Gazze’ye İhanet Çemberi
HAMAS’ın 7 Ekim saldırısı sonrası başlayan Gazze Cihadı, İsrailin vahşi saldırısıyla devam ediyor. HAMAS, israilin muhtemel saldırısını kendisi ilk adımı atarak biraz öne aldı. Ama komşu ülkeler bu konuda o kadar şanslı olamayabilirler. Lübnan, Suriye, Mısır, Ürdün, Suudi Arabistan, BAE bu devletler Filistin’e en yakın olması hesabıyla sıralanmış ve çoğu bu savaşta ihanet ahlaksızlığını yine hayata geçirmişlerdir. Siyonist rejimin dışişleri bakanı “Ürdün Nehrinden Akdeniz’e kadar her zaman güvenlik kontrolü İsrailin elinde olacaktır” söylemi Batı Şeria’nın Gazze akıbetine uğrayacağını göstermektedir. Sonrası güvenlik gerekçesinin genişletmesi olarak devam edecektir.
Suudi Selman’ın, Mescidi Aksa için Ebrehe gibi bir düşüncesi mi var diyeceğim ama keşke o kadar masum olsa. Gazze’de katliam yapılırken festivallerle kutlama yapmaları unutulmayacaktır. BAE, İslam dünyasında kangren olmuş bir durumdadır. İsrail, adımlarını ilk olarak BAE’nin ihanetiyle atıyor. BAE, Gazze’de kovulan ve kuyruk acısı; Muhammet Dahlan için halen hayaller kurmaktadır.
Lübnan sürekli bir savaş hattında ve saldırının ilk cephesidir. Gazze için en duyarlı ülkelerden olması gerekirken, it dalaşını geçmeyen günlük füze saldırı limitini doldurarak iç kamuoyunu tatmin etme derdindeler. Hizbullah’ın kuruluş felsefesine aykırı hareket etmesi, slogandan öteye gitmeyen sessizliği tarihe not düşülecektir. İran, “Gazze kara hareketi kırmızı çizgimizdir” açıklaması ABD’nin savaş gemilerinin Doğu Akdeniz’e gelmesine kadar sürdü. İran, savaşa müdahil olmadığı gibi bölgede ciddi bir hinterlandını da baskı altında tutarak Gazze halkını İsrail gibi bir zalimin eline bırakıyor.
Mısır’ın başında israilin getirdiği Sisi’nin olması, Mısır sessizliğini anlatmaktadır. Tiran ve Sanafir adalarını başa gelir gelmez israilin Kızıl Deniz’de uluslararası sulara kavuşması için, Suudi Ailesine hediye eden bir kukla yöneticidir. Gazze için müdahil olmasını beklemek nafile olacaktır.
Türkiye, söylemleriyle halkların içine su serpse de İncirlik ve Kürecik Üslerinin israile hizmet etmesi, Antalya Hal Pazarının ABD Savaş gemilerine çalışması, Azerbaycan petrolünün Bakü-Ceyhan hattı ile Filistin’in işgal edilmiş şehri Askalan’a İsrail için sevki ve savaş yakıtı olarak kullanılması; söylemlerle uygulamanın tezadına güzel bir örnek olabilir. Erdoğan’ın Almanya’da altını çizdiği hassasiyetler Batı’ya tokattır belki fakat zulmün devam ettiği gerçeğini bitirmiyor ve halk olarak ambargoyu en kapsamlı hale getirmişken devletin ambargoya duyarsız olması kabul edilemez.
Suudi Arabistan, Ürdün, Mısır, Endonezya ve Filistin Dışişleri Bakanları İsrail-Filistin Savaşının çözümü ve sivillerin korunmasını görüşmek üzere 20-21 Kasım’da Çin’e gidiyorlar. Çözüm kendi topraklarımızda mevcut iken ihanetten dolayı uzaklarda aramak durumunda kalmaları ve maalesef çözümsüz bir şekilde dönmeleri kaçınılmaz olacaktır.
Gazze Katliamı tüm Avrupa ve Amerika halklarını ayağa kaldırdı. Yüzbinler bu zulme karşı sokaklarda ve ses çıkarmakta, yöneticiler halktan kaçar duruma gelmişler. Yeni olaylara ve yapılanmalara giden bir Avrupa söz konusu.