• DOLAR 34.651
  • EURO 36.348
  • ALTIN 2926.012
  • ...

Bu yazımızda ümmetin ihmal ettiği bir ilmi hatırlatmak istiyoruz. Bu ilmin unutulması neticesinde çok ciddi sorunlar yaşayan ümmetin yeniden uyanışına vesile olacak bu ilmi izah etmeye çalışacağız. Ama şunu belirtelim ki denizden bir katre sunabilsek ne ala!

Türkçemizde kullanılan maksat kelimesinin çoğuluna Arapça ’da makasıd denir. Makasıdü’ş Şeria, maksatlar, gayeler anlamına gelen makasıd kelimesiyle şeriat kelimesi bir araya getirilerek oluşturulmuş dini- hukuki bir kavramdır. Dinin gayesinin, şeriatın amacının, faydasının anlaşılması gerektiği konusunda İslam âlimleri hem fikirdirler. Günümüz insanı şeriat kelimesinden dahi ürker hale gelmiş durumdadır. Bunun en büyük sebebi dinin gayesi, şeriatın amacı insanlara doğru anlatılmamasındandır. Bundan yüzyıllar önce Hindistan’da yaşayan rahmetli Şeyh Veliyulllah Dehlevi Hüccetül Baliğa eserini bu konu üzerine yazmış. Yani Şer’i emirlerin hikmetlerini insanlara anlatarak onları İslam’ın adaletine davet etmiş. Bu mefhum İslam hukukçularınca, şeriatın ruhu, şeriatın hedefleri, Allah’ın teşrii kanunlarının amacı anlamına gelecek şekilde kullanılmış bir terimdir.

İslam devletsiz yaşanmaz, demiş İslam uleması. İşte bu görüşü ifade eden ilim makasıdü’ş Şeria ilmidir. Başta Peygamberimiz olmak üzere, ashabı kiram, tabiun ve İslam’ın yükseliş çağının tüm alimleri bu ilme önem vermişler. İnsanlara Allah’ın ayetlerinin, şeriatın hükümlerinin gayelerini tüm sarihliğiyle izah etmişler. Kimi zaman hikmeti kimi zaman illeti diye başlayan cümlelerle İslam hukuku, ahkamı insanlara gayet veciz şekilde anlatılmış.

İnsanın yaratılış amacı diğer tabirle fıtratı alimlerce insanoğluna bu ilim sayesinde öğretilmiş. İslam şeriatine göre yaşamayan insanların fıtratlarını ifsat edeceklerini, insani vasıflarını kaybedeceklerini alimlerimiz her çağda tebliğ etmişler. Nitekim Şari’ul Hakim olan Allah da Kuran’ı Kerim’de fıtratlarını bozan kavimlerin helaklarını misal vererek tüm çağlara ve nesillere uyarıda bulunmuştur.

İz. B. Abdusselam  bu ilmi izah ederken iki kavram ile açıklamıştır: Mesalihler ve mefasidler diye. Yani insan fıtratına fayda veren şeyler ile zarar veren şeyler… Menasihleri yani insan fıtratına faydalı olan şeyleri dörde ayırmış: Lezzetler ve lezzetlerin sebepleri, ferahlık ve ferahlığın sebepleri. Mefasidleri yani insan fıtratını bozan şeyleri de dörde ayırmış: Elemler yani insana acı veren sıkıntı veren şeyler ve elemlerin sebepleri, Üzüntü ve üzüntünün sebepleri yani insanın üzülmesine sebep olan şeyler diye incelemiş.

Yeryüzündeki tüm insanlığa acıyan, tüm insanlığın selametini isteyen tek inanç İslam’dır. İslam’ın dışındaki tüm inanç ve ideolojiler çok az bir kesimin ferahını, menfaatini düşünmüş. Geriye kalan insanlığı önemsememişler. Yahudiler, Hıristiyanlar, Komünistler, Kapitalistler ve diğer ideolojiler tüm insanlığı kuşatıcı bir menfaat sunamamışlar. Ama İslam insanoğluna hem bu dünya menfaatini hem ahiret menfaatini kazanma yollarını göstermiştir. İşte Makasıdü’ş Şeria ilmi Ademoğluna menfaatin ve zararın ne olduğunu izah eden bir ilimdir. İslam alimleri bu ilmi ihmal edince insan şeytana yem olmuştur. Ama İslam uleması bu ilmi neşredip izah edince insanoğlu feraha ve sulha kavuşmuştur.

İmam Gazali bu ilmi beş maddede toplamış: Aklın, neslin, malın, ırzın, canın muhafaza edilmesi için Şeriatın gayesi insanlara izah edilmelidir, demiş. Ve hocası İmam Cüveyni gibi İslam şeriatının maksatlarını, hedeflerini şeriatın ruhunu kendi çağına gayet fasih bir şekilde izah etmiştir. İmam Gazali’nin bu ihya hareketiyle İslam ümmeti uyanmış ve yepyeni bir yükseliş çağına girmiştir.

İşte tüm coğrafyalarında kan ve gözyaşının olduğu mazlum Muhammed Ümmetinin yeniden ihya ve ıslahı için hayali olan herkesin İslam şeriatının gayesini, ruhunu, hedeflerini, maksadını öğrenmesi gerekiyor. Bu konuyu bu çağın insanına izah etmek her Müslüman’ın ödevi olmalıdır. Allah İslam’ın ruhunu anlayan kullardan olmayı nasip etsin duası ile…