İsrail’in en büyük gücü biz Müslümanlar, hükümetlerimiz ve siyonistleşen medyamız değil mi?
Yeni bir Ramazan ayı ve yine siyonistlerin Mescid-i Aksa’ya tecavüzleri…
Yeni bir Ramazan ayı ve yine siyonistlerin cinayetleri…
Yeni bir Ramazan ayı ve yine 20 milyonluk siyonistin bir buçuk milyar Müslümana, “kutsallarınızla beraber ayaklarımızın altındasınız” dedirten terör eylemleri…
Yeni bir Ramazan ayı ve yine siyonistlerin bu topyekûn saldırılarına ancak beddualarla ve telin mitingleriyle cevap veren biz Müslümanlar ve ancak kınayan hükümetlerimiz…
Sizce bizim beddualarımızın, telin mitinglerimizin ve hükümetlerimizin kınamalarının siyonistler nezdinde bir sinek vızıltısından öte bir anlamı var mı?
Çünkü biliyoruz ki, eyleme geçmediğimiz sürece bunların zerre kadar bir caydırıcılığı yoktur. Aksine siyonistlerin gücüne güçtür.
Biz Müslümanların beddualarımızda ve telin eylemlerimizde samimi olup olmadığımızın en risksiz ve dahi bedava ölçüsü, siyonistlerin ürünlerine gerek Müslümanlar ve gerekse hükümetler olarak ambargo uygulayıp uygulamadığımızdır.
Kendimizden başlayarak soralım; siyonistlerin ürünlerini alanlarımız mı veya almayanlarımız mı daha fazla? İslam ülkelerinden kaç tanesi işgalci rejime karşı ambargo uygulamaktadır?
Bu soruların cevabı bile başlı başına biz Müslümanların ve hükümetlerimizin zilletinin tescili değil mi?
Görünen o ki… Dün ve bugün öldüren siyonistler, yarın da öldüreceklerdir!
Görünen o ki… Dün ve bugün Mescid-i Aksa’yı kirleten siyonistler, yarın da kirleteceklerdir!
Ve görünen o ki… Bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da işgallerini genişleteceklerdir!
Öyleyse ne yapmalıyız?
Ambargo!
Evet, ilk aşamada ortaya koyabileceğimiz eylem ambargodur. Evvela Müslümanlar olarak siyonistlerin ve onlarla işbirliği içinde olanların ürünlerini almayacağız. İkinci olarak hükümetlerimizi buna zorlayacağız.
Behemehâl yapmamız gereken diğer bir iş de siyonist hegemonyadan azade özgün ve özgür bir medya…
Siz de takdir edersiniz ki, bütün bunları da bu zelil halimizle değil, ancak izzetimizi kuşandığımızda yapabiliriz…
Öyleyse haydi göreve...