancak İslam Şeriatının hükümlerine göre amel ederim.
İslam Şeriatının emir ve yasaklarını; kendi nefsimde, kendi aile ve çevremde ve kendi malımda yerine getirir ve amel ederim. Namazın beş vakit olarak eda edilmesine iman ederim.
Eğer cami ve cemaat yok ise sürekli kendi evimde vakit ezanını, vaktin revatip sünnetlerini, ve vaktin tesbihlerini ehlimle ve cemaat oluşturarak yerine getiririm.
Zekat vermeye iman ederim, her yıl şeriatın sözüne göre zekatımı veririm. Zekat vermeyi iman ve vermemeyi ise mürtedlik olarak bilirim. Kim zekat verirse zengin olur ve malına bereket düşer.’
Yukarıdaki sözlerle yakınlarının imanını kurtarmaya çalışmış, yakın akrabalarının ıslahı için çalışmış ve rahmetle anılmış bir İslam alimi ile yazımıza giriş yapalım istedik. Rabbani Alimler; kıyamet gününe kadar yeryüzünden eksik olmazlar. ‘Benim ümmetimin alimleri Ben-i İsrail’in peygamberleri gibidir.’ Buyurarak İslam ümmetinin alimlerini öven bir peygamberin ümmetiyiz.
Bu vesile ile zekat ibadetinin ifası için İslam ümmetinin alimlerinin halkımıza zekatı öğretmesi gerekir. Gerçekten de birçok insan zekat ibadetinin nasıl yapılacağını bilmiyor. Zenginlerimize de fakirlerimize de zekatı öğretmeliyiz. Çünkü zekat sahip olduğun malı fakirlerle paylaşmaktır. Zekat vermemek ise malını kimse ile paylaşmamaktık. Azdan az, çoktan çok verilir. Özellikle zenginler, zekatlarını vermekten imtina ediyorlar. Bir adama 1000 lira veya 2000 lira zekat vermek belki kolay geliyor. Ama zekatı yüz binleri bulan zenginler var. Bu tür zenginlerin çok azı zekatını veriyor.
Özellikle insanların işlerinden mahrum olduğu, sıkıntı yaşadığı şu sürede zekat ibadetinin ifası için çalışmalıyız. Eskiler bir evde yemek yediğinde şöyle diyerek sofradan kalkarmış: ’Yemeğinizi hep iyiler yesin.’ Evet, zekat verenlerin zekatları en başta, ehli iman, Salih amel sahibi fakir fukaraya verilmelidir. Söz konusu para olunca zekatı anlatmaya başlayan İslam düşmanı kimselere bile rastlayabiliyor ve hayret ediyoruz.
