• DOLAR 34.368
  • EURO 36.352
  • ALTIN 2823.883
  • ...

Öncelikle İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Dışişleri Bakanı Emir Abdullahiyan ile birlikte hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyorum. İran halkının başı sağ olsun..

Olay, Pazar günü Reisi’nin bindiği helikopterin hava muhalefeti nedeniyle sert iniş yaptığı şeklinde ajanslara düşen haberlerle dünyaya duyuruldu. Ardından helikopterin düştüğü ve içindekilerin hayatını kaybettiğinin kesinleştiği haber ve görüntüleri izledik. Reisi ve beraberindeki heyet, Azerbaycan’la ortaklaşa inşa edilen Kız Kalesi ve Hudaferin barajlarının açılışından dönüyordu. Kurdeleyi sıcak mesajlar verdikleri Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’le beraber kesmişlerdi.

Olay görünür itibariyle elim bir kaza olarak gözüküyor. Ancak ülke İran ve hele de ölen ülkenin cumhurbaşkanı olunca olayı sıradan bir kaza ile yorumlamak mantıklı gelmiyor. Çünkü yıllardır MOSSAD-CIA ajanları ve yerli taşeronlarının suikastlar düzenleyerek kaosa sürüklemeye çalıştığı bir ülkedir İran..

Cevaplanmamış onlarca soru ve tespit var ki bunları maddeler halinde belirtmem gerekirse;

1-Açılış sonrası Reisi ve beraberindeki heyetin bindiği helikoptere eskortluk yapan iki helikopterin olduğu belirtiliyor. Bu helikopterler, cumhurbaşkanını taşıyan helikopterden neden ayrıldı?

2-Olayın üzerinden 15-20 saat geçmesine rağmen helikopterin düştüğü yeri sinyaller üzerinden bulamamak acizlik mi, ihmalin sonucu mudur?

3-Siyonist israilin Azerbaycan yönetimi üzerinde çok ciddi bir etkisinin olduğu biliniyor. İran ile Azerbaycan’ın yakınlaşması, Azerbaycan’daki Yahudi diasporasını çok ciddi bir şekilde endişelendiriyordu. Azerbaycan-İran arası bir birlikteliğin israilin çıkarlarını tehlikeye sokacağı endişesinin MOSSAD’a ya da yerli taşeronlarına kaza süsü verilmiş bir suikast düzenletmiş olamaz mı?

4-Siyonist israilin İran’ın Şam büyükelçiliğini vurmasıyla iki generaline yönelik suikasta karşılık İran israile doğrudan füze ve dronlarla kısıtlı bir saldırı başlatmıştı. Bu saldırıya karşı siyonist rejim de İran’ın nükleer tesislerine yönelik basit bir İHA saldırısı düzenlemiş ve olay kapanmıştı sözde. İran cumhurbaşkanına yönelik suikast siyonist israilin doğrudan yarım bıraktığı intikam saldırısı mı?

5-HAMAS’a silah ve lojistik verdiğini gizlemeyen İran’a, Cumhurbaşkanına yönelik bu suikast, Gazze’de soykırım yapan terörist israil’in bir türlü hedefine ulaşamamasının nedeni olarak İran’ın HAMAS ve İslam Cihad hareketlerine yaptığı silah desteğini görüyor oluşu ve böyle bir hamleyle İran’a, ‘HAMAS’a desteği kes’ mesajı vermiş olabileceği?

6-Siyonist israilin Gazze’de yaptığı soykırım şu ana kadar 57 İslam ülkesini bir askeri harekata giriştirmedi. Ancak Kassam mücahitlerinin onurlu direnişi ve Gazze halkının Allah’a tevekkülü başta Avrupa ve Amerikan halkları olmak üzere dünya halklarını siyonist-emperyal güçlere karşı ayaklandırmış durumda. Siyonist Amerikan aklı, Gazze’ye askeri destek veren İran’ı hem cezalandırmak hem de dünya halklarının gündeminden düşmeyen Gazze’yi gündemden düşürmek için böyle bir suikastı düzenlemiş olamaz mı?

7-Bir de işin ekonomik ambargo kısmı var ki.. Cumhurbaşkanı Reisi'yi taşıyan Bell 212 tipi helikopter, ABD'de üretilmişti ve 1979 İslâm Devrimi'nden bu yana İran'a satılmıyordu. Reisi’nin bindiği helikopter bir suikastla değil de kaza sonucu düşmüşse eğer bu da 44 yıldır Amerika ve Avrupa’nın İran’a uyguladığı ambargonun bir neticesidir ki suikasttan geri kalır bir yanı yoktur.

8-Gazze’ye destek veren bir ülkenin cumhurbaşkanı, dışişleri bakanının canına mal olan Helikopterin düşü-rülü-şüyle İslam ülkeleri arasında birliği sağlama ve özellikle Gazze konusunda askeri bir harekata girişebilecek başta Türkiye olmak üzere çevre İslam ülkelerine gözdağı vermek istedi. Ancak ne ABD, AB eski askeri gücünün zirvesinde, ne başta Türkiye olmak üzere İslam ülkeleri zayıf bir konumda olmamakla birlikte halklar da artık uyanmış, konjonktür de değişmiştir.