Ciddi Bir Saldırı Var!
Son günlerde Müslümanlara dünya genelinde ciddi bir saldırı var. Keşmir, Filistin, Arakan, Doğu Türkistan, Suriye derken birçok İslam beldesinde fiili anlamda savaş var. Allah tüm zalimlerin şerrinden Müslümanları korusun.
Zilhicce ayının son günlerindeyiz. Malumunuz bu ay denilince akla Hz. İbrahim gelir. Kurban, Hac, tavaf, say gibi birçok şiarımızı insanlığın imamı olan Hz. İbrahim’den almışız. Hz. İbrahim ve onunla beraber olanlardan bahseden Mümtehine suresinde bir ayet var. Surenin 4. Ayeti ile 5. Ayeti günümüz Müslümanlarına büyük bir ışık tutar. Mümtehine 4: ‘İbrâhim’de ve onunla beraber olanlarda size güzel bir örnek vardır: Hani onlar hemşerilerine şöyle demişlerdi: Bizim, ne sizinle, ne de Allah'tan başka ibadet ettiğiniz şeriklerinizle hiç bir ilişiğimiz kalmamıştır. Siz Allah'ın tek İlah olduğuna inanmadıkça, biz sizi reddediyor, bizimle sizin aranızda ebedi olarak düşmanlık ve nefret meydana geldiğini ilan ediyoruz. Ne var ki İbrâhim'in babasına: "Senin için Rabbimden af dileyeceğim. Bununla beraber, Allah'ın senin hakkında dilediği hiç bir şeyi önlemem mümkün değildir." demesi başka. Onun ve beraberinde olanların duası şudur: "Ey Yüce Rabbimiz! Yalnız sana güvenip dayandık, Sana yöneldik ve sonunda da Senin huzuruna varacağız.
Mümtehine 5: "Ey Ulu Rabbimiz, bizi kâfirlere deneme konusu kılma, affet bizi. Çünkü Sen azîz ve hakîmsin (mutlak galip, tam hüküm ve hikmet sahibisin).
Özellikle koyu renkle yazdığımız Hz. İbrahim ve onunla beraber olanların yaptığı duaya çok ihtiyacımız var. Ama ne yazık ki şu anda kâfirlere deneme konusu olmuş, bir ümmetiz. Dünyanın her yerinde saldırı var. Tüm dünyadaki saldırıları dile getirip ülkemizde yaşananları görmezden gelmek olmaz. Elhamdülillah ülke genelinde emniyet ve huzur var. Fakat şer güçler, kâfirleri, zalimleri kendilerine rehber edinenler her fırsatta İslam’a ve Müslümanlara saldırıyorlar.
Emine Bulut cinayetini bahane edip İstanbul Sözleşmesinin uygulanması için yürüyüş yapıp İslam’ın şiarlarına saldıranlar acaba kime güveniyorlar? Bu eylemleri yaparken kimden emir alıyorlar? ‘Kadınlar sizlere Allah’ın emanetidir.’ deyip kadını tüm coğrafya ve zamanlarda koruyan, kadına şeref veren aziz İslam’a ve O’nun peygamberine saldırı emrini kim verdi bunlara?
Aziz İslam’ın aleyhine çalışan hiç kimse bu ülkede tutunamayacaktır. 948 yıl önce Malazgirt Zaferi ile İslam’ın toprağı olmuş Anadolu; kâfirlere ve zalimlere hayran olan kanı bozulmuş kötülerin at koşturduğu bir mekâna dönüşmeyecektir.
İstanbul Sözleşmesi kesinlikle Malazgirt Zaferi ile uyuşmaz. Halkımızın, değerlerimizin, dinimizin aleyhinde maddeler barındıran bu antlaşma kabul edilemez. Emine Bulut Hanımefendi’nin öldürülmesi bu tür antlaşmaların aileye verdiği zarardan dolayıdır. Bu antlaşmanın tüm maddelerinin uygulanması için sokaklara dökülenler; daha önce Gezi Eylemlerinde de sokağa dökülmüş kişilerdi. Hükümetin bir an önce halkımıza dost olan ve düşman olan kesimleri ayırt etmesi gerekiyor. Dış siyasette takdir edilecek girişimleri olan hükümetin; iç siyasetteki pasifliğini esefle karşılıyoruz. İstanbul sözleşmesi neticesinde oluşan çirkefleri soran halka, izahat yapamıyoruz.
Aziz İSLAM dinine olan dış saldırılara karşı gösterdiğimiz refleksi, içteki saldırılara da göstermeliyiz. Aileyi yıkan bu İstanbul sözleşmesinin niçin iptal edilmediğini halk soruyor. Cumhurbaşkanı niye bu antlaşmanın halen yürürlükte olmasına göz yumuyor? Bu antlaşmanın yüzünden her gün Emine Bulut gibi bacılarımızın katledildiğini, aileyi parçalayan, ahlakı bozan bu antlaşma niçin yürürlükten kaldırılmadı?
Bizim duamız: "Ey Ulu Rabbimiz, bizi kâfirlere deneme konusu kılma, affet bizi ve bize merhamet et.. Çünkü Sen azîz ve hakîmsin (mutlak galip, tam hüküm ve hikmet sahibisin).