Kim Allah`a, Resulüne ve Müminlere Tevl Ederse
Vakti zamanında küçük bir kasabada bir alim varmış. Bir gün alimin genç yeğeni dayısına sormuş:`Dayı ben de senin gibi ilim öğrenmek isterim. İslam`a ve Müslümanlara yardım etmek, müminlerin sorun ve sıkıntılarını çözmek ve insanların dertlerine derman olmak arzusundayım. Ne yapmamı önerirsiniz?` Alim olan dayı genç yeğenine biraz da önemsemez bir tavırla demiş ki:`` Yeğen, daima şu sözleri tekrarla: Allah-u haziri, Allah-u naziri, Allah-u şahidi` Yıllar geçmiş. Bu genç adam da ilim öğrenmek için diyar diyar gezmiş. Bir çok alimin dizi dibinde tedris görmüş. En son küçük kasabasına dönmek için yola çıkmış. Kasaba halkı toplanmış. Eskiden alimlere değer verirlermiş. Tabi alim bir zatın geldiğini öğrenen kasabadaki alim de bu alimi karşılamaya gitmiş. Bir de bakmış ki yeğeni. Yıllardır kasabadan ayrılan yeğeni… İletişim araçlarının az olması nedeniyle uzun yıllar görüşemediği yeğeni gerçekten de sohbetiyle, duruşuyla çok maneviyatlı bir alim olduğunu gören dayı sormuş:` Yeğen seni bu seviyeye getiren neydi?` Yeğeni de ‘ Dayı yıllar önce demiştin ya Allah-u haziri, Allah-u naziri, Allah-u şahidi. ‘ Ben de bunu sürekli tekrarladım. Allah`ın her daim hazır olduğunu, benim yanımda bulunduğunu, beni gözetlediğini, gördüğünü ve benim her işime Allah`ın şahit olduğunu özümsedikten sonra Allah bana bu hali ihsan etti. Artık sözlerim insanların Allah`a yönelmesine tesir ediyor. Dilim Allah`ın kullarının Allah`a yönelmesine, insanların sorunlarının çözülmesine vesile olabiliyor.` Yeğen, alim dayıdan öğrendiği üç kelime ile işi çözmüş değil mi?
İşte Allah-u Teala ayetinde de buyurur ki ‘Kim Allah`a, resulüne ve müminlere tevl ederse, yönelirse, onları dost edinirse bilsin ki galip olacak olanlar Allah`ın tarafında bulunanlardır.`
( Maide, 56) Günümüzdeki Müslümanların en büyük problemi Allah`ı tanımamaktır. Allah`ı bilmemektir. Değerli bir İslam âliminin dediği gibi: ‘Allah`ı tanıdıkça Allah`ı daha çok seveceğiz, Allah`ı sevdikçe O`ndan daha fazla korkacağız. Bütün hayır ve bereket Allah`ı bilmekledir. Allah`ı tanıdıkça O`nun amellerimizi gözetlediği hazır, nazır ve şahit olduğunu daha iyi hissedeceğiz. Allah`la ilişkimiz artıkça birbirimizle daha çok yardımlaşacağız, teavün edeceğiz.`
Geçen günler Diyarbakır`da düzenlenen alimler toplantısı gerçekten de ümit vericiydi. İslam dünyasının farklı coğrafyalarından gelen rabbani alimlerin tespit ve önerileri ve sonuç belgesi Allah`a tevl etmek isteyen rabbaniler için bir yol haritası hükmündedir. Allah ümmet için bir araya gelen rabbani alimlerin sayısını arttırsın.
Bakın elin gavuru bir rahip için neler neler yaptı? Tabi bu dediğimiz kilisesinde normal ibadetle uğraşan bir rahip değil tabi? PKK`nın militanlarını önce dinsizleştirip ardından da Hıristiyanlığa yönelttiğini bilmeyen yok herhalde. Tabi Fetö`nün de Hıristiyan ve Yahudilere olan sempatisi, Dinler Arası Diyalogla Hıristiyan ve Yahudiliği toplum içinde yaşatma, yeşertme faaliyetlerinde herkesin haberi var. İşte bu Rahip Brunson tüm bu işlerin organizatörü olarak yargılandı. Yani iki terör örgütünü birden yönlendirecek bir yetkiye sahip olduğu iddia ediliyordu. Herkesi kendine çekip de küçümseyen Trump`ın Rahip Brunson`un yanında iki büklüm hali bu adamın konumunu anlatmaya yeterlidir. Ki biz Trump`ın Kilisedeki duruşunu da görmüştük. Hiçbir papaza bu kadar eğilmemişti. Irak işgalindeki külçe altınları tutup poz veren, Ortadoğu`nun uzmanı, ABD politikalarının ve gizli tüm işlerini koordinatörü iki yıldan beri hapisteydi.
Uzatmadan duamızla bitirelim. Allah`ım kafir milletlerin fitnesi yapma bizi. Bize yardım et. Alimlerine değer veren, sana, resulüne, ve müminlere tevl edip yönelmeyi bize nasip et. Bitmek bilmeyen bu mağlubiyetimize son ver. Bizi yeryüzünün tekrardan inşa ve imarı için görevlendir. İlahi adaletinin tatlılığını eşrefi mahlûkat olan insanoğluna tattırmayı bizimle murat et. Ya hay.
Selam ve dua ile…