• DOLAR 34.622
  • EURO 36.322
  • ALTIN 2926.458
  • ...

Allah (cc), inanan her insanın kendi emir ve yasaklarına tam bir teslimiyet göstermesini ister. Emir ve yasaklar kişinin ister hoşuna gitsin, isterse de gitmesin… Emir ve yasaklar itaat edilmek içindir. Bu itaat bir kısmına değil bütününedir. Kuran`ı Kerim`in bir kısmına veya bir bölümüne değil tamamına ‘teslim` olmayı, O emir ve yasaklara uymayı ister.

İnsanoğlu tam bir teslimiyetle sorumluluklarını yerine getirmiş olmaz. Bu teslimiyet aynı zaman da bir Temsil (iyet) ister. Teslim olan her kul, Allah`ın buyruklarına iman edip bunları yerine getirdiği zaman ister inanan ister inanmayan herkese güzel bir örnek olmak zorundadır. Bu zorunluluk Teslim (iyetin) bir gereğidir. Bu iki kavram özelliği itibari ile birbirini tamamlar. Biri olmadan diğeri nakıs kalır.

Müslüman olan her birey ve toplum bu iki özelliği aynı anda üzerinde bulundurmak zorundadır. Bu iki kavram aynı anda bir kişi üzerinde hâsıl olmazsa o kişinin İslam`ı tam olarak anladığını söyleyemeyiz. Kişinin yaptıkları doğru dahi olsa muhatabına yaptığının doğru olduğunu göstermek zorundadır. Yaptığı doğru teslimiyet ise yaptığının doğru olduğunu muhatabına göstermesi temsiliyettir. Bu aynı zaman da Nebevi bir metottur.

Halk arasında Cami Hocaları hakkında yanlış izlenimlerin olması yersiz değildir. O makama layık olmayıp, yaptığı işi Allah rızası için değil de sadece maaş için yapan Hocaların yapmış oldukları hatalar halkı böyle düşünmeye mecbur etmiştir. Bu da Temsiliyette kanayan yaraların daha da derinleşmesine zemin hazırlamıştır. Buna benzer örnekler çoğaltılabilir.

İYİ BİR TEMSİLİYET, TAM TESLİMİYETTENTEN GEÇER

İnanan her insan, inandığı değerleri temsil etmeyi ister. İstemese bile halk nezdinde karşılığı bu olacaktır. Siz ne kadar ‘ben temsil etmiyorum` derseniz deyin, halk sizi bir temsilci olarak görecektir. Madem teslim olmanın karşılığı temsiliyettir, o zaman inanan her insan iyi bir temsilci olmak zorundadır. İyi bir temsil de ancak tam bir teslimiyetten geçer. Tam teslimiyeti anlamak için &`;ALLAH ONLARDAN RAZI, ONLAR DA ALLAH`TAN RAZI” ayeti celilesine bakmak yeterlidir. Allah kullarından nasıl razı olur? El cevap: Kul Allah`ın emir ve yasaklarına itaat ettiği zaman… Peki, Kul Allah`tan nasıl razı olur? El cevap: Allah (cc), kulu ne şekilde ve ne ile imtihan ederse etsin, kul bunun bir imtihan olduğunun bilincinde olup buna sabır/şükür ederse demek ki kul da Allah`tan razı… İşte kulun Allah`tan razı olma durumu Teslimiyette kâmil olma durumudur. Aynı zaman da bu mükemmel bir temsiliyeti de beraberinde getirecektir. (İnşaAllah)


TESLİMİYET VE TEMSİLİYET SORUNU

Günümüz Müslümanlarının yaşadığı en büyük sorunların başında bunlar gelmektedir. Zira Müslümanlar ya Allah`ın emir ve yasaklarının tamamına uymamakla ya da iyi bir temsilci olmamakla suçlanırlar. Günümüzde İslam boğazdan aşağıya inmemektedir. Konuşan çok, nasihat eden çok fakat uygulayan yok denecek kadar azdır. Hem konuşan hem de uygulayan insanlar toplum içerisinde azınlıkta olduğu için parmakla gösterilirler. Hâlbuki ben Müslüman`ım diyen her birey hem nasihat edecektir hem de bu nasihatlere kendisi uyacaktır. Allah (cc); &`;Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz Allah katında büyük gazap gerektiren bir iştir” (Saff-2,3) buyurarak yapmadığı/yapmayacağı halde söyleyenleri inzar ediyor.

MÜSLÜMANLARIN GERÇEK TEMSİLCİSİ KİMDİR?

Siyasi partilerin tamamı halkın temsilcisi olduğunu iddia ederler. Sol partiler, &`;Biz sosyalistlerin gerçek temsilcisiyiz. Sosyalizmin hâkimiyeti için bizleri destekleyin. Bizim yanımızda yer alarak, sosyalizmin geleceğini garanti altına alın” derler. Sağ partiler ise hem vatan millet Sakarya hem de İslamiyet`ten dem vurarak halkın temsilcisi olduğunu iddia ederler. BDP/pkk ise Kürtlerin temsilcisi olduğunu ve Kürtlerin haklarını savunduklarını iddia ederler. Herkes kendini iyi bir temsilci olarak göstermeye çalışır. Peki, biz Müslümanların gerçek temsilcisi kimdir?

Müslümanların gerçek temsilcisi, İslam`ın emir ve yasaklarına azami derecede itaat eden ve bunların yaşanması için elinden gelen her türlü gayreti ortaya koyanlardır. Laf kalabalığı yapıp, meydanlarda iyi hatiplik yapıp halkı kandıranlar değildir. Özü-sözü bir olan, insanları birleştiren, dinin içtimai hayata hâkim olması için çalışan, sosyal huzur ve barışı getiren veya en azından bu uğurda mücadele edenler Müslümanların gerçek temsilcisidir. Yurttaki ve dünyadaki siyasetini ülkenin menfaatine değil de İslam`ın menfaatine göre belirleyendir.


Özgürlükleri getirdiğini iddia ettiği halde Nazi uygulamalarını aratmayacak uygulamalarla Müslümanlara sıkıntı çıkaranlar asla Müslümanların temsilcisi değildir. Gaz vermek yerine gaz alanlar hiç değildir.

Kürt olduğunu iddia edip, kâfirlerden bir farkı kalmayan uygulamalarla kendi halkına zulmedenler de değildir. Asıl kimliğini kaybedip kimliksizleşenler de değildir.

Müslümanların gerçek temsilcisi hayatını İslam`a adamış, İslam`ı tek gaye bilmiş ve bunun gerçekleşmesi için gece-gündüz çalışmış Müslümanlardır. Rüyalarını İslam`ın geleceği ile süslemiş ve bütün hayallerini bunu gerçekleştirmek için kurmuş muvahhitler ve mustazaflardır.

Kurtuluş ne Akp`de ne Pkk`de… Kurtuluş İslam`dadır.

Allah bizleri İslam`a teslim olup, iyi temsilciler olan kullarından eylesin. Âmin

Dua ile…