Hint-Avrupa Ekonomik Koridoru

Geçen hafta yapılan G20 zirvesine Şi Jinping ve Putin katılmadı. BRİCS sonrası bir izole siyaseti kendini G20 zirvesinde de gösterdi.

ABD, Hindistan, AB ve Suudi Arabistan, Hindistan’dan Avrupa’ya bir ticari koridor açma konusunda anlaştı (India – Middle East – Europe Economic Corridor-IMEC).

Hindistan, BRICS’e gösterilen büyük ilgi ve ABD ile yaptığı yeni anlaşma ile denge kurmaya çalışmaktadır. Çin’e alternatif olma niyetinde olan Hindistan içerideki 200 milyondan fazla nüfusa sahip Müslümanların ayrılık taleplerini zulüm ve baskı ile sindirmeye çalışırken sadece artış gösteren bir popülasyon ile Çin’e alternatif olmaya çalışıyor. Ekonomik, üretim ve tedarik eksikliğiyle Çin’in “Bir Yol Bir Kuşak” projesini yakalayamayacaktır.

IMEC ile yapılmak istenen Hindistan’dan Suudi Arabistan’a ve tüm Ortadoğu görmezden gelinerek Suudi Arabistan’dan israil Hayfa limanına ki; bu limanı Çin işletiyor. Hayfa’dan Türkiye’nin Mavi Vatan’ından geçerek Yunanistan Pire Limanına ve oradan da Avrupa’ya dağıtım düşünülüyor. İlginçtir Pire Limanını da Çin işletiyor. Hayfa ve Pire limanlarının işletim süresi yakın zamanda bitiyor.

IMEC ile Basra körfezi ve Süveyş Kanalı dışarıda bırakılıyor. Yani cezalandırılan ülke sayısı oldukça fazla. IMEC grubu “Coğrafya kaderdir” gerçeğini göz ardı etmektedirler: Türkiye’nin jeostratejik ve jeopolitik avantajını görmezden gelerek yapılan bu proje Eastmed boru hattı gibi ölü bir proje olması kaçınılmazdır.

Türkiye’nin bu projeye cevabı daha önceden hazırdı. 2018’den beri üzerinde çalışılan ve Türkiye’nin liderlik ettiği “Kalkınma Yolu Projesi” mesafe olarak kısa ve ticari olarak kazançlı çıkaracağı için tercih edilecektir. Dışişleri Bakanı Fidan tarafından birkaç ay gibi kısa bir sürede başlayabileceğini ve IMEC için ise “Türkiye'nin dahil olmadığı enerji ve ulaşım koridorlarının etkin ve sürdürülebilir olamayacağı”nı söyledi. Yine Enerji Bakanının “Türkiye’nin 3. nükleer enerji santrali planı: Anlaşma kesinleşirse Çin'in yurt dışındaki en büyük yatırımı olacak” bu açıklamalar; Türkiye’nin Karabağ, Suriye, Akdeniz, Libya ve Ege Denizi mesajını içeriyor.

ABD, IMEC ile Suudi Arabistan’ı ikna edip tekrar kendi safına çekmek istemektedir. Suudi Arabistan yakaladığı rüzgarı değerlendirmek isteyecektir.

ABD, Yunanistan’a askeri yığınağın yanı sıra ekonomik yönlendirme de yapmak istiyor. Türkiye’nin AB ile ticari bağını zayıflatmak istiyor. ABD’nin Suriye ve Ege’de yaptığı yığma ayrıca Ermenistan’da yakalamak istediği alan ile ciddi bir çembere alınıyoruz. Çevreleme politikası Çin ile sınırlı değil ve Türkiye, Rus-Çin eksenine itekleniyor. AB Parlamentosunun da 2022 Türkiye raporunu kabul ederek “AB üyeliği mevcut şartlarda başlayamaz” kararı Türkiye’ye batı kapısının kapandığını gösteriyor.

Türkiye’nin, denge politikasını profesyonel bir şekilde kullanmaya devam etmesi gerekir. 1. Dünya savaşında yapılan yönlendirmeler ve hüsran ile biten sonuç bizlere ders niteliğindedir. Yeni nesil savaşlar, bireyselleştirilmiş ülkelerde lokal savaşlarla yıpratılıp kaos ile yaşamayı ön görüyor.