• DOLAR 34.661
  • EURO 36.334
  • ALTIN 2939.44
  • ...

Adolf Hitler gibi bir zalimin sözü ile konuya giriş yaptığım için tüm okurlarımızdan özür dileyerek başlamak isterim. Hitler Kavgam adlı kitabının ‘OKURA` adlı bölümünde şöyle der: ‘…Bu dünyada her büyük hareketin gelişiminin büyük yazarlara değil büyük konuşmacılara borçlu olduğunu biliyorum.` Evet, büyük konuşmacılar, büyük hatipler… İlmi meani, ilmi beyan, belagat ilmi… Eskilerin, yani dünyaya İslam toplumlarının egemen olduğu dönemlerdeki yöneticilerin, üzerinde çokça durdukları ilimdir Hitabet, diğer adıyla Belagat.

İslam`ın özünü oluşturan Kur`an-ı Kerim`in en önemli özelliklerinden birisi de belagat idi. Dolayısı ile İslam âlimleri Belagat ilmine, Edebi tenkide çok önem vermişlerdi. Ve bu sahada çok ciddi ilmi kitaplar yazdılar. Belagate, Allah resulü cevamiu`l kelim dedi. Yani belagat, az sözle çok şeyi etkili bir şekilde anlatabilme yeteneğidir. Bir hadisinde şöyle der Allah resulü: ‘Bana cevamiu`l kelim verildi ve sözler benim için kısaltıldı.` Az sözle öz konuşabilmek… Acaba günümüzde kaç İslam âliminde bu yetenek var? İlk dört halifeye bakın hepsi bu niteliği taşır. Diğer halifelerde hatta Osmanlıya kadar gelen bütün İslam ülkelerinin yöneticilerinde bu vasfı görebiliriz.

Batılılar hitabetin önemini son iki yüz yıldır kavramış olacaklar ki bu alandaki eserlerinin tarihi çok yenidir. Biz ta 650`li yıllarda eser verirken Batılılar hitabetle alakalı eserlerinin tarihi 200 yılı geçmez.  Mesela Sibeveyh adlı İslam âlimi 700`lü yıllarda ‘El-Kitap` adlı eserinde ‘bedi` konularını kitaplaştırmış ve İslam ümmetine sunmuştur. Yani İslam ümmeti, Allah resulünden hemen sonra bu ilmi kitap haline dönüştürebilmiştir. El- CAHIZ, El-Beyan vet- Tıbyan adlı eseri ile hatibin dış görünüşü, lehçe güzelliği, harfleri doğru çıkarması gerektiği, sesinin ne kısık ne de abartılı olmaması, hareket ve işaretlerinin letafeti gibi konulara değinmiştir. Bugün Avrupa`nın bu alandaki çalışmaları, halen dahi Abdulkadir Cürcanilere, El-Cahızlara, Sibeveyhlere kavuşmuş değildir. Abartmıyoruz. Bu alanda bir araştırma yapın, bakın ne kitaplar ne çalışmalar ile karşılaşacaksınız.

Ama itiraf etmek lazım ki kan içici Batı, bu ilmin yönetim ile olan alakasını fark edince çok ciddi anlamda eserler ortaya koydu. Ama yine bu ilmi de şeytani emellerine alt etmeyi başardı. Toplumları bu ilim sayesinde istediği yöne çekebildi. Beyin yıkama teknikleri dedi, propaganda dedi, reklam dedi. Sonuçta halen dahi bu ilmi çok etkili kullanabiliyor. Ve nice milleti bu bilgi sayesinde sömürüyor. Kendisi bombalıyor, kimyasalları atıyor, kadın çocuk demeden binlerce insanı katlediyor. Sonra da beyaz gömlek ile eller açık bir poz veriyor. Tabi kucağında bombalayarak öldürdüğü toplumun çocuklarından sağ kalabilmiş bir bebek ile… Ve ekranların karşısına çıkıp poz vererek kendilerini mazlumların savunucusu ilan edebiliyorlar.  

Günümüzde İslam toplumlarına derdimizi net bir şekilde anlatabilecek, Beyan ilmini bilen yani açık seçik anlaşılır konuşabilen hatipler, yöneticiler lazımdır. Sekkaki adlı İslam âlimi bu konuyu o kadar önemsemiş ki bu alanda yazdığı kitabının ismini 'Miftahul Ulum` koymuş. Yani ilimlerin anahtarı olarak bu ilmi görmüş. Gerçekten de günümüzde siyasi, askeri, ekonomik anlamdaki tüm başarılar, bu ilmi bilen yöneticilerce gerçekleşecektir. Tarihte de başarılı, muzaffer bütün liderlerin çok iyi bir hatip oldukları herkesin malumudur. Acaba İslami eğitim veren okullarımız, İlahiyat fakültelerimiz, imam-hatip liselerimiz, medreselerimiz bu anlamda yeterince hatip yetiştirebiliyorlar mı? İslami STK`ların acaba topluma kendini dinletebilen kaç tane hatibi var? İlahiyat Profesörleri, Seydalar dahil acaba bu toplumda kaç İslam alimi ekranlarda, meydanlarda, konferans salonlarında hitabeti ile toplumu inşa edebiliyor? İnşa etmeyi bırak, müftülerin bile elindeki kâğıda bakarak vaaz verdiği bir ülkeyiz, ne yazık ki!

Bu ilme önem vermemiz gerekiyor. Geleceğe yön vermek isteyen kim varsa güçlü hatipler yetiştirmiştir. Tüm ideolojiler, dinler güçlü hatiplerin ağızlarından çıkan büyülü sözler ile gelişip dal budak salmıştır. Dünyaya egemen olan tüm devletler hatipler yetiştirmiş, bu hatiplerle amaç ve gayesini anlatarak kitlelerin gücünü kazanmıştır. Kitleleri ikna edemeden egemen olmak hayal bile olamaz.

İslam`ın tekrardan yeryüzüne egemen olmasını isteyen kim varsa Allah için güçlü hatipler yetiştirsin. Geçmişimizdeki birikimi gün yüzüne çıkartıp bu bilgileri günümüz dünyasına uyarlayarak çok büyük bir sinerji elde edebiliriz. Büyük bir mirasımız var. Ama bu mirası ortaya çıkaracak, gençlerimizin yetenek ve kabiliyetlerini olgunlaştıracak, kendini değil İslam`ın geleceğini dert edinecek liderlere ihtiyaç var. Ne yazık ki İslam Ümmeti bu tür liderlerin hasretini çekiyor. Ya rabbi bu ümmete, bizi kuşatacak, temizleyecek, bize kitabı ve hikmeti öğretecek, seni ve bizi sevecek Salih yöneticiler ihsan et.

Selam ve dua ile…